İtalyan
danteli
İstanbul'un alameti farikalarından biri de hiç kuşkusuz Galata
Kulesi'dir... Bunu kim yapmıştır? Cenevizliler... Zaten Galata Kulesi,
Ceneviz Kulesi diye de anılır... Ne zaman yapmışlar? 1348 yılında... O
zaman buralarda ne arıyorlarmış? Bizans döneminde burada yaşayan bir
koloniymişler...
Silindir biçimli Galata Kulesi'nin yapımcılarını oldum bittim merak
ederim. Cenevizliler, bugün İtalya'daki Cenova kentinin sahipleridirler. Bir
keresinde yolum Milano'ya düştü ama yüz yirmi kilometre uzağındaki
Cenova'ya gidip bizim Galata Kulesi'nin izini süremedim. Her gün görüp
selamladığımız kentin simgesi kulenin yapımcılarını yakından tanıyamadım.
Ancak ilgim azalmadan devam ediyor. Geçen gün bir gazete, Cenova'nın yeniden
kendi tarihsel değerini, özellikle de sahip olduğu mimari varlığını öne
çıkarmak için atağa geçtiğini yazıyordu. Ortaçağ'daki tarihsel yapılardan
çağdaş mimarinin ünlü isimlerinden Renzo Piano'ya kadar mimari estetiğini,
geleneksel tiyatrosunu, şarkılarını tüm dünyaya bir kez daha hatırlatacağını
burada okudum.
Aslında bu yönde girişimler daha önce de olmuş ama bir bütünsellik
kazanamamış. 1992 yılında, Amerika'nın keşfinin 500. yılında Cristophe
Colomp'un Cenovalı olması nedeniyle kent bir silkinmiş. Saraylar elden geçmiş,
eski rıhtım Cenovalı mimar Renzo Piano tarafından yeniden düzenlenmiş.
2001 yılında G-8'lere ev sahipliği yapması ise Cenova'nın ikinci silkinişini
sağlamış. Ortaçağı tümüyle barındıran San Lorenzo sadece yayaların
ziyaret edeceği bir mahalleye dönüştürülmüş. Kentin Ortaçağ değerleri
gün ışığına çıkarılmış.
Bu tarihi liman kenti, önemini özellikle 1980'lerde yitirmiş. Ağır
sanayi çelik krizi nedeniyle çıkmaza girince, 250 bin kişi kenti terk etmiş.
Ağır sanayinin ölümü Cenova'nın da ölümü haline gelmiş. 2004 yılı
Cenova için yeniden doğuş olabilecek mi? Kent yönetimi, bunun sadece
festivallerle olamayacağının farkında. O nedenle, ölen eski geleneksel ağır
sanayinin yerine ileri teknolojiyi geçirmeye uğraşıyor. Ayrıca da
ellerindeki muazzam tarihsel birikimi elden geçirerek kültürel turizmin canlı
merkezlerinden biri haline gelmek istiyor. Bu unutulan, ihmal edilen, gemiciliğin
eski başkentini yeniden dünyaya hatırlatmak için uğraşıyor. Cenova'nın
yeni hamlesi de Avrupa kültür başkentleri içine alınmasıyla başladı.
Cenova'nın Avrupa kültürel başkentlerinden biri olarak gerçekleştireceklerini
anlatan habere göz atarken, buranın sanatsal birikimini de bir kez daha gördüm.
Derdim, bizim Galata Kulesi'nin sahiplerini gözlemeye devam etmek... Kentin
içinde koşuştururken her daim yaşamın bir parçası olan bir kulenin izini
geçmişe ve geleceğe doğru sürmek... Cenova'ya gidip, buraları bir zamanlar
mekan tutanların baba ocağını henüz görmemiş olsam da oralardaki
haberlere kulak kabartmaya devam ediyorum...
14. yüzyılda bizim buralarda yapılan kulenin o tarihlerdeki yaratıcılarının
mirası şimdi yeniden derlenip toparlanıyor... Cenova eski altın yıllarını
arıyor... İnsanlığın deniz serüveninde böylesine yer alan bir kentin ve o
kentin dünyada varolmaya devam eden ayrıcalıklı sakinlerinin duruşunu merak
etmek, Galata Kulesi'ne de yeni bir gözle bakmayı sağlıyor. İstanbul'u keşfetmek
biraz dünyayı keşfetmek gibi... İstanbul'u merak etmek biraz tarihi merak
etmek gibi... Biliyorsunuz, 16. yüzyılda Cenova'da üretilen mekik danteline
İtalyan danteli denir. Galata Kulesi'nin ardındaki merak da Cenova-İstanbul
hattında kendini bitmek tükenmek bilmez bir mekik danteli gibi dokuyor.
Sabah - Mehmet Altan
|