'Fırtına' kurtuldu
Fırtına Vadisi'nde 26
Haziran 1998'de temeli atılan BM Holding'e ait hidroelektrik santral,
Radikal'in 1 Eylül 1998 tarihli manşetiyle kamuoyuna mal olmuştu.
Çevreci hareketin sembollerinden biri haline gelen Fırtına Vadisi mücadelesinde
altı yıl sonra gelen mutlu son: Çamlıhemşinlileri haklı bulan Danıştay,
vadiye baraj yapılmasını reddetti.
Yargı, çevrecilerin ve halkın tepkisine karşın Rize'nin Çamlıhemşin
ilçesindeki Fırtına Vadisi'ne yapılmasına karar verilen Dilek-Güroluk
Hidroelektrik Santralı'nın iptal kararına son noktayı koydu. Daha önce, Çevre
Bakanlığı'nın verdiği olumlu ÇED raporunu iptal eden kararı bozan Danıştay,
bu kararından döndü. Danıştay, koruma kurulunun sit alanlarına santral yapılmasına
ilişkin ilke kararının iptal edildiğini belirterek, "Dolayısıyla bölgeye
santral yapılmasına ilişkin tüm yasal dayanaklar ortadan kalkmıştır"
dedi.
Yılmaz temel atarken...
Çevre Bakanlığı, 26 Haziran 1998 tarihinde, dönemin başbakanı Mesut Yılmaz'a
yakın olduğu öne sürülen BM Holding'e bağlı BM Enerji Yatırımları ve
Ticaret A.Ş.'nin Rize'nin Fırtına Vadisi'ne yapmayı düşündüğü Dilek-Güroluk
Hidroelektrik Santralı'na ÇED olumlu belgesi vermişti. Çevre Bakanlığı
ayrıca, Radikal'in sık sık manşetlere taşıdığı santralın ÇED onayını
Yılmaz'ın temelini attığı gün vermişti. ÇED raporu bakanlık tarafından
daha önce üç kez reddedilmişti. Dünyanın korunması gereken 200 yerinden
biri olarak belirlenen vadiye santral yapılmasına karşı 305 Çamlıhemşinli
de, 'santralın çevreye ve doğaya karşı olumsuz etkilere yol açacağı'
gerekçesiyle Trabzon İdare Mahkemesi'nde dava açmıştı.
ÇED onayından önce de, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Kurulu Fırtına Vadisi'ni 1., 2. ve 3. derece doğal sit alanı ilan etmişti.
Kurul ayrıca, Fırtına Deresi'nin yukarısındaki Zilkale ve Kalei Bala çevrelerini
de arkeolojik sit alanı olarak belirlemişti.
Kurul 'değerlendiremedi'
Proje, Çevre Bakanlığı'ndaki İnceleme Değerlendirme Komisyonu'na geldiğinde,
toplantıya katılan Kültür Bakanlığı temsilcisi, bölgenin kısa süre önce
sit alanı ilan edildiğini anımsatarak, projenin Trabzon Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından onaylanması gerektiğine dikkat çekti.
Bunun üzerine proje, kurula sunuldu. Kurul da Fırtına Vadisi için koruma amaçlı
imar planı yapılmadığı için projeyi inceleyip değerlendiremeyeceği kararına
vardı. Ancak kurul, projenin acliyet durumunda, 'Bu aşamada ÇED raporundaki
önlemlere dikkat ederek, bitki ve hayvan varlığının korunması kaydıyla
santralın yapılabileceği' hükmüne de vardı. Bakanlık da kurula atıfta
bulunarak ÇED raporunu onayladı ve inşaata izin verdi.
Bu aşamada Çamlıhemşinliler de 'projenin kurulca incelenmediği ve bölgede
inşaat için ağaçlar kesilmeye başlandığı' gerekçesiyle Trabzon Kültür
ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'na dilekçe vererek, inşaatın durdurulmasını
istedi. Bunun üzerine kurul, "Koruma amaçlı imar planları yapılmadan,
dolayısıyla projeyi inceleyip karar vermeden inşaata başlanması hukuka aykırıdır"
hükmüne vararak, ivedilike ağaç kesimi, bina ve yol yapımı çalışmalarının
durdurulması istedi. Çamlıhemşinliler de kurul kararını Çamlıhemşin
Cumhuriyet Savcılığı'na ileterek suç duyurusunda bulundu. Savcılık da inşaat
faaliyetini durdurdu.
Bakanlık formül buldu
Öte yandan, BM Holding de Bu karar karşı Trabzon İdare Mahkemesi'nde dava açtı
ve reddedildi. Mahkeme aynı gün, Çamlıhemşinlerinin davasında bilirkişi
raporuna dayanarak ÇED onayını iptal etti. Bu iki dava da, BM Holding ve
bakanlıkça temyiz edildi.
Santral için düzenleme
Bu arada Kültür Bakanlığı, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek
Kurulu'nu Ankara'da toplayarak, yerel kurulların uygulaması gereken ilke
kararlarını saptadı. Yüksek kurulun, doğal sitlerle ilgili ilke kararına
yeni ekleme yapıldı. İlke kararında, "İlgili bakanlığın gerekli gördüğü
hallerde 1., 2., 3. derece doğal sit alanlarında enerji santralı yapılabilir"
denildi.
Bunun üzerine Çamlıhemşinliler Danşıtay'da bu ilke kararlarının
iptali için dava açtı.
Bu arada Danıştay, Trabzon İdare Mahkemesi'nin ÇED onayını iptal eden
kararını bozdu. Kararda, "BM Holding'in Trabzon kuruluna karşı açtığı
dava var. Trabzon İdare Mahkemesi'nin BM'nin açtığı davayı reddetmesini
hukuka aykırı buluyorum" denildi.
Bu kararda ayrıca, "Karadeniz'deki mevcutcoğrafi durum yüzünden
koruma amaçlı imar planın yapılmasının uzun süreceği ve yapılamıyorsa
mevcut duruma göre santral projesinin sit alanlarına bir zararı olup olmadığını
inceleyip karar vermesi gerektiği, bu şekilde geleceğe bırakmanın hukuka
aykırı olduğu" ifade edildi ve Çamlıhemşinlilerin açtığı davanın
da kurul incelemesini tamaladıktan sonra karara bağlanması gerektiği
bildirildi.
Danıştay'da son tango
Öte yandan Danıştay, Çamlıhemşinlilerin Kültür ve Tabiat Varlıklarını
koruma Yüksek Kurulu'na karşı açtığı davada 'Sit alanlarında enerji
santralı yapılabilir' ilke kararını iptal etti. Bunun üzerine, Çamlıhemşinliler
Trabzon İdare Mahkemesi'nin kararını iptal eden Danıştay kararına karşı,
'karar düzeltme' isteminde bulundu. Karar düzeltme dilekçesinde, BM'nin açtığı
dava ile kendi davalarının farklı olduğuna dikkat çekilerek, Trabzon İdare
Mahkemesi'nin ÇED olurunu iptal eden kararının onanması talep edildi.
Danıştay 6. Dairesi de, 22 Aralık 2003'te Çamlıhemşinlilerin karar düzeltme
istemlerini haklı bularak, oyçokluğuyla Trabzon İdare Mahkemesi'nin iptal
kararını onadı. 'Gerekçeli kararı' yeni yazılan Danıştay kararında, Kültür
ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu'nun sit alanlarına santral yapılmasına
ilişkin ilke kararının iptal edildiğine dikkat çekilerek, "Bu santralın
Fırtına Vadisi'nde yapılmasının hukuki dayanağı kalmamıştır"
denildi.
Sonsuza kadar koruma
Çamlıhemşinlilerin avukatı Yakup Şekip Okumuşoğlu, Danıştay'dan vadiyi
sonsuza kadar koruyabilecek emsal karar beklediklerini ama olmadığını söyledi.
Okumuşoğlu, "Dava dosyası içerisinde Fırtına Vadisi'ni sonsuza kadar
koruyabilecek gerekçelere dayanak olabilecek yüzlerce sayfa bilgi, belge,
rapor varken maalesef bunlar görmezden gelindi. Danıştay kararını sadece
sit gerekçesine dayandırdı. Böylece gelecekte benzer projelerle yeniden karşı
karşıya kalabiliriz" dedi.
Neden önemli?
Rio Sözleşmesi'ne göre vadi, dünyada koruma altına alınan 200 ekolojik bölgeden
biri. Vadideki derelerde dünyada yalnızca burada ve Kanada'da bir nehirde
bulunan denizalası balığının üreme alanı. Santral kurulsaydı, denizalası
yok olabilirdi. Vadideki derelerde ayrıca, sulak ortamlarda varlığını sürdüren
binlerece canlı türü bulunuyor. Bölge ayrıca, ender görülen yaşlı
ormanlara sahip. Bu orman, Kafkasya ılıman kuşak yağmur ormanlarının henüz
yok edilmemiş son parçalarından biri. Türkiye bitki türlerinin yüzde 28'i
sadece Fırtına Vadisi'nde bulunuyor. Ayrıca, yıllık milyarlarca dolara karşılık
gelen tıbbi bitki potansiyeline sahip.
Radikal - İbrahim Günel
|