reklam

17 Temmuz 2004 Cumartesi
Ana Sayfa > Haberler

Kentin ruhuna...

Yaz gelince kentin üzerine de bir güzellik gelir. Trafik sakinleşir, sokaklar tenhalaşır. Sanki daha rahat nefes alınır. Ufuk çizgisini baştan başa ve artık çıkmaz biçimde kaplayan o kirlilik örtüsüne rağmen. Tıpkı ramazanda olduğu gibi. Adeta kalabalıkla birlikte kaçmayanlara, farklı davranabilenlere kentin küçük
bir hediyesi gibi. Umulmadık keşifler için bulunmaz bir fırsat.

Sonunda adından sıkça söz edilen 'Rue Française' de açıldı. Türkçesiyle Fransız Sokağı. Fransız kalmamak için Fransızca adıyla anmak gerek. Bilbordlara bakılırsa 'Beyoğlu kendine dönüyor'. İddialı slogan. Beyoğlu'nun kendinde olmadığını anımsatan bir yönü var. İyi ki Fransızcası var. Durumun daha az vahim olduğunu gösteriyor. 'Beyoğlu köklerine geri dönüyor!' Yani, İstiklal Caddesi, Pera olma yönünde bir adım daha atıyor. Semtin ve caddenin son 80 yılda başından geçenleri unutması mümkün mü?

Tabii sokağın ortasındaki güvenlik takının üzerinde uzun uzadıya durulabilir. Ama ne onun varlığı, ne görevlilerin güler yüzlü ya da asık suratlı olmaları asıl konu değil. Asıl konu bu sokağın açılmasıyla kentin neye benzediği. En son söylenecek olan baştan söylenebilir. Fransız Sokağı bir gayrimenkul geliştirme
projesidir. Bu hafif dökük, hafif marjinal alanın evcil, ehli, güvenlikli bir Fransız
eğlence yeri ve dükkân sitesine dönüştürülmesine yöneliktir.

Ayrılırken broşürler dağıtılıyor. Bakınca birinin, bir gazetenin eki (yani teknik deyimle advertorial), diğerinin sanat galerisindeki serginin kataloğu olduğu anlaşılıyor. Ekte projenin sahibiyle uzun bir söyleşi var. Öncelikle buranın 'temalı bir sokak' olduğunu öğreniyoruz. Bir de sitede demir disiplin uygulanacağını. Örneğin, binaların sadece iki renk olabileceğini, müzik konsepti gereği belli saatlerde belli tür müziklerin çalacağını, dükkânların adlarının Fransızca olacağını ve dükkânların en az bir (çok iyi) Fransızca bilen eleman çalıştırmak zorunda olduklarını! Buranın neşeli,güvenli, ancak zapturapt altında bir site olacağı kesin. İçki ruhsatı konusu da bakanlık yardımıyla bir tek ruhsatla çözülecekmiş. Bu bilgiler yoruma yer bırakmayacak kadar açık.

Yine de sorular var. Broşürde bir kültür kelimesidir gidiyor. 'Gastronomi
Kültür Enstitüsü', 'şarap kültürü', 'sanat kültürle buluşuyor'. Bu kültürün ne menem bir şey olduğu belirsiz. Şu haliyle Fransız kültürünün ne kadar talebi var göreceğiz. İkincisi: Sitenin amblemi 'rf', anlı şanlı Fransız Cumhuriyeti'ninkiyle 'RF' aynı. Bir tek harf karakterleri farklı. Amblemin gerçek sahipleri bu benzerlik için ne düşünüyorlar meçhul. Sitenin girişindeki sanat galerisinin 'İtalyan Opera Okulu' olduğu söyleniyor. Tarihçilerin bilgisine başvurmalı. İçerideki tabelada 'İtalyan İşçi Derneği' ibaresi okunuyor.

Artık İstanbul Disney'e hazır. Fransız dükkân sitesi Disney için zemin hazırlıyor.
Site Fransız kültürünün Disney'e karşı zaferi gibi görülebilir. Asıl zafer Cezayir'in. Ehlileşmiş sokaklardan ikisi Cezayir adını taşıyor. Hâlâ. Cezayir Sokağı ve Cezayir Çıkmazı. Kültür timsali Fransa'nın Cezayir'de yaptığı hunhar sömürge mezalimini unutmayalım diye.Belli olmaz belediye bir kararla bu sokakların adını Pétain Sokağı ve Le Pen Çıkmazı olarak da değiştirebilir.

İyi niyetle de olsa kentin dikenlerini sökmeye, pürüzlerini'tema projeler'le
yok etmeye kimsenin hakkı yok. Gün gelir, kentin ruhu yattığı yerden doğrulup hesabını sorar.
Radikal - Serhan Ada

 

Temmuz 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04
05 06 07 08 09 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Yarışma

AMV Genç Mimar Ödülü 2004


Son başvuru tarihi:
30.07.2004

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz