Kadir Topbaş ve 3. Köprü...
İstanbul 'a yıllardır dayatılan ''şehircilik düşmanı'' projelere karşı
Kadir Topbaş 'ın belediye başkanlığını ''güvence'' sayanlar az değil...
Hatta sadece bu nedenle oy verenler de...
Doğrusu, dünya görüşümüz farklı olsa bile, öncelikle ''mimar'' olması
nedeniyle ve üstelik bu özelliğini ''öne çıkaran'' kişiliğiyle İstanbul'un
yeni büyükşehir belediye başkanı için ben de umutsuz değilim...
Nitekim, Ali Müfit Gürtuna yönetiminin Moda semtini altüst etmeye aday
bir ''hız yolu'' projesine yine ''mimarca'' karşı çıkışını önceki bir
yazımda konu etmiştim. Dahası, bu yolu iptal edişinin, Moda Burnu'nda bir
''halk şöleniyle'' de kutlanmasını önermiştim... ( Cumhuriyet -28.07.2004)
Benzer şekilde 2005 yılının Temmuz ayında Uluslararası Mimarlar Birliği
'nin İstanbul'da yapılacak olan ve 100'ü aşkın ülkeden 10 bin mimarın katılması
beklenen Dünya Mimarlık Kongresi 'ne ev sahipliği için Mimarlar Odası 'na gösterdiği
yakınlık ve destek sözleri de aynı umutlarımı güçlendiriyor...
İşte böyle bir süreçte, her nasılsa yeniden gündeme gelen ''3. Boğaziçi
Köprüsü'' girişimlerine karşı da Kadir Topbaş'ın acaba nasıl bir
''mimari direniş'' göstereceğini çok merak ediyorum.
Çünkü, sadece mimar olduğu için de değil, Beyoğlu belediye başkanı
iken İstanbul'un kimlik ve çevre değerlerine gösterdiği ilgi ve duyarlılığı
anımsadığımda, bu değerlerin en yaşamsalı olan kuzey ormanlarını ve sit
alanlarını artık tamamen bitirmeye aday bir köprüye onay vereceğini hiç
sanmıyorum.
Topbaş'ı bu konuda ''zorlayacak'' tek bağlantının ise ''AKP üyesi''
olduğunu bilerek, kendi partisinin iktidarınca planlanan bir 3. köprüye yüksek
sesle olmasa bile ''örgüt içi muhalefetle'' karşı çıkacağını sanıyorum.
Eğer böylesi bir tutumunu, İstanbul'daki duyarlı çevreler, meslek odaları
ve uzmanlık kurumlarıyla da ''dayanışmaya'' dönüştürebilirse, Kadir
Topbaş işte o zaman gerçekten sadece AKP'nin değil, tüm kent halkının
belediye başkanı olabilir...
Binali Yıldırım nerede?
Peki Kadir Topbaş, 3. köprüye karşı çıktığında, ''hükümet düzeyinde''
destek göreceği başka bir kişi ve kurum bulamayacak mı? Bu konuda da benim
umudum, son tren kazalarındaki tüm sorumluluklarına rağmen yine de Ulaştırma
Bakanlığı 'nda ve tüm suskunluğuna rağmen Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım
'da...
Çünkü bu bakanlık, ülkenin ulaşım politikasında ''demiryolu geleneğinden''
geliyor. Başındaki siyasiler tabii ki önemli ama yılların kurumsallığı içinde
''karayolu tuzağını'' bilen bir teknik ve kültürel birikime sahip. Nitekim,
İstanbul'da ''kıtalararası toplu ulaşımın'' kesin çözümü olan ve
devreye girdiğinde de 3. bir köprünün ''gereksizliğini'' kuşaktan kuşağa
yaşatarak kanıtlamaya aday Marmaray da Ulaştırma Bakanlığı'nın projesi
değil mi?..
Eminim ki şimdi 3. köprünün böylesine ''telaşla'' gündeme
getirilmesinin bir nedeni de öbür iki köprüyü bile rahatlatacak Marmaray
bitmeden ''fiili durum'' yaratılarak yeni rantlara kavuşmak...
Marmaray'ın temel atma töreni nedeniyle katıldığım bir programda, ''bu
projeyi desteklediğimizi'' söylediğim için Ulaştırma Bakanı hemen
telefonla aramış ve teşekkür ederek ''işbirliği'' önermişti...
İşte şimdi bu öneriyi de hem kendi adıma hem de ''meslektaşım'' Kadir
Topbaş adına yeniden anımsatıyorum...
Eğer Binali Yıldırım, bir anlamda ''Marmaray'a da ihanet'' olan 3. köprüye
muhalefet ederse, hem Büyükşehir Belediye Başkanı yalnız kalmayacak hem de
bizler, İstanbul adına yaşanacak anlamlı bir işbirliğini içtenlikle alkışlayacağız...
Cumhuriyet - Oktay Ekinci
|