reklam

18 Ağustos 2004 Çarşamba
Ana Sayfa > Haberler

Sinan'ın Valisiydi...

Edirne Valisi Fahri Yücel'i yitirdik... Sinan'ın kentinde, Koca Usta'ya yakışır bir şehircilik ve mimarlık anlayışının yerleşmesi için valiliğin ve il özel idaresinin tüm olanaklarını seferber eden bir ''Cumhuriyet aydınını'' sonsuz dinlencesine yolcu ettik...

Fahri Yücel'le son olarak 7 Nisan 2004 günü Edirne'de düzenlenen ''Mimar Sinan'ı Anma'' toplantısı nedeniyle birlikte olmuştuk. Osmanlı 'nın bu sınır başkentine hemen her gidişimizde, sokak sokak coşkuyla gezdirdiği ''mimari restorasyon'' çalışmalarına yenilerini eklemişti.

Dahası, aynı çalışmaların ''bilimsel'' ve hatta ''kurumsal'' olarak sürebilmesi için yine Valilik bünyesinde oluşturduğu ''Koruma ve Restorasyon Bürosu'' na da hayran kalmıştık.

Geçenlerde TBMM'den ve Çankaya'dan onaylanarak yürürlüğe giren yeni Koruma Yasası'nda da yerel yönetimlerin ve özel idarelerin bu tür birimler kurmaları öngörüldü. Vali Fahri Yücel, Edirne'deki hizmetleriyle ülkenin çağdaş yasalarına ''ilham kaynağı'' olarak da eminim ki huzur içinde yaşamla vedalaştı...

30'u aşkın restorasyon
Evet... Fahri Yücel her yönüyle ''Sinan'ın valisi'' ydi... Hizmet verdiği kentin anıtsal simgesi Selimiye ve diğer eserleri orada durdukça, tarihsel ve kültürel mirasın yok olmasına seyirci kalmak kadar ''Sinan'a vefasızlık'' başka nasıl olabilirdi ki...

Edirne'de göreve gelir gelmez onarımını tamamlatıp kültür merkezi haline getirdiği Deveci Han 'daki toplantıda, diğer eski yapıların korunmasıyla ilgili Valilik çalışmalarını tanıtan bir sunum yapılmıştı.

Restorasyon projeleri tamamlanarak uygulamalarına geçilen ve hatta bitirilen örneklerin sayısı arttıkça, ''Galiba bu artık sonuncusu...'' diye düşünenler hep yanıldılar...

Çünkü aynı sunumda, geçen birkaç yıl içindeki 30'u aşkın koruma uygulaması tanıtılmış ve 20 kadar da ''yeni planlanan'' projeden söz edilmişti. Bir vali, Sinan'ın kentinde başka ne yapabilirdi? Ya da hangi vali hizmet verdiği kentin diğer ihtiyaçlarının yanında tarihsel değerlerine de bu denli kaynak ayırabilir ve aynı değerlere böylesine bağlı kalarak inanılmaz örnekler yaratabilirdi?

Hele, restore edilen kültür mirası binaları da müze yapmak yerine ''sivil toplum kuruluşlarının'' kullanımına vermesi, tarih bilinci ile demokrasi kültürü arasındaki bağı kanıtlıyor, Vali Yücel'i aynı anda ''çağdaş uygarlığın kahramanı'' yapıyordu...

''Valilerin yüz akı''
İşte böylesi bir hizmet aşkını da 46 yaşında ''tarihe gömen'' Yücel için, o unutulmaz Edirne beraberliğimizi birlikte yaşadığımız bir arkadaşım şöyle demişti; ''Valilerimizin yüz akı...''

Ben de aynı yüz akımızın kültürel mirasımıza karşı duyarlılığını konu eden yazıma ''Tarihin Valisi Edirne'de'' başlığını atmıştım. (15 Nisan 2004, Cumhuriyet)

Şimdi sevgili valimizi artık sadece ''miras bıraktığı yapıtlarıyla'' değil, onların ardındaki aydınlık düşüncesinin belgeleri olan konuşmaları ve yazılarıyla da anacağız. Örneğin diyordu ki o gün:

''Geçmişin bu değerlerini kentte kalıcı kılmak ne kadar önemliyse onları çevreleyen yeni yapıların da aynı özenle gerçekleşmesi o kadar önemli. Çünkü, güzelliklerini ve kültürel katkılarını gösteremiyorlar...''

Umarım Edirneliler bu sözünü de ''vasiyet'' olarak kabul ederler ve Sinan'ın kentinde hem Sinan'a hem de onun valisinin anılarına yakışır bir mimarlık ve şehircilik için el ele verirler...
Cumhuriyet - Oktay Ekinci

 

Ağustos 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01
02 03 04 05 06 07 08
09 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30 31
diğer aylar için tıklayın

Koruma, restorasyon, sanat tarihi ve arkeoloji sorunlarını, düşüncelerinizi Koruma ve Restorasyon forumuna yazabilirsiniz. 

Arkitera.com/forum

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz