reklam

12 Temmuz 2004 Pazartesi
Ana Sayfa > Haberler

Yeryüzünde bir cennet

Sakar geçidinin gür ormanlarına sırtını dayamış ahşap işlemeli mimarisiyle, samurların barındığı akvaryum görüntüsündeki olağanüstü azmaklarıyla, hayatın en güzel merhabalarından biridir Akyaka. Bu şirin beldeye emek verenlerden Hamdi Yücelen, ''Denetim yetersiz. Yasalar var, yasaklar var, ama iş bunlarla bitmiyor. İnsan önemli insan. Bilinç gerekiyor, el birliği gerekiyor'' diyor.

Muğla'dan Marmaris yönüne çıktığınızda Sakar geçidinin doruğunda yeryüzünün en güzel coğrafyalarından bir armağanla kucaklaşırsınız.

Yeşil ve maviyle çerçevelenmiş Gökova binlerce ütopyayı tetikler, ölümsüzlüğü çağrıştırır, hayata kayıtsız kalamazsınız...

Sakar'ın kıvrıla kıvrıla inen yokuşundan nasıl olmuşsa büyük ölçüde yağma ve talandan kurtulmuş ovaya inmeden, kenarda, köşede bir sürpriz daha bekler şanslıları. Sakar'ın gür ormanlarına sırtını dayamış ahşap işlemeli mimarisiyle, samurların barındığı akvaryum görüntüsündeki olağanüstü azmaklarıyla, hayatın en güzel merhabalarından biridir Akyaka.

Yücelen'in emeği...
Aslında doğanın değişik coğrafyalarda binbir güzelliği vardır da, bu şirin beldenin bugüne gelmesine emek verenlerden Hamdi Yücelen 'in dediği gibi:

''Akyaka'yı Akyaka yapan insandır yine de. Nail Çakırhan doğduğu topraklara dönmesiydi, bugün Akyaka yoktu çünkü...''

İyi ki Akyaka'ya dönmüş Çakırhan. Doğaya ve insana saygılı bir yaklaşımla 70'li yıllarda kollarını sıvamış. Bitişik yapılaşma olmayan, doğduğu Ula'nın eski evlerini örnek almış.

Mekâna çağdaş bir boyut katarak özgün bir anlayış yaratmış. İçinde ve dışında ahşap işlemeleri bol, iki katlı bahçeli evler çizmiş doğayla zıtlaşmadan. Önce kendi evi, derken rantın henüz benlikleri kirletmediği insanların evleri derken, hep birlikte küçük beldenin sevimli temelleri atılmış.

Sonunda 1983 yılında Uluslararası Ağahan Mimarlık Ödülü'nü; mimarlık eğitimi olmamasına karşın kendi yaptığı ve geleneksel mimariyi yansıtan eviyle almış haklı olarak.

Kirlilik tehdidi...
Buraya kadar tamam. Şimdi asıl bize bu yazıyı yazdıran gerekçeye gelelim. Demiştik ya ''Nasıl olduysa yağma ve talandan büyük ölçüde kurtulan Gökova'' diye, bu noktadan, son yıllarda büyüyen bir tehlikeye dikkat çekelim. ''Kirlilikten'' söz ediyoruz, mimari dokuyu ve doğa harikası azmakları tehdit eden kirlilikten...

Akyaka, ülkenin 1988 yılında ilan edilen, ilk özel çevre koruma bölgeleri arasında. ''Resmi'' olarak korumaya alınmış. Alınmış ama, anlaşılan o ki, yetmemiş! Kıymet bilenlerin elinde olsa, özene bezene korunacak azmakları, öncelikle yapı yoğunluğu tehdit ediyor. Yeni bir otel yapılıyor, beldenin mimarisine uymayan, üç katlı. Azmağın bitişiğindeki evlerin sahipleri, sazlıkları kesiyorlar önlerini açmak için. Acaba atıkları nereye gidiyor? Pancar motorlu balıkçı tekneleri Kadın Azmağı'nın kalbine kadar giriyorlar.

Poşetler, naylonlar arasında yumurtlamak için gelen balıklara bile ağ geren sözde balıkçılar Akyaka sevdalısı Muğla üniversitesinden Dağcılık Kano ve Rafting Spor Kulübü'nden gençler ''Aman'' diyorlar ''aman yok olmasın azmaklar, su samurlarımız''. Özgür Ceylan ve Hüseyin Yalçın sezon başında İstanbul'dan yardım istemişler azmakları temizlemek için. 20 dalgıç genç, üç gün uğraşmışlar.

Özgür, ''Bir tekne dolusu atık çıkardık güzelim azmaklardan. Araba lastiğinden ağ parçalarına, içki şişelerinden iç çamaşırlara kadar'' diyor. Hüseyin, bölgede mazotlu değil elektrik motorlu teknelerin kullanılmasını öneriyor. Yerel mimariye aykırı, yeni tamamlanmış bazı yapılar daha var.

'Denetim yetersiz'...
Beldenin genç ve bilinçli belediye başkanı Ahmet Çalça , iki ruhsatı iptal ettiklerini, bir yapının sahibine de para cezası verdiklerini söylüyor. Kanalizasyonun denize akmasını önlediklerini belirtiyor ama sağlıklı bir arıtma yok anlaşılan. Kaçak otelin de, kullanma ruhsatı almaya gelince engelleneceğini vurguluyor. Ruhsatsız binaların yıkılacağının altını çiziyor. Yeni bir balıkçı barınağı yapmanın peşinde, azmaklar kirlenmesin diye.

Gözümüz gibi korunması gereken bir değer olan Akyaka için sözü Hamdi Yücelen'in vurgusuyla bitirelim:

''Denetim yetersiz. Yasalar var, yasaklar var, ama iş bunlarla bitmiyor. İnsan önemli insan. Bilinç gerekiyor, el birliği gerekiyor.''
Cumhuriyet - Serdar Kızık

 

Temmuz 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04
05 06 07 08 09 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Sokakları, caddeleri, binaları, sorunları, keyifleri, artıları ve eksileri ile kentte yaşamak, kentli olmak üzerine söylemek istedikleriniz Kent ve Çevre forumunda

Arkitera.com/forum

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz