reklam

18 Eylül 2004 Cumartesi
Ana Sayfa > Haberler

Denizlerimiz vahim

Kirliliği az çok biliyoruz da... Bilimsel verileri, araştırmaları görünce tokat yemiş gibi oluyor insan. Gerçekler korkunç ve hepimize görev düşüyor. Bugün Uluslararası Kıyı ve Deniz Temizliği Günü.

Dün gece, Deniztemiz Derneği- TURMEPA Onursal Başkanı Rahmi Koç'un, tekne ile dünya turuna çıkacak olması vesilesiyle düzenlediği, Allahaısmarladık dediği kurufasülye, pilav partisine katıldık. Koç bu sabah da TURMEPA'nın düzenlediği temizlik törenine katılıp yola revan olacak. Güle güle diyoruz...

Gelelim denizlerimizin durumuna. TURMEPA Başkanı Eşref Cerrahoğlu'nun gönderdiği rapordan denizlerimizin durumunu görelim. Önce minik bir parantez açayım. Bilir misiniz, denizler yılda milyarlarca ton karbondioksit emerek nefes almamızı sağlıyor. Protein ihtiyacımızın bir bölümünü karşılıyor. Bitki ve hayvan türüyle ilaç oluyor. Ulaşım, turizm, ticaretle ülke ekonomilerine katkı yapıyor. Misal bize olan katkı yılda 9.5 milyar dolar.

Türkiye'nin 4 denizi var ya, kapalı tabir ediliyor. O rapordan öğreniyoruz ki Karadeniz'de sular kendini 7 yılda yenilerken, Ege ve Akdeniz'de 90-100 yıl sürüyor. Dolayısıyla atıklar da uzun zaman kalıyor. Marmara çok kirli. Yerleşim yoğun, sanayii ve karasal atıklar çok. Oksijen miktarı artık S.O.S. veriyormuş. Asgari de yani. Karadeniz de fena durumda. Yaşam 120 metreye kadar düşmüş. Karadeniz'e kıyısı olan ülke çok. Evsel atıklar (yılda 500 milyonmetre küpmüş), rafinerilerden sızan petrol, Tuna Nehri'nin taşıdığı kurşun, çinko v.s. nükleer santral teknolojileri yüzünden radyoaktif kirlilik fazla. Ege Denizi ise bir nebze daha iyi. Özellikle Güney Ege. Bu denizde kirlilik yaratan en önemli faktör turistik işletmelerin arıtma tesisi olmaması. Akdeniz ise Cebelitarık ile nefes alabiliyor. Burada da kirlilik yaratan faktörün başında arıtma tesislerinin olmaması geliyor.

Böyle giderse 100 yılda bir kendini yenileyebilen Ege ve Akdeniz suları çok tehlikeli hal alacak! Denizlerimizi her manada korumak bakımından ciddi denetim ve caydırıcı cezalar olmalı diye düşünüyorum. Çevre dedektifleri de çoğalsın...

Ne 1 milyon yılda mı?
Denizlerdeki atıkların kaybolma sürelerini öğrenince korkmamak imkansız. Bir cam şişenin denizde yok olma süresi tam 1 milyon yıl. Plastik şişe 450, teneke kutu 200, deri 50, boyalı tahta 13 yılda filan kaybolabiliyor ancak. Sigara izmaritinin 5 haftada, gazete kağıdının 6 haftada kaybolduğunu anımsarsak sulara ne olur hiçbir şey atmayalım. Hele teknoloji, sanayii atıkları. Denizlerin kendilerini temizleme sürelerini lütfen bir kez daha hatırlayalım.

Ülkemizde bu güne kadar toplanan atıkların yüzde 21.5'ini sigara izmariti, yüzde 11'ini plastik şişe, yine aynı oranlarda kavanoz, plastik torba oluşturuyor. Merak etmiş olabilirsiniz, bugüne kadar denizlerimizden ne kadar atık toplanmış. Sadece geçen yıl 49.5 ton. Dernek kurulduğundan bu yana ise toplanan katı atık miktarı 15 bin ton imiş. 250 ton kadar da petrol atığı.

Deniztemiz Derneği'ni, gönüllüleri ne kadar tebrik etsek azdır. Şikayetler, ihbarlar, ücretsiz telefon hattı (0-800- 261 18 38) aracılığıyla değerlendiriliyor haberiniz olsun.
Akşam - Oya Berberoğlu

 

Eylül 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05
06 07 08 09 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30
diğer aylar için tıklayın

Kentin fiziksel çevresi, sorunları ve kentli olmak üzerine görüşlerinizi Kent başlığı  altında tartışıyoruz.

Arkitera.com/forum

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz