Eve ‘retroseksüel’ bakış
Retrospektif tasarımın
en zevkli yanı, bir dönemin en iyi unsurlarını biraraya getirerek bugüne en
uygun biçimde törpülemektir. 1950’lerin çoğu kült olmuş tasarım ürünlerini
ve o dönemin dekorasyon anlayışını evinize taşımak hoşunuza gidebilir.
Dünyada 20’li ve 30’lu yıllarda modernleşme ve gelişime olan inanç,
50’li yıllarda yerini günlük yaşamın sıradanlığına bırakıyor.
Pek çok kişi ekonomik anlamda bir buzdolabını, bir arabayı, bir tatili
karşılayabilecek duruma geliyor ve orta sınıf oluşmaya başlıyor.
Erkek, evin geçiminden sorumlu kişiyken, kadın her daim (çamaşır
makinesine çamaşır yerleştirirken dahi) bakımlı ve şık bir görünümde.
İkinci Dünya Savaşı’nın sonu, Avrupa tasarım dünyasında ve ev düzenlemelerinde
ise İskandinav stilinin dalga dalga yayılmasına tanık oluyor. Peki o yıllara
ait dekorasyon unsurlarından bugüne taşınabilecek detaylar neler? 50’li yıllara
dönüş, 90’ların minimalizmine farklı bir alternatif aslında.
Verner Panton, Charles-Ray Eames, Isamu Noguchi ve Arne Jacobsen, döneme
damgasını vurmuş tasarım dahilerinin bazıları.
Döneme ait mobilyalarda organik, kavisli, akıcı ağırlıkta:
Uzay yolculuklarının ilham verdiği, krom ayaklı, Sputnik formunda oturma
birimleri; kesitsiz, ince formlu masalar; dişbudak ve tik ağacından üretilen
İskandinav yemek takımları...
Kontrplak, tasarımda altın yaşıyor. Naylon, plastik, laminat, PVC,
melamin ve vinil, yani sentetik malzemelerin tümü, modern döşemelik kumaşlarda
ve perdelerde iri puantiyeler, optik desenler ve iri çiçekler var.
50’lerin sıcaklığı, sarı, yeşil ve mor rengin yeni sentetik tonlarıyla
ifade ediliyor. Arada sırada kullanılan kırmızı, bolca krem, bölgesel
siyah ve füme vurgular renk paletini tamamlıyor.
Örneğin, beyaz bir duvarın önünde karamel tonlarında ahşap elemanlar
ve sıcak renklerde kumaşlar (kırmızı, koyu sarı, turuncu) kullanılarak
davetkar bir etki yaratılıyor.
Tekstür olarak bukle yünler, pamuklu ketenler ve eskitilmiş efektli
deriler göze çarpıyor. Yerde (merkezi sisteminin yaygınlaşmasıyla) büyük
halılar değil, ahşap parkeler tercih ediliyor. Aydınlatma yemek odalarında
tavandan, salonlarda ise masaüstünden yapılıyor.
Eğer o yılların tasarıma bakışını ve heyecanını evinize yansıtmak
istiyorsanız, siyah bir duvarın üzerine o döneme ait bir film afişini ya da
o yılların yaşam alışkanlıklarını sembolize eden bir posteri asın ve
retroseksüel yolculuğunuzu tamamlayın.
50’li yıllardan top 5 koltuk
1. Marco Zanusa tasarımı Lady Chair (1951)
2. Eero Saarinen tasarımı Tulip Chair (1955)
3. Charles&Ray Eames tasarımı Lounge
Chair (1956)
4. Ercol tasarımı Butterfly Chair (1958)
5. Arne Jacobsen tasarımı Egg Chair (1958)
Keşif
Bir dünya renk...
Balta girmemiş ormanlar arasından başını uzatan koca bir kaplan.
Pembe-beyaz bulutlarla bezenmiş masmavi bir gökyüzü. Ya da her bir dalında
başka bir sürpriz saklı bir masal ağacı. Polisan, maksimum oksijen etkili
(no-VOC) boyası Natura Mini ile çocukların sınırsız hayalgücünü gerçeğe
dönüştürüyor; ‘Renkli Dünyalar’ adını verdiği dekoratif boyama
teknikleriyle çocuk odalarını yeniliyor. Renkli Dünyalar’ı evinize
getirmek için; Tel: 0262 754 66 42 / www.polisan.com.tr
Dünya
Desenlerde kaybolmak
Geçtiğimiz Paris Maison&Objet fuarındaki stil bombardımanında, önünde
en uzun oyalandığım standlardan biri Atelier LZC olmuştu. Yüzde 100 pamuklu
kumaş yaptıkları serigrafik çiçek, yaprak, dal, balık baskıları ve metal
figürleri görmek için: www.atelierlzc.fr.
Stil
Mutfakta çiçek bahçesi
Çiçek dolabı tutkunusunuz, tamam! Bugüne kadar nerede çiçek fotoğrafı
gördüyseniz kestiniz, o da tamam! Şimdi hepsini çekmeceden dışarı çıkarıyor,
buzdolabınızın üzerine asimetrik bir plan çerçevesinde yapıştırıyorsunuz.
Yemeğe geçmeden önce görsel bir ziyafet için!
Takip
Bir kez daha çocuk olsam...
Farklı yaş gruplarındaki çocuklar için keyifli dünyalar yaratan
Vibel’in yeni tasarımları Levent mağazasında sergilenmeye başlandı. Fotoğraftaki
egzotik kayın genç kız odasında sofa olarak da kullanılan yatak, altında
arkadaş yatağını gizliyor. Renkli çatı ve perdenin kumaşları koton tülden.
Bu renkli dünyayı yeniden keşfetmek için; Tel: 0212 283 91 97
Fikir
Kitaplarınız rahat etsin!
Yatağınızın başucu için uygun bir komodin bulamadıysanız, geçici
(belki de kalıcı) bir çözüm: Aynı boyda ve benzer renk tonlarında, tok
dolgu malzemeli minderi üst üste koyarak üzerlerine ahşap bir tepsi yerleştirin.
Kitaplarınız ve ışığınız rahat etsin!
Hürriyet - Melda Narmanlı Çimen
|