reklam

20 Ağustos 2004 Cuma
Ana Sayfa > Haberler

Jöntürk köprüsü

Boğaz'a 3'üncü köprü projesinin 'sumenaltı'ndan çıkarılması için bundan daha iyi bir zamanlama olamazdı!

Kıyamet kopsa, AKP iktidarı ucunda 'rant' olan milyar dolarlık projelerden vazgeçmiyor.

Ne deprem ne sel, ne raydan çıkan tren, hiçbiri hükümeti frenleyemiyor. Türkiye iç ve dış borç batağında debelenirken, Fransa'dan 5 milyar dolara 3 adet nükleer santral alımı için pazarlığa girilebiliyor.

15 milyar dolarlık projenin gerçekleşmesi 'hayal' olsa bile kredi bulunması halinde ülkenin kıt kaynaklarının pahalı teknolojilere yönlendirilmesi, kendini orta alt sınıfların temsilcisi sayan bir iktidar için hakça tercih midir? Geri ödemesi on yılları alacak borç batağına Türkiye'nin adım adım sürüklenmesinin gelecek kuşaklara maliyetini kimse düşünmüyor.

Tuhaf olan, Türkiye borçlandıkça, ithalat patlaması sonucu bütçesi milyarlarca dolar açık verdikçe, uluslararası kredi değerlendirme kuruluşlarının ülke notunu yükseltme eğilimleridir. Standard and Poor's, hafta başında Türkiye'nin kredi notunu B artıdan BB eksiye çıkardığını açıkladı. Nükleer santral, köprü gibi dev projeler pazarlamak için bundan daha iyi fırsat olabilir mi? Malezyalı Markmore - Segola Jaya Konsorsiyumu, şapkadan tavşan çıkarırcasına 1.2 milyar dolarlık 3. Boğaz köprüsü projesini tartışmaya açtı.

3. köprü, Sarıyer - Anadolukavağı arasında yapılacakmış.

Alibeyköy'ün balçığı kurumadan, Başbakan Erdoğan'ın İstanbul belediye başkanlığı dönemini de içeren 'dere yataklarına, su havzalarına kaçak yapılaşma' tartışması sürerken, Anadolukavağı'na köprü projesini savunmak AKP sözcülerini ve Kadir Topbaş yönetimini zora sokacaktır.

Hani AKP'li belediyeler, İstanbul'un yeşil alanlarını, su havzalarını korumaktan yanaydılar?

Boğaz'a üçüncü köprü Beykoz - Sarıyer arasında yapılırsa, Ömerli Barajı'ndan, Şile'ye, Anadolukavağı'ndan Belgrad ormanlarına uzanan geniş coğrafyada bugün bile önlenemeyen kaçak yapılaşma çığ gibi büyüyecektir.

İstanbul belediyesi ve hükümetin açıklamaları ne yazık ki inandırıcı değil. 2 - B diye tanımlanan ormanlık arazilerin satışı da sonuçta yeşil alanlardaki kaçak yapılaşma ve talana göz yumulması değil miydi?

3. köprüye talip olan Malezyalı şirketin CEO'su Halim Saad, otoyol projeleriyle tanınan, ancak 1997 Asya krizinde batan bir işadamıymış. Segola adlı şirketin köprü tecrübesi olmadığı, Türkiye'den kazanacağı parayla borçlarını ödeyeceği öne sürülüyor.

Saad'ın, Malezya'daki lakabı 'Jöntürk'müş.

3. köprüye 'Jöntürk' adı AKP'ye fazla Jakoben gelebilir ama Başbakan Erdoğan projeye 'sıcak' bakıyormuş.

Tayyip Bey gerçekten değişti. İstanbul Belediye Başkanı'yken 3. köprüye karşı olduğunu biliyoruz.
Milliyet - Derya Sazak 

 

Ağustos 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01
02 03 04 05 06 07 08
09 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30 31
diğer aylar için tıklayın

Etkinlik

UIA 2005 İstanbul Kongresi

01 - 11 Temmuz 2005 İstanbul, Türkiye

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz