Kamusal alan Anayasa’da yok;
kimse kendi fikrini dayatamaz
TBMM Başkanı Bülent Arınç, ‘kamusal alan' kavramının Anayasa ve
kanunlarda yer almadığını belirterek, “Kimse kendi düşüncesiyle ‘böyle
olmalı' şeklinde kural koyamaz ve dayatamaz.” dedi.
Dolmabahçe Sarayı'nda, ‘2. Değerli Eşya Bölümü'nün açılışını
yapan Bülent Arınç, daha sonra gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını
cevapladı. Bugüne kadar Türkiye'de kamusal alana ilişkin herhangi bir tartışma
yaşanmadığını anlatan Arınç, hukuk devletinde kuralların tarif edilerek
konulduğunu vurguladı. Arınç, ‘kanunsuz suç ve ceza olmaz' hükmünün
evrensel bir kural olduğunun altını çizdi. Anayasa'nın Türkiye'deki
hiyerarşinin en üstünde olduğunu ifade eden Arınç, şöyle devam etti:
“Anayasa'da ‘kamusal alan' diye açıkça tarif edilmiş hiçbir şey
yok. Anayasa'ya dayalı olarak çıkarılmış birkaç bin kanun var. Bu
kanunların hiçbirisinde ‘kamusal alan' diye tarif edilmiş bir şey yok.
Yasama yetkisi TBMM'nindir. Anayasa'yı bile yapan kurum Meclis'tir. Başka hiçbir
kimse yasama yetkisini paylaşamaz. Biz Anayasa'yı, kanunları yaparken
‘kamusal alan' diye bir şey koymamışız. Bundan sonra konulabilir, konulması
da gerekli olabilir. Onu milletin temsilcileri, TBMM'de yapacak. Anayasa ve
kanunlarda yeri olmayan bir kavramı, 'ben böyle düşünüyorum, böyle
istiyor, anlıyorum' diye kişisel olarak kimse bunu kural haline getiremez. Ben
de hukukçuyum. Bu konuyu bilimsel olarak tartışabiliriz. Ama ben diyemem ki,
‘benim anladığım kamusal alan budur, bunu herkese dayatıyorum'. Bu ihtiyaçtan
doğar. İhtiyaçları TBMM değerlendirir. Toplumun ihtiyaçlarını,
taleplerini kanun haline getirmek gerekirse bunu TBMM yapacaktır. Bazı şeyler
‘Efendim tüzükte var, yönetmelikte var...' Hiyerarşi bellidir. Anayasa,
kanun, tüzük, yönetmelik ve yönerge. Bir tanesi üstündekine aykırı
olamaz ve ona dayanaksız kılınamaz. Onun için bizim Türkiye'de demokrasinin
genel geçer kuralları, elbette yasalarca belirtilmiş olan hürriyetleri özgürce
kullanmaktır.”
Kamusal alanın tarifine de değinen Bülent Arınç, ‘kamu'nun toplum olduğunu
dile getirdi. Arınç, ‘kamu’, herkesin eşit olarak paylaştığı birtakım
haklar ve yetkiler ise anlam itibarıyla yasakçı değil, özgürlükçü bir
kavram olması gerekir. Kamusal alan denilen şey, farklılıkların bir arada
özgürce yansımasıdır.” dedi. İsim vermeden YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'in
kamusal alan tarifine atıf yapan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dolmabahçe Sarayı'nın bahçesinde yürüyoruz. Kamusal alan yok. Karşımıza
bir bekçi çıktı. Kamusal alan oluştu. Böyle bir şey olamaz. Böyle bir şeyi
dünyada gören, tarif eden yok. O zaman ben başka bir misal getiririm: Şurası
kamusal alandır. Karşısına şu çıktı, özgürlükçü alan oldu. Bu şekilde
hiçbir yere gidemeyiz, kendimize güldürmekten başka... Hiçbir şekilde bu
kavramların üzerinde oynamayınız. Kamusal alan, kamuya açık alandır. Kıyafeti,
siyasi düşüncesi, dini inancı ne olursa olsun. Bütün bunların bir arada
kendisini ifade edebildiği alanları belli kamusal alan olarak tarif etmek mümkündür.”
Meclis Başkanı, basın toplantısı sırasında milletvekillerinin parti değiştirmesiyle
ilgili sorularla da karşılaştı. İstifanın bireysel bir hak olduğunun altını
çizen Arınç, buna sınırlama koymanın veya yasaklamanın doğru olmayacağını
belirtti.
Saltanat Kayığı ile Boğaz sefası
Meclis Başkanı Bülent Arınç, dün Dolmabahçe Sarayı’nda özel bir banka
tarafından yapılan Yerel Bilgisayar Ağı Altyapı Projesi’ni hizmete soktu.
Bugüne kadar kapalı olan 2. Değerli Eşyalar Sergi Salonu’nun açılışını
da yapan Arınç, daha sonra Saltanat Kayığı ile Boğaz’ı gezdi. Kısa bir
turun ardından Beylerbeyi Sarayı’na geçen Meclis Başkanı, çeşitli
incelemelerde bulundu. Daha sonra Dolmabahçe Sarayı’ndaki programa katılan
Bülent Arınç, 19. yüzyıl Osmanlı Devleti mutfağında kullanılan eşyaların
yer aldığı “2. Değerli Eşyalar Bölümü”nü açtı. 4 kameralı alarm
sistemine sahip bölümde, 2. Abdülhamid, Abdülaziz ve 3. Selim dönemlerine
ait 441 parça mutfak malzemesi bulunuyor.
Zaman - Emre Soncan
|