Osmanlı
köprüsü Roma köprüsü yapılmak isteniyor
Onarım projesi adı altında
Üsküp'te bulunan Fatih Sultan Mehmed Köprüsü'nün Osmanlı'ya ait özellikleri
yok ediliyor. Yeniden inşa edilmekte olan köprü, Balkanlar'dan Osmanlı
izlerini silmek için yürütülen politikanın son örneği.
Üsküp şehrinin simgesi olan Fatih Sultan Mehmed Köprüsü, 2002 yılından
beri Üsküp Şehir Anıtları Koruma Kurulu tarafından 'Jüstinyen Köprüsü'
ve 'Taş Köprü' adıyla restore ediliyor. Sırp, Makedon ve Bulgar kaynakları
efsanelere dayanarak köprünün Roma, Bizans, Sırp Kralı Stephan Duşan ve
Kral Makro dönemlerine ait olabileceği görüşlerini ileri sürüyor. Oysa sözde
bilim adına ortaya atılan bu hamas” görüşlerin hiçbir bilimsel dayanağı
yok. Çünkü Osmanlı arşiv belgelerine göre köprünün inşaatına 1444'te
Sultan II. Murad döneminde başlanmış, 1456'da Fatih Sultan Mehmed döneminde
tamamlanmış. Ancak Üsküp Şehir Anıtları Koruma Kurulu tarafından gerçekleştirilen
çalışmalarda köprünün tarihçesi ile ilgili Osmanlı arşiv belgelerinden
hiç yararlanılmazken Türkiye'den de bilgi istenmemiş. Bu belgelerde köprünün
gerek inşaatı gerek onarımlarında gider ve gelirler ayrıntılı şekilde
verilirken inşaatta hangi taş ocaklarından taş getirildiği dahi
belirtiliyor. Bütün arşiv belgelerinde köprü Fatih Sultan Mehmed Köprüsü
olarak adlandırılıyor.
Onarımlar sırasında deliller yok edildi
Kurulun hazırladığı raporda köprünün 'Jüstinyen Köprüsü' olarak
adlandırılmasının sebebi ise Makedon halkının kendi kültürünü kabul
ettirme çabasından kaynaklanıyor aslında. Makedonlar kimi çevrelerce
'tarihi kökleri bulunmayan, yeni bir ulus' olarak nitelendiriliyor. Buna karşılık
Makedonya'nın Roma Medeniyeti ile bağlarının bulunduğunu vurgulamak için köprünün
Roma İmparatoru Jüstinyen döneminde yapılmış olduğu iddia ediliyor. Ayrıca
Üsküp'ün simgesinin bir Osmanlı eseri oluşu da rahatsızlık uyandırıyor
ve tüm Balkan ülkelerinde olduğu gibi bilimsellikten uzak birtakım görüşler
ileri sürülerek yapıya zarar veriliyor.
Vardar Nehri üzerinde bulunan 220 metre uzunluğunda ve 13 kemer gözlü köprünün
sofa köşkündeki 1579 tarihli onarım kitabesi 1930'lu yıllardaki onarımda,
köprü mihrabındaki 1909 tarihli onarım kitabesi ise 1970'li yıllarda yapılan
onarımda ortadan kaldırılmış. 7'nci ayak üzerinde yer alan mihrabiyesi
2002'de bazı işçilerin dikkatsizliği sonucu yıkılmış. Hem 1970'li yıllardaki
onarımda hem de son onarımda restorasyondan sorumlu mimar aynı kişi: Vasil
İlyov. 1970'li yıllardaki onarımda kitabelik köşkünü yıkarken komünist
rejimde fazla bir tepkiyle karşılaşılmadı. Ancak 2002'de köprünün mihrabı
'kaza sonucu' Vardar Nehri'ne düşerek parçalandığında, Türk ve Müslüman
nüfus büyük tepki gösterdi. Makedonya basınındaki aklıselim köşe
yazarları ve bilim çevrelerince bu durum eleştirildi. Üsküp büyükelçimizin
Makedonya makamları ve UNESCO nezdinde temaslarda bulunması üzerine dönemin
aşırı Makedon milliyetçi partisi VMRO-DPMNE iktidarı köprünün
restorasyonunu durdurmak zorunda kaldı. Ancak, Makedonya'da Eylül 2002'deki seçimlerde
sosyalistlerin iktidara gelmesiyle köprünün restorasyonundan sorumlu mimar görevden
alındı. Ve tekrar Vasil İlyov atandı. Üsküp'te meydana gelen şiddetli
depremin 40'ıncı yılı anısına, 26 Temmuz 2004'te restorasyon bitmeden açılış
yapıldı.
Roma mimarisine uygun olarak onarılıyor
Ancak Fatih Sultan Mehmed Köprüsü'nün onarım çalışmaları esnasında
köprüye zarar verildiği ortaya çıkınca Üsküp halkı duruma tepki gösterdi
ve birtakım protesto eylemleri gerçekleştirildi. Türk kökenli Makedon
vatandaşlarının başvurusu üzerine Dışişleri ve Kültür bakanlıkları
Üsküp'e uzman bir ekip göndermeye karar verdi. 10-20 Ağustos 2004 tarihleri
arasında yerinde incelemeler yapmak üzere Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi
Başkanlığı (TİKA) tarafından Yrd. Doç. Dr. Mehmet İbrahimgil başkanlığında,
Prof. Dr. Hakkı Acun ve Prof. Dr. Halit Çal'dan oluşan bir uzman ekip görevlendirildi.
Ekip, Makedonya Üsküp Şehir Kültür Eserleri Koruma Kurulu Müdürü Yani
Antoniev ve restorasyondan sorumlu mimar Vasil İlyov ile görüşmelerde
bulundu. İncelemeler sırasında köprü korkulukları ile zeminindeki taşların
sökülerek orijinallerinden geniş olarak yenilendiği, eski taşların köprünün
yanına atıldığı, Türk Köprü mimarisinde görülen bir özellik olan köprünün
yedinci ayağı içinde yer alan iki bekçi odası girişinin kapatıldığı, köprü
ayaklarında ve kemer yüzeylerinde bulunan sekiz adet gülbezek, çarkıfelek
gibi Osmanlı süsleme sanatı motiflerin detaylı çizimlerinin bulunmadığı,
köprüden geçen birliklerin denetlenmesi ve hatta mevcutlarının sayılması
için yapılan sofa ile kitabelik kısmıyla yıkılan mihrabiyenin de yapılmadığı
tespit edildi.
Aslında Üsküp Fatih Sultan Mehmed Köprüsü'nün Osmanlı dönemine ait
olduğunu anlamak için uzman olmak da gerekmiyor. Çünkü köprü hem malzeme
ve teknik hem de mimari üslup bakımından 15'inci yüzyıl Osmanlı eseri olduğunu
açıkça gösteriyor.
Balkanlar'da daha önce neler oldu?
Makedonya
Ohri'deki İmaret Camii, diğer adıyla Fatih Sultan Mehmed Camii yıkılarak
kiliseye dönüştürüldü.
Manastır'daki Yeni Cami ile Ustrumca'daki Durak Efendi Camii avlusunda ve
altında kilise var bahanesiyle yıkıldı. İki cami de inşaat halinde
duruyor. Üsküp'teki Telgrafhane Binası fonksiyon değişikliği nedeniyle bir
kuyumcu şirketine devredildi. Şirket onarımlar sırasında elektrik teliyle
kitabedeki tuğrayı ikiye böldü ve durum 'Kaza sonucu oldu' diye açıklandı.
1994 yılında Manastır'daki saat kulesine haç takıldı. Osmanlı tarafından
inşa edilen kulenin kitabesi indirilip yerine 'Bu anıt Makedon kahramanlara
aittir' yazan bir levha asıldı.
Bulgaristan
Razgrad'daki İbrahim Paşa Camii ile Eski Zağra'daki 1408 yılında inşa
edilen Hamza Bey Camii avlusunda ve altında kilise var bahanesiyle kazıldı ve
yıkıldı. Halen inşaat halinde duruyor. Bulgaristan'ın çeşitli
yerlerindeki Osmanlı tarafından yapılan saat kulelerinin kitabeleri söküldü.
Yerine Bulgaristan, Osmanlı'dan ayrıldıktan sonra valilik görevini devralan
kişilerin bu saat kulelerini yaptırdıklarına dair yazılar asıldı.
Akşam
|