Raci Bademli'nin 'Cinleri'...
Tam bir yıl oldu Raci Bademli'mizden ayrılalı... O'nun da sevdiklerinden,
ülkesinden ve hepimizden...
Geçen yıl yitirdiğimizde; ''hep yaşayacak'' demiştim. Sadece anıları
ve güzellikleriyle değil; ''gördükleri ve uyardıkları'' ile de hep bizimle
olacağını yazmıştım...
O kadar haklı çıktım ki 365 günde sayısız kez ''Raci'nin söylediği
gibi'' dedik... Bir o kadar da; ''işte bunu demek istemişti'' ...
Birlikte sevdiğimiz bir meslektaşımla Raci'yi anarken anımsatmıştı.
1990'lı yılların sonları ve 2000'lerin başlarında Bursa Büyükşehir
Belediyesi 'ne şehircilik danışmanlığı yaparken, kenti ''imar'' etmek adına
''imha'' eden planlardan artık kurtulabilmek için şunu önermiş ''Mevcut
durumu imar planı yapalım, yeter...''
Bu ''ders verici'' sözün anlamını kavramak yerine ''tersinden''
anlayanlar ise ''itiraz'' etmişler ve demişler ki; ''ama o zaman, önceden yükselmiş
uygunsuz binalar kollanmış olmaz mı?''
ODTÜ'nün belki de en insancıl ve en ''yaşamdan'' yana şehircilik hocasının
yanıtı, böylesi bir ''anlayışsız'' anlamaya verilecek en güzel karşılık
olmuş: ''En iyisi siz artık imar planı değil, rami planı yapın...''
Neden mi?
İmarın tersten okunuşu ''rami'' de ondan...
İmar uyanıkları
Geçen bir yıldaki buna benzer ''beraberliklerimizden'' hangi birini
anlatsam...
Raci Bademli ile adına ''İmar Cinlikleri'' demeye karar verdiğimiz ortak
bir kitaba niyetlenmiştik. Hani şu ''binalara kot verilmesi'' gibi sürekli değişen
kurallardan yararlanarak, 4 kat imarlı arsaya 7 katlı bina yapılabilmesini sağlayan
''cinlikler'' gibi...
Ya da ''düzmece senetle borçlanma'' yöntemiyle ''alacak'' davaları açılarak,
arazilerin imar kuralı yerine ''yargı kararıyla'' bölünmesi gibi...
Bunlara tam benzemese de yeni bir ''imar cinliği'' denebilecek ''uyanıklık''
örneği de geçenlerde Muğla Koruma Kurulu çalışmalarında karşımıza çıktı.
Eğer kitabımızı hazırlayabilseydik, eminim ki Raci'nin de en başta yer
almasını isteyeceği türden bir uyanıklık...
Türkiye'nin en geniş SİT alanları Muğla'da. O kadar ki içlerinde çok
sayıda köy, mahalle hatta ilçe merkezleri bile bulunuyor...
Böylesine geniş bir korumanın, ''yöredeki doğal ve kültürel zenginliği
yaşamla buluşturmak ve gelecek kuşaklara da taşımak'' amacını içerdiğini
anlatan, aynı nedenle de SİT alanlarında yaşamanın ''ayrıcalık'' olduğu
anımsatılarak, kurallara uymanın ''herkesin çıkarına'' olduğunu
vurgulayan ilanlar köy kahvelerine ve kamuya açık yerlere asıldı...
Hedeflenen ise sadece ''bilgi ve bilinç aktarma'' değildi. SİT'lerdeki
yasadışı uygulamaların ''güzellikleri de yok etmek'' anlamına geldiğini
ve bu nedenle yasalardaki cezaların da ''toplum adına'' uygulandığını
duyurmaktı...
Son günlerde işte bu duyuruların yanında bir ilan daha var. ''Yapılaşmada
SİT Artık Sorun Değil'' başlıklı ilanda ''tekerlekli mobil evler''
resimleriyle tanıtılıyor. ''Arsanıza konut yapabilmek için imar izni mi
alamıyorsunuz?'' sorusunun altında ise ''bize gelin, birlikte değerlendirelim''
denerek ''tekerlekli ev çözümü'' açıklanıyor. Üstelik, SİT'lerde ''dolaşabilme''
yeteneği de olan bu evlerin özellikleri arasında ''çevreci'' oldukları bile
sayılmış...
Raci Bademli'yi bir kez daha özlemle anarken, ''acaba'' diyorum; ''Muğla
Valiliği bu uyanıklığın üzerine gidemez mi?''
Doğaya ve tarihe karşı imar suçu ''tekerlekle'' işlendiğinde ''masum''
olunamayacağına göre, yürüyen evleri böylesi ''cinliklerle'' pazarlayanlar
aynı suçlarında nasıl özgür olabilirler?
Cumhuriyet - Oktay Ekinci
|