Bir tarih yok oluyor
Adana'da Avrupa'nın 13'üncü yüzyıl mimarisinden izler taşıyan yapıları,
Selçuklu, Memluk ve Osmanlı eserleri birer birer ortadan kalkıyor. 1950'li yıllarda
başlayan göç ve sanayileşme, kendine has mimari özelliği olan Adana
evlerini yok ediyor.
Adana'da sanayi, kentsel gelişim ve modernize adına 1950'li yıllardan
sonra başlayan betonlaşma kendine has bir mimari özelliği olan Adana
evlerini yok ediyor. 1970'li yıllarda çıkan kanunla tarihi yerler SİT alanı
ilan edilerek yıkılmaktan kurtarıldı ancak bu kez de ödenek sıkıntısı
nedeniyle tarihi zenginliğimiz yok oluşun eşiğine geldi. İkibin kitaptan
oluşan kütüphanesi ve 5 bin fotoğraf arşivi ile akla gelen isimlerden
Nurettin Çelmeoğlu, çocukluğunda, Adana'da kentleşme uygulamalarının
kendilerini sevindirdiğini belirterek, 'Bugün yükselen beton kuleleri görünce
sevincimizin ne kadar yersiz olduğunu görüyorum' dedi.
Çelmeoğlu, çocukluğunda Adana içerisinde bulunan bir çok tarihi eserin
ise betonlaşmanın kurbanı olduğunu kaydederek, 'Kuruköprü Mahallesi'nde
bulunan Bahripaşa Çeşmesi'ni yok yere yıktılar. Adana mimarisinin en tipik
örneği olan tarihi postaneyi yıkıp yerine estetikten uzak beton yığını
yaptılar. Tarihi çok eskilere dayanan Tepebağ Mahallesi depremle birlikte
iyice yok olmaya yüz tuttu. Abidinpaşa Caddesi'nde bulunan tarihi Adana evleri
yok edilerek yerine yine beton kuleler yapıldı. En acı olan ise ayakta kalan
eski Kız Lisesi, Tepebağ Ortaokulu, Atatürk'ün karargah olarak kullandığı
tarihi bağ evi, daha bir çok tarihi Adana evleri ve tarihi Taş Köprü ayakta
kalabilme mücadelesi veriyor' diye konuştu.
Akşam - Fatih Keçe
|