Mimar
Sinan'ın kemikleri sızlıyor!..
Diyanet İşleri'nin yayımladığı rapordaki "Çok uzun minareler
depremde tehdit oluşturuyor" uyarısına kulak asan olmadı...
Deprem bekleyen İstanbul'da en tehlikeli yapılar arasında, yapımı
tamamen denetim dışı olan ve aşırı yükseklikleriyle dikkat çeken cami
minareleri de bulunuyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, 17 Ağustos 1999'daki depremin ardından
cami ve minare boylarının oranlarıyla ilgili hazırladığı çalışma kadük
olunca, Türkiye'nin her yerinde denetimsiz ve projesiz camiler mantar gibi türemeye
başladı. Oysa rapora göre, minarenin ortasıyla kubbenin üst kısmının aynı
hizada olması ve açılarının uygun olması gerekiyor. Ancak, yeni yapılan
minarelerde bu kurala dikkat edilmiyor. Ayrıca, cemaat kapasitesi 2 bin 500 ve
daha fazla olan camilerde minare sayısının iki, şerefe sayısının iki, küçük
camilerdeki minarelerin tek şerefeli olacağının açıkça belirtilmesine rağmen,
bu kurala da uyulmuyor.
'Altın oran' unutuldu
Diyanet'in raporunda, minarelerin projesiz ve denetimsiz yapıldığına dikkat
çekilerek, önlem alınmazsa olacak bir depremde, 17 Ağustos 1999 depremine
benzer sonuçların oluşacağı vurgulandı. Raporda, minare boylarında Mimar
Sinan ve Leonardo da Vinci gibi ünlü mimar ve sanatçıların uyguladığı
"altın oran" kuralının uygulanması istendi. Diyanet İşleri Başkanı
Ali Bardakoğlu, "Cami yapmak isteyenler, başvurularını mülki amirlere
yapmalıdır" dedi. Minaresiz TBMM Camisi projesiyle tanınan mimar Behruz
Çinici de, "Şimdiki camiler Sinan'ın kemiklerini sızlatacak halde"
diye konuştu.
'Depremde çevreye zarar verdiler'
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın raporunda, 17 Ağustos depreminden
sonra yurtta yapımı süren 1176 camiyle ilgili şu çarpıcı rakamlar elde
edildi:
*Camilerin yüzde 80.9'unun inşaat ruhsatı, yüzde 55.6'sının mimari, yüzde
64.4'ünün de betonarme projesi yok.
*17 Ağustos'taki afette cami ve müştemilatların depremden en çok hasar gören
yapılar olduğu görülmüştür.
*İncelemede, cami ve müştemilatıyla, çevresinde bulunan diğer yapılardaki
hasarın bir kısmına, minarelerin bu yapıların üzerine yıkılması
sonucunda meydana geldiği tespit edilmiştir.
*Minarelerin bir hesabı ve projesi olmadan inşa edildiği, yapımında fen ve
sanat kurallarına uyulmadığı, çok yüksek yapıldığı, rüzgâr, fırtına
ve depreme karşı güvenliğinin bulunmadığı, buna bağlı olarak can ve mal
emniyeti açısından risk teşkil ettiği görülmüştür.
Milliyet - Önay Yılmaz |