reklam

20 Ağustos 2004 Cuma
Ana Sayfa > Haberler

Bu sorun öyle çözülmez...

İstanbul Büyükşehir Belediyesi eğer şehri sel felaketlerinden ve su baskınlarından korumak için çeşitli semtlerdeki 345 binayı istimlak etmenin çok önemli -ve nerdeyse yeterli- olacağını ilan etmese, doğrusu bu sel ve gecekondu konusuna tekrar girmeyecektik.

Hoş yer kalmadığı için, o konuyu -yani ne gecekonduları yıkarak bir yere varılabileceğini ne de iktidarın gücünün gecekondu yıkmaya yetebileceğini- zaten yeterince işleyebilmiş değildik.

Bari geçici çare olarak önerdiğimizi de tekrar edelim de bugün diyeceklerimize geçelim:

İlgili Belediye Başkanı ile diğer yetkilileri gecekondu yapımından ve şehir planına aykırı inşaatlardan sorumlu tutup cezalandırmadıkça, hiçbir yere varılamaz. O nedenle yeni Belediyeler Yasası’na bu yönde hüküm konmalı ve ciddiyetle uygulanmalıdır.

Ama asıl çözüm hepimiz biliyoruz ki ne 345 (veya şu kadar bin) evi istimlak etmek ne de belediyecileri hapse tıkmaktır. Çözüm burada gecekondu yapan insanların doğdukları, büyüdükleri kırsal alanda karınlarını doyurmak, yol, sağlık ve eğitim gibi temel ihtiyaçlarını orada karşılayıp onları büyük kentlere gelmeye zorlayan etkenleri ortadan kaldırmaktır.

Bu dediğimizin neresi yeni diye sorabilirsiniz. Haklısınız... Lakin yapılmayan da işte şu yukarıdaki öneridir. Daha doğrusu en az elli senedir bu konuda tutarlı, uzun vadeli, gerçekçi bir politika üretilebilmiş değildir.

Sayın Bülent Ecevit’in Köykent projesi bu ihtiyacın doğurduğu bir öneridir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin bir zamanlar üzerinde çok durduğu Tarımkent projesi öyledir. Turgut Özal zamanında birkaç kere lafı edilen Merkez Köyler projesi aynı ihtiyacın ürettiği bir yanıttır.

Son uygulanan Köykent projesi Dünya Bankası’nın da ilgisini çekmiş ve Türkiye’ye 300 milyon ABD Doları kredi verilmişti. Ama AKP iktidarı ne krediyi kullandı ne de kapsamlı bir kırsal kalkınma projesi başlattı.

O nedenle diyoruz ki bizim eksiğimiz, kırsal alandaki insanın temel ihtiyaçlarını karşılayacak çözüm arayışının hiçbir zaman kapsamlı çözümler üretecek şekilde tartışılmamış olmasıdır. Orada burada düzenlenmiş kongreleri elbet yok saymıyoruz. Ama hükümet veya Ziraat Odaları Birliği neden bu ihtiyaçları görmez, tarih boyu çözülmemiş bir problemin üstüne gitmez, anlayamıyoruz.

Biliyoruz, Tarım Bakanı Sami Güçlü çırpınıyor. Tutuyor hayvancılığımızı geliştirmek için ‘Anadolu Esmeri Geliştirme Projesi’ni yaşama sokuyor. Böylece ‘kaliteli spermalar’ın yaygın şekilde kullanılmasına umut bağlıyor.

Bir bakıyoruz, ‘Hibrit sebze çeşitlerinin geliştirilmesine’ önem veriyor. Ardından ‘Bin Köye Bin Tarım Gönüllüsü’ gönderiyor. Sonra ‘her köyü koruyacak bir hemşeri’ arayışına giriyor. Tamam hepsi iyi ama, istatistikler ‘tarımda dışa bağımlılığımızın son yirmi yılda ikiye katlandığını’ söylüyor.

Sahi biz bu kafayla neyi çözüyoruz ve şehirlerdeki gecekondulara sığınan insanların üstüne hangi yüzle gidiyoruz?
Hürriyet - Oktay Ekşi

 

Ağustos 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01
02 03 04 05 06 07 08
09 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30 31
diğer aylar için tıklayın

3DS MAX-VIZ, Lightwave, FormZ ve diğer modelleme ve animasyon programları ile ilgili sorular, sorunlar ve çalışmalarınız Rendering forumunda.

Arkitera.com/forum

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz