Surların dili olsa da konuşsa
Hattuşa'da tarih yeniden canlanıyor. Hattuşa'yı çevreleyen 6.5
kilometrelik surların bir kısmı yeniden ayaklanıyor. 50 bin tuğla kullanılarak
tamamlanacak olan surların yapımı önümüzdeki yıl bitecek.
''Şehri geceleyin yaptığım bir saldırı ile aldım. Yerine yaban otu
ektim. Benden sonra her kim kral olur ve Hattuş'u yeniden iskân ederse, gökyüzünün
fırtına tanrısının laneti üzerinde olsun.''
Günümüzden binlerce yıl önce Kuşşara Kralı Anitta 'nın, bu sözler
ile lanetlediği Hititler'in başkenti Hattuşa'da, tarih yeniden canlanıyor.
Çorum'a bağlı Hattuşa/Boğazkale'deki, 6.5 kilometrelik surların 60
metrelik kısmı yeniden yapılıyor. Türkiye'de deneysel arkeoloji alanında
bir ilk olan projenin, 2005 yılının Eylül ayında tamamlanması planlanıyor.
Anadolu'nun en eski medeniyetlerinden Hititler'e başkentlik yapmış olan
Hattuşa'da, şehri çevreleyen surlar aslına uygun olarak yeniden inşa
ediliyor. UNESCO'nun Dünya Mirası Listesi'nde 1986 yılından bu yana yer alan
Hattuşa'da, surların 60 metrelik bölümünün yapım çalışmaları 1 yıldır
devam ediyor. Bölgedeki kazı çalışmalarına, 1994 yılından beri Alman
Arkeoloji Enstitüsü adına başkanlık yapan Dr. Jürgen Seheer , bu
boyutlardaki bir surun ayağa kaldırılmasının bugüne kadar dünyanın hiçbir
yerinde yapılmadığını söyledi. Projenin, Türkiye çapında deneysel
arkeoloji alanında da bir ilk olduğunu vurgulayan Seheer, ''Önemli olan
sadece kazı yapmak değil. Proje ile ziyaretçilere şehir surunun Hitit dönemindeki
görünümünü sunmak ve Hitit yapı tekniği hakkında bilgi vermeyi
istiyoruz'' dedi. Seheer, tuğla yapımı için sadece su, toprak ve saman
kullanıldığını anlatarak şöyle devam etti:
''Surların sağlam olması için malzeme arayışımız yaklaşık 1 yıl sürdü.
Zaten var olan taş temeller üzerine, Hitit dönemindeki teknikle tuğlaları
yerleştiriyoruz. Şu ana değin 25-30 bin tuğla kullandık. İş bittiğinde
ise 50 bin tuğla kullanılmış olacak. Surların yapımı için örnek olarak
kazılarda ortaya çıkardığımız kil maketleri kullanıyoruz.''
Seheer'in eşi, arkeolog Dr. Ayşe Seheer , arkeoloji anlayışının artık
değişmeye başladığını vurgulayarak kendilerinin ''hazine değil bilgi avcısı''
olduklarını dile getirdi.
Cumhuriyet - Gökçe Uygun
|