Denizlerimiz
vahim
Kirliliği az çok biliyoruz da... Bilimsel verileri, araştırmaları görünce
tokat yemiş gibi oluyor insan. Gerçekler korkunç ve hepimize görev düşüyor.
Bugün Uluslararası Kıyı ve Deniz Temizliği Günü.
Dün gece, Deniztemiz Derneği- TURMEPA Onursal Başkanı Rahmi Koç'un,
tekne ile dünya turuna çıkacak olması vesilesiyle düzenlediği, Allahaısmarladık
dediği kurufasülye, pilav partisine katıldık. Koç bu sabah da TURMEPA'nın
düzenlediği temizlik törenine katılıp yola revan olacak. Güle güle
diyoruz...
Gelelim denizlerimizin durumuna. TURMEPA Başkanı Eşref Cerrahoğlu'nun gönderdiği
rapordan denizlerimizin durumunu görelim. Önce minik bir parantez açayım.
Bilir misiniz, denizler yılda milyarlarca ton karbondioksit emerek nefes almamızı
sağlıyor. Protein ihtiyacımızın bir bölümünü karşılıyor. Bitki ve
hayvan türüyle ilaç oluyor. Ulaşım, turizm, ticaretle ülke ekonomilerine
katkı yapıyor. Misal bize olan katkı yılda 9.5 milyar dolar.
Türkiye'nin 4 denizi var ya, kapalı tabir ediliyor. O rapordan öğreniyoruz
ki Karadeniz'de sular kendini 7 yılda yenilerken, Ege ve Akdeniz'de 90-100 yıl
sürüyor. Dolayısıyla atıklar da uzun zaman kalıyor. Marmara çok kirli.
Yerleşim yoğun, sanayii ve karasal atıklar çok. Oksijen miktarı artık
S.O.S. veriyormuş. Asgari de yani. Karadeniz de fena durumda. Yaşam 120
metreye kadar düşmüş. Karadeniz'e kıyısı olan ülke çok. Evsel atıklar
(yılda 500 milyonmetre küpmüş), rafinerilerden sızan petrol, Tuna Nehri'nin
taşıdığı kurşun, çinko v.s. nükleer santral teknolojileri yüzünden
radyoaktif kirlilik fazla. Ege Denizi ise bir nebze daha iyi. Özellikle Güney
Ege. Bu denizde kirlilik yaratan en önemli faktör turistik işletmelerin arıtma
tesisi olmaması. Akdeniz ise Cebelitarık ile nefes alabiliyor. Burada da
kirlilik yaratan faktörün başında arıtma tesislerinin olmaması geliyor.
Böyle giderse 100 yılda bir kendini yenileyebilen Ege ve Akdeniz suları çok
tehlikeli hal alacak! Denizlerimizi her manada korumak bakımından ciddi
denetim ve caydırıcı cezalar olmalı diye düşünüyorum. Çevre
dedektifleri de çoğalsın...
Ne 1 milyon yılda mı?
Denizlerdeki atıkların kaybolma sürelerini öğrenince korkmamak imkansız.
Bir cam şişenin denizde yok olma süresi tam 1 milyon yıl. Plastik şişe
450, teneke kutu 200, deri 50, boyalı tahta 13 yılda filan kaybolabiliyor
ancak. Sigara izmaritinin 5 haftada, gazete kağıdının 6 haftada kaybolduğunu
anımsarsak sulara ne olur hiçbir şey atmayalım. Hele teknoloji, sanayii atıkları.
Denizlerin kendilerini temizleme sürelerini lütfen bir kez daha hatırlayalım.
Ülkemizde bu güne kadar toplanan atıkların yüzde 21.5'ini sigara
izmariti, yüzde 11'ini plastik şişe, yine aynı oranlarda kavanoz, plastik
torba oluşturuyor. Merak etmiş olabilirsiniz, bugüne kadar denizlerimizden ne
kadar atık toplanmış. Sadece geçen yıl 49.5 ton. Dernek kurulduğundan bu
yana ise toplanan katı atık miktarı 15 bin ton imiş. 250 ton kadar da petrol
atığı.
Deniztemiz Derneği'ni, gönüllüleri ne kadar tebrik etsek azdır. Şikayetler,
ihbarlar, ücretsiz telefon hattı (0-800- 261 18 38) aracılığıyla değerlendiriliyor
haberiniz olsun.
Akşam - Oya Berberoğlu
|