Çevre ve yasalar
Sizlere bazı sorular sormak istiyorum.
1) Türkiye bir hukuk devleti midir?
Cevabınız büyük çoğunlukla evet olacaktır.
2) Hukuk devleti ne demektir?
Kararların yasalar çerçevesinde verilmesi, yasaların uygulanması, yasalar
önünde herkesin eşit olması.
3) Cezalara getirilen her türlü affa kamuoyu vicdanı neden büyük tepki gösterir?
Örneğin Rahşan Affı'na karşı toplumda inanılmaz bir kızgınlık hala
devam etmektedir.
Bu tepki neden oluşmaktadır?
Çünkü hukuka saygılı, yasalara uyan, vergisini ödeyen vatandaşlar,
yasaları uygulamayan ve hukuku çiğneyen suçlu insanlara karşı kendilerini
mağdur ve kandırılmış hissetmektedirler.
Yasa dışı uygulamalar
Vergisini ödemeyen, hortumculuk yapan, haksız kazanç elde eden, kıyı ve SİT
kanunlarını çiğneyerek kendine avantaj elde eden insanlar karşısında
hukuk devleti ilkeleri içinde yaşayan, yasalara saygılı insanların hakkını
kim ve nasıl koruyacaktır?
Bence toplumdaki adalet duygusunu güçlü biçimde ayakta tutmak
demokrasinin ve ülkenin geleceği için çok önemlidir.
Gücü-gücüne yeten ayakta kalır anlayışı bir toplumu içten çökertir.
Yasa dışı uygulamalara göz yummamak gerekir. Bunun için sorumluların görevini
yapması şarttır.
Kıyı ve SİT Kanunu
Çevre konusunda duyarlı olmadığımızı ve bunun çeşitli örneklerini her
gün TV'lerde izliyoruz. Çevrenin ve denizin göz göre-göre yok olmasını
kabul etmek gelecek nesillere karşı görevimizi yapmadığımız anlamına
gelir. Kıyı Kanunu'na göre sahillerde ilk 100 metrede hiçbir tesis yapılamaz.
Ancak Bayındırlık Bakanlığı'nın onayladığı yat limanı, balıkçı barınağı
ve günü birlik projeler uygulanabilir. Bayındırlık Bakanlığı'nın
projesini onayladığı günü birlik tesisler ise ilk 50 metrede yapılamaz.
Buna karşılık yerel yöneticilerin Kıyı Kanunu'nu yok saydıklarını görüyoruz.
Koruma Kanunu'na göre (SİT alanları için) kurulacak tesislerin planlarının
ve imar projelerinin SİT kurulundan onay alması şarttır. İzin gereklidir.
Ancak bu iki temel yasa turizm bölgelerinde göz göre-göre ihlal
edilmektedir. Yerel yöneticilerimiz bu yasaların çiğnenmesine göz yumarak açıkça
hukuk dışı uygulamaların sorumluluğunu üstlenmektedirler. Ayrıca
yasalardaki boşluklar nedeniyle yönetimde yaşanan yetki kargaşası ve
koordinasyon eksikliği bu uygulamaların kökleşmesine neden olmaktadır.
Hukuk dışı uygulamaların ise ciddi bir cezai yükümlülüğü vardır. Hatırlatırım.
Yeni Asır - Işın Çelebi
|