reklam

21 Eylül 2004 Salı
Ana Sayfa > Haberler

Baksı Müzesi mucizesi

Böyle bir noktaya gelmiş olabileceklerini hayatta tahmin etmezdim. Hüsamettin Koçan, doğduğu topraklara sadece bir müze değil, yanında bir de butik otel kazandırmış! Müzenin konukevi bu kadar mı incelikli olur?

Odalar Bodrum The Marmara'nınkilerle filan yarışır. Koltuklar Metin Kaşo, yatak örtüleri Aykut Hamzagil imzalı. Duvarlarda Koçan'ın kendi koleksiyonundan parçalar var. Zaten de insanın gözünü/gönlünü çelen her ayrıntıda, soruyorsunuz, hocanın eli...

Sonuç itibarıyla, şu anda Bayburt'un Bayraktar Köyü'nde gerçeğe dönüşen düşün, kuru kuruya bir müze olduğunu düşünüyorsanız, size ancak güler ve bir adet Erzurum uçak bileti hediye etmek isterim.

Oradan otobüse atıp Bayburt'a götürmek, peşinden minibüse koyup Bayraktar Köyü'ne hoplatmak da vazifem olsun. Ki görün gerçeği.

Bir yandan o büyüleyici dağ manzarası ve Çoruh Nehri başınızı döndürsün, bir yandan da gelenekle çağdaşlık nasıl öpüşürmüş, göçmüş tükenmiş bir yöreye nasıl nefes verilirmiş, görün.

Biz öyle yaptık. Gittik ve gördük.

Ekipte kültür sanat editörümüz Cem Erciyes de vardı; o yüzden daha magazinel bir giriş yapayım dedim!

Bu işin evveliyatını bilmeyenlere hap bilgi gerekirse:

Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Hüsamettin Koçan, Bayburt'un Bayraktar Köyü'nde doğmuş.

Bu köyün iç burkan bir özelliği var: Son 20 yıl içinde, yüzde 650'lik göç oranının saptanmış olması. Zaten de Bayburt, Türkiye'nin en yoğun göç veren bölgelerinden biri.

Koçan, bir hayal kuruyor: Sanat yoluyla doğduğu topraklara yaşam soluğu götürmek. Gelenekleri sürdürüp halkı tekrar üretmeye sevk etmek. Bu uzak diyarlara hareket, bereket getirmek.

Baksı Müzesi Halk Sanatları Araştırma Uygulama Merkezi önceleri, evet, düş. Ama yavaş yavaş, bir şeyler oluyor.

En son geldiğim nokta, mart ayında Proje 4L'de gerçekleşen Şaman Güncesi Sergisi idi. (Bayraktar Köyü'nün eski adı olan Baksı, Kırgız Türkçesinde 'Şaman' demek oluyor.) Aradan geçen zaman içinde kat edilen yola inanamadım.

Cumartesi akşamı müzeye vardığımızda, hem karanlıktan hem de yöresel yemeklerin gözümüzü karartmasından, etrafı pek göremedik.

Fakat pazar sabahı sürprizini nasıl anlatayım? Olağanüstü bir ışık. İnsanın iliğine işleyen yekpare dağ manzarası. Aradan akan Çoruh. Ve o koca alanda hiç sırıtmayan, doğayla şaşırtıcı biçimde bütünleşmiş bir mimari. (Kına taşları acayip.)

İşte o gün, orada, Baksı Müzesi'nin yapımı tamamlanan atölyeleri ve konukevleri açıldı. Çok renkli bir şölenle. Büyük büyük adamların yanı sıra köyden gelmiş şahane ifadeli çocuklar, dekorasyon dergilerinden fırlamış havada ehramlara sarınmış kadınlar eşliğinde.

Çok coşkulu, çok anlamlıydı.

Aksi gibi bugün de yerimiz az. Şimdilik sizleri bu sıkı iş ve 'fikir mimarı' Hüsamettin Koçan için bir dakikalık saygı duruşuna davet ediyor, gelecek görüşmemize yöre mutfağından lor dolması tarifi vereceğimi muştuluyorum.
Radikal - Nur Çintay A.

 

Eylül 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05
06 07 08 09 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30
diğer aylar için tıklayın

Sadece yazmak istediğinizde, ilgili ya da ilgisiz her konuda Kahve Molası forumuna yazabilirsiniz...

Arkitera.com/forum

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz