Talay ve sit
davası
Türkiye bu yıl turizmde parlak bir sezon geçiriyor. Ege ve Akdeniz'in
cennet koyları, yabancı akınına uğradı. Gökova'nın, Hisarönü'nün, Göcek'in
turkuvaz rengi denizleri, yatçıların, yelkencilerin gözdesi. Muğla kıyıları,
Yunan adalarının önüne geçti. Çünkü bu mekanlar aynı zamanda ormanlık
alanlar. Yeşil ve mavinin kucaklaştığı iç denizler.
Geçenlerde Bodrum'u havadan gösteren bir fotoğraf, 'betonlaşma'nın bu kıyılar
için en büyük tehdit olduğunu kanıtlıyordu.
Türkiye, 1980'lerde Güney Antalya turizm gelişim projesiyle Kemer ve
Belek'te tatil köyleri ve oteller zinciriyle 'yatak' açığını büyük ölçüde
kapattı. O zaman yapılan yatırımların sonuçları şimdi alınıyor. Ancak
kimi hatalara ve 'altın yumurtlayan tavuğu' kesme hesabıyla, turizmi
ucuzlatma çabalarına engel olunamadığı da bir gerçek.
Oysa turizmde 'kalite'ye ve 'yüksek kazançlı' seçeneklere de yönelmek
gerekiyor. Yatçılık bunların başında geliyor. Ancak kıyıları değerlendirirken,
betonlaşmayı ve kirlenmeyi önlemek şart.
Muğla'da Sedir Adası'nda (Kleopatra) yaşananlar bu açıdan çarpıcı bir
örnek. Eski Vali Lütfi Yiğenoğlu, merkeze alınma pahasına 2001 yazında Kültür
Bakanlığı'nın kaçak kafeterya inşaatını durdurmuştu. Danıştay 5.
Daire, valiyle ilgili Bakanlar Kurulu kararını iptal etti. Bu gelişmeyi,
'Vali hukuk savaşını kazandı' diye yorumlamıştık.
Dönemin Kültür Bakanı İstemihan Talay'dan bir düzeltme notu aldık. Yazıdan
bir gün sonra 7 Temmuz 2004 tarihinde Danıştay Dava Daireleri Kurulu, bu kez
vali aleyhine 'göreve iade edilemeyeceği' kararını vermiş. Bu karar henüz
Yiğenoğlu'na ulaşmamış.
Kültür eski Bakanı İstemihan Talay, Sedir Adası'ndaki kafeteryanın
Koruma Kurulu'na verilen projeyle ahşap olarak çevreyi bozmayacak şekilde
yaptırıldığını savunuyor. Kleopatra Adası birinci derece arkeolojik sit
alanı olduğu için bu yasağın devlet eliyle delinmemesi gerekirdi.
Muğla eski valisi, köylülerin şikayetine uyup kaçak inşaatı durdurduğu
için görevinden oldu.
Bu davadan bağımsız ve çok daha büyük bir ihlal Marmaris Orhaniye'de
Martı Marina'da yaşanıyor. Eski bir kilisenin de bulunduğu marinada ÇED
raporları hiçe sayılarak doldurulması sonucu neredeyse bir liman ve üç
katlı otel inşa edildi. Beton iskelelerden birinin boyu 350 metreye ulaşmış
ve koyun girişini neredeyse kapatmış durumda.
Ne yazık ki bu betonlaşmaya Muğla Valiliği'nce seyirci kalınıyor.
Yekta Kara Olayı : Kültür eski bakanı İstemihan Talay, NATO liderlerine
Topkapı'da sunulan 'lirik tarih gösterisi'ni sahneye koyan Yekta Kara'yı görevden
alma gerekçesinin 'devletin imkanlarını özel projelerde kullanma' olduğunu
bildirdi ve dönemin sanat yönetmeni Kara'nın eşiyle birlikte her gösteriyi
350 milyar liraya pazarladığını savundu.
Milliyat - Derya Sazak |