reklam

14 Temmuz 2004 Çarşamba
Ana Sayfa > Haberler

Bu binaları gördükçe içim sızlıyor, kendimi çok kötü hissediyorum

Plansız gelişen kentler kendini çok açık belli ediyor. Turizm geliştikçe 'beton'laşma daha da hızlı gelişiyor. Bu çok kötü ve tehlikeli bir gidiş. En kötüsü turizme ciddi bir katkı koyan tarım alanlarını da imara açılıyor ve yok oluyor. Geçmişte yaşanan acı tecrübelerden neden ders alamayız bunu da anlamıyorum. Nereye gitseniz toz toprak içinde, her yer şantiye olmuş.

Çevreciler uyuyor, turizm profesyonelleri kendi dertlerine düşmüşler bu konularla ilgileri yok, meslek örgütlerinin laftan öte ürettikleri bir eylem yok. Yani kötü gidişe dur diyecek muhatap yok. Bu yazıyı yazarken bile içim sızlıyor.

Yapılan inşaatların ne turizmle, ne de çağdaşlıkla alakası yok. Yani hiçbirinin mimari bir özelliği de yok. Yanlış anlamayın ben bina yapmayalım filan demiyorum. Sadece medeni ülkelerdeki gibi hakkım olanı talep ediyorum. Bir kent baştan başa rengarenk olur mu?

Siz hiç gördünüz mü Avrupa'da rengarenk binalar? Adam yaptığı binayı tuttuğu takımın rengiyle boyuyor. Var mı böyle bir şey Allah aşkına? Bizim ülkede var işte... Bu çirkin binaları gördükçe kendimi bazen çıplaklar kampında dolaşır gibi hissediyorum. Gerçekten yazık oluyor!

Bu ülkede çağdaş mimarlar ne iş yaparlar acaba? Cezaevini andıran bu binaları gördükçe onların içi sızlamaz mı? Yoksa artık bu ülkede Mimar Sinan'lar yetişmiyor mu? Yetişiyorsa nerede bunların eserleri? Yapılan binaların hiçbir özelliği yok. Turizmin başkenti dediğimiz Antalya'ya bir bakalım. Kaç tane mimari özelliği olan bir ev veya kamu binası var acaba? Avrupa'da yeni yapılan bir bina bile sanki tarihi bir eser gibi tasarlanarak yapılıyor. İşte bizde bunu istiyoruz. Çok şey mi istiyorum yoksa?

Bana göre hiçbir belediye planlamasını turizme göre yapamıyor. Yahu bırakın turizmi bir kenara yazdıklarım tamamen çağdaş yaşamın parçası, medeniyetin nimetleridir. Biz bu nimetlerden yararlanamıyoruz. Hani belki turizm olgusunu ön plana getirirsek belki biraz daha dikkatli olabilir miyiz diye, yazılarımı daha çok turizme endeksliyorum. Ama kimin umurunda medeniyet, kimin umurunda çağdaş yaşam, kimin umurunda turizm? Bu kafayla gidersek 25 milyon turist hedefi hayal. Gerçekleşse bile çabuk kaybederiz. Bakın biraz sert olacak ama 'beton' kafalar değişmedikçe adam olmamız imkansız. Hiçbir millet bindiği dalı bizim kadar iyi kesemez. Bu düşüncemin doğruluğunu ispat etmek için sayısız örnekler verebilirim size. Şimdi bu yazımı okuyanlara sormak istiyorum. Lütfen söyle gözlerinizi iki saniye kapatın ve 20 sene öncesi Antalya'yı, Alanya'yı, Marmaris'i, Bodrum'u hayal edin. Açın gözlerinizi ve karar verin. Var mı o 20 sene evvelki güzelliklerden eser?

Geçtiğimiz günlerde yazdım, Kundu bölgesinin ranta yenik düştüğünü. Plansız bir şekilde yapılaşmaya gittiğini. Kimsenin sesi çıkmadı. Sanki bu yazı laf olsun diye yazıldı. Yahu beyler Kundu, Yunanistan'da bir bölge değil, Antalya'da. Arada bir oralardan geçmek durumunda kalıyorum inanın içim sızlıyor. Tarih bir gün hepinizden hesap soracak. Tarih sormasa bile Allah sizden bunun hesabını sorar.

Kundu çarpık yapılaşma için çok canlı ve yakın tarihli bir örnek. Tedbir alınırsa kurtarılabilecek önemli bir turizm bölgesi. Sahil boyunca birbirinden değerli dünyanın en lüks turistik tesisleri yapılıyor bu bölgeye. Hemen arka bölümlerde ise yükselen çok katlı binalar tam bir çirkinlik abidesi oluşturuyor. Yani katliamın ayak sesleri yükseliyor buradan ama duyan yok.

Şimdi genç ve gelecek için umutlarımızı bağladığımız Antalya'nın yeni başkanı Menderes Türel'e ve çevre konusunda duyarlılığına inandığım Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen'e sormak istiyorum. Ne olacak bu bölgenin hali? Bir gün betonlaşan kentlerin haline mi düşecek? Yoksa gerekli tedbiri alıyor musunuz? Lütfen cevap verin başkanlarım.
Akşam - Mevlüt Yeni

 

Temmuz 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04
05 06 07 08 09 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Sokakları, caddeleri, binaları, sorunları, keyifleri, artıları ve eksileri ile kentte yaşamak, kentli olmak üzerine söylemek istedikleriniz Kent ve Çevre forumunda

Arkitera.com/forum

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz