Dünya Kenti İstanbul Çirkinlik Anıtına
Dönüştü
Binlerce yıllık bir kültür dokusuna sahip İstanbul, bilim insanları, şehir
plancıları ve uzmanların uyarılarına karşın, siyaset ve rantçı anlayış
nedeniyle yağmalanarak her geçen gün çirkinleştiriliyor.
Yıllardır süren kaçak ya da kılıfına uydurulmuş yapılaşmayla yağmalanan
İstanbul'un tarihi dokusu tahrip ediliyor. Siyasiler, yağmacı sermaye, arazi
mafyası ve 12 Eylül dönemindeki yasal düzenlemelerin yol açtığı tahribat
bütün uyarılara karşın sürüyor. İmar afları, orman yasasındaki değişiklikler,
yeşil alanların nüfuzlu kişilere açılması, sit alanları ve su havzalarının
yapılaşmaya açılması kenti tanınmaz hale getirdi.
İki köprünün kuzey ormanlarında yaptığı büyük tahribata karşın
otomotiv sektörünün pompalamasıyla 3. köprü sürekli gündeme getirilerek
arta kalan ormanlar da yok edilmeye çalışılıyor. Şiddetli her yağmura
teslim olup mahalleleri su altında kalan, olası bir depremde binlerce kayıp
vereceği belirtilmesine karşın kalıcı hiçbir önlem alınmayan, İstanbul'un
açık hava müzesi niteliğindeki tarihi yarımadasında ''kültür ve sanat
festivali'' düzenleyen anlayış, kenti her geçen gün çirkinleştiriyor.
Birinci ve ikinci köprülerin çözüm olmadığının görülmesine karşın
3. köprü sürekli gündemde tutuluyor, dünyanın hiçbir büyük kentinde görülmeyen,
günde 82 semt pazarı kurularak 12 saat açık tutuluyor.
Cumhuriyet
|