Aynı binayı 12 defa yaktılar!
Bir zamanlar İstanbul’un tarihî dokusunu oluşturan ahşap binaların
yerinde şimdi otopark mafyasının değnekçileri cirit atıyor. Şehrin tarihî
miraslarının büyük bölümünü içinde barındıran ve tarih yarımada
olarak adlandırılan Eminönü ve Fatih’teki ahşap evler yangılarla bir bir
yok edildi.
Sabotaj ihtimali
UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesinde bulunan tarihî yarımada, şimdilerde
her hafta yaşanan yangınlarıyla anılır oldu. Gün geçmiyor ki, itfaiye
telsizi “Tarihî ahşap bina yanıyor” anonsuyla çınlamasın. İtfaiye
Daire Başkanlığı verilerine göre, 2003’te tarihî yarımada içinde kalan
alanda 83 ahşap bina yandı. Bu yangınlardan 53’ünün gerekçesi kayıtlara
‘sigara ve dikkatsizlik’ olarak geçse de, polis ‘sabotaj’ ihtimali üzerinde
de duruyor. Diğerlerinin sebepleri ise istatistiklere ‘elektrik kontağı,
soba, baca yangıları’ olarak geçti. Fatih Haydar Mahallesi Vişnap
Sokak’taki 100 yıllık tarihî bir binanın 12 defa yakıldıktan sonra
kullanılamaz hale gelmesi bu ihtimali güçlendiren somut misallerden sadece
biri. Geçen yıl Beyoğlu, Zeytinburnu ve Şişli’de de üç tarihî bina
yanarak kül oldu. Sülaymaniye’de yanan ahşap binaların yerleri de fırsatçıların
eline geçmiş durumda. Buralar zaman içinde mafya eliyle otoparka dönüştürüldü.
Giderek artıyor
İtfaiyenin 2000 yılı istatistiklerinde 15 tarihî evin yandığı
belirtilirken, bu sayı 2001’de 33’e yükseldi. 2002’de yanan tarihî ev
sayısı ise 55. En dikkat çekici nokta, 2002’deki yangınların çoğunlukla
Üsküdar ve Kadıköy ilçelerine bağlı yerlerde çıkmış olması.
2003’te ise üç yılın toplamından daha fazla tarihi ev yandı. 86 yangından
83’ünün adresi bu kez Eminönü ve Fatih ilçeleriydi. İstanbul İtfaiye Müdürü
Orhan Akyıldız, “Geçen sene bölgede haftada birkaç kez yangına gittiğimiz
oluyordu. Bu yıl da değişen bir şey yok. Hatta Fatih’te geçen yıla göre
yanan bina sayısı 2 katına çıktı. Yangınların çıkış sebeplerini kayıtlara
geçiriyoruz. Şüpheli durumları Emniyet’e bildiriyoruz. Bu bölgedeki
binalar ‘tarihî eser’ olduğu için onarılamıyor ve yıkılamıyor. Bu
sebeple de bazı çeteler menfaatleri için yakıyor” dedi.
Yasaklar sözde
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 5 Kasım 1999 tarih ve
660 sayılı kararıyla, yanan tarihi binaların parsellerinde her türlü inşai
ve fiziki müdahale yasaklandı. Karar bu alanların ‘otopark, fuar alanı’
olarak kullanılmasını engellemeyi hedefliyordu. Ancak karar sözde kaldı ve
yakılan yerlerin büyük çoğunluğu otoparka dönüştürüldü. Eminönü
Belediyesi imardan sorumlu başkan yardımcısı Coşkun Aksu, “Ahşap binaların
yüzde 99’u tarihi yapı olarak tescillenmiş. Ancak ne yazık ki bu binalar
yakılıyor ve yasak olmasına rağmen otopark olarak kullanılıyor. Bunu
engellemek ve sayısını belirlemek oldukça zor. Eski eserlerle ilgili yeni düzenleme
yapmak lazım. Vatandaş, tarihi eser diye eve çivi bile çakamıyor ya da yıkıp
yenisini yapamıyor. Sonuç olarak bu binalar yakılıyor ve otopark mafyasının
eline geçiyor” dedi.
4 bin tarihî eser yıkılacak
Beyoğlu Tarlabaşı’ndaki tarihî binalarda insanlar ölümle burun buruna yaşıyor.
Zabıta defalarca, “Bu evlerde oturmak tehlikelidir” yazısı assa da, çevre
sakinleri gidecek yerleri olmadığı için metruk binaları terk etmiyor. İstanbul
genelinde kültür mirası olarak nitelenen 4 bin bina için yıkım kararı
verildi. Bunlardan 3 bini Beyoğlu bölgesinde bulunuyor. Ancak Anıtlar Yüksek
Kurulu ile Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu binaların yıkılmasına
izin vermiyor. Tamamı mühürlenerek boşaltılan binalar, 3 yıldır bu
kurulların kararını bekliyor. Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah
Demircan, ilçede yıkım kararı verilen 3 bin binanın büyük tehlike arz
ettiğinin farkında. Ancak SİT alanı olarak korunan bölgede bürokratik
engeleri aşmak hiç de kolay değil. Demircan, “Yıkılacak binaların
envanteri çıkarıldı. Ancak Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu,
bırakın yıkımı en küçük bir tadilatta bile zorluk çıkarıyor. Bu
kurumlar basit işlerle uğraşmak yerine tarihi binaların restorasyonu için uğraşsalar
daha isabetli olur. Zaten bizim de hedefimiz sadece tehlike arz edenleri yıkmak”
diye konuştu.
Başkan da dertli
Beyoğlu’nda yıkılmak üzere olan binalara çözüm arayışına giren Beyoğlu
Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, bürokrasiden dert yanıyor. “Bu
manzara Beyoğlu’na yakışmıyor” diyen Demircan, yeni kanundan umutlu.
Küllerin üzeri otopark
Polisin kayıtlarına göre, Fatih ve Eminönü’nde mafya tarafından yakılan
binaların çoğunun yerinde şimdi otoparklar var. İşte bu otopark da yanan
bir ahşap binanın külleri üzerine kurulmuş.
Turistik olacak
18 Haziran’da Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 4706 sayılı
Kanun yerel yönetimlerin imdadına yetişti. Kanuna göre, Hazine ve Vakıflara
ait gayrimenkuller üzerinde 31.12.2000 tarihinden önce yapılan inşaatlar,
arazileri ile birlikte sahiplerine satılacak. Belediye SİT alanı içinde
oturulmaya müsait binaların tamanını İstanbul Defterdarlığı’ndan
devralacak. Bu binalar daha sonra hak sahiplerine resmi tapu ile devredilecek.
Oturulmayacak kadar tehlike arz eden binalar ise zaman içinde yıkılarak
yerlerine tarihî dokuya uygun kamulaştırma yapılacak. Beyoğlu Belediye Başkanı
Ahmet Misbah Demircan, bu kamulaştırmayı yeni belediye binası ve turistik
tesisler olarak gerçekleştireceklerini söyledi.
Türkiye
|