Nereden çıktı bu çevre işi?
TBMM'nin dün Türk Ceza Kanunu'nu, içinde zina suçu olmadan kabul
etmesinin, Meclis'teki AKP kulisinde hem rahatlama, hem de burukluğa yol açtığı
gözle görülebiliyordu.
Rahatlama, AB ile ilişkilerde ortaya çıkan krizin daha fazla hasar görmeden
atlatılabilmiş olması nedeniyle idi. Burukluk ise, bu kadar bariz bir Meclis
üstünlüğüne rağmen, partinin geleneksel tabanına 'Başörtüsünü
halledemedik ama, bakın zinayı suç saydırdık' diyemeyecek olmaktan
kaynaklanıyordu sanki.
AKP kulisinde Genel Kurul'da devam etmekte olan TCK görüşmelerine değil,
TRT'den verilen Gaziantepspor Diyarbakırspor maçına daha çok ilgi vardı;
yirmi kadar vekil sandalyeleri sıralamış maçı seyrediyorlardı.
O sırada içeride son anda ortaya çıkan 'çevre' tartışması sürüyordu.
AKP, Brüksel'deki anlaşma ardından, TCK'nın çevre kirletmeye verilecek
cezalarla ilgili 181 ve 182'nci maddelerinin diğerleri gibi 1 Ocak 2005'te değil,
Resmi Gazete'de yayımlanmasından iki yıl sonra yürürlüğe girmesini
istiyorlardı. Maddeler, çevrenin bilmeyerek ya da suç olduğunu bilerek
kirletilmesine verilecek cezaları düzenliyordu. Yürürlüğün iki yıl daha
geciktirilmesi, sanayi tesislerine arıtma tesisi yapmak için para ayırmak
istemeyen sanayicilere, ya da belediyelere, ya da Yatağan Termik Santralı gibi
kuruluşlara "buyrun kirletmeye devam edin' demekti.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Dengir Mir Fırat, belediyelerin
altyapılarının henüz bu uygulamaya hazır olmadığını ve belediye başkanlarının
kendiliğinden suçlu duruma düşmemesi için bu yolu buldukları savunusunu
getiriyordu. Oysa geçtiğimiz hafta içinde bir açıklama yapan Çevre ve
Orman Bakanı Osman Pepe, arıtma tesisleri yapılmamasının çevre kirliliği
yanı sıra, Türk sanayiinin rekabet gücünü de olumsuz etkilediğini söylemişti.
Bir AB ülkesi, arıtma tesisi arızalandığı için büyük bir sanayiciden
tekstil alımını 15 gün durdurmuştu.
İşin rengi, dün AKP kulisinde konuştukça ortaya çıkmaya başladı. Özellikle
Konya, Kayseri gibi gelişmekte olan sanayi kentlerinde, biraz de hükümetin
cesaretlendirmesi ile sanayi tesisleri kurmakta olan yeni yatırımcılar, bir
de arıtma tesisi için para ayırmak istemiyorlardı. Bu yatırımcıların çoğu,
AKP'nin destekçileri arasındaydı. Evet, çevrenin daha çok kirlenmesine yol
açacak bu uygulama belediyeleri rahatlatacaktı ama, asıl kısa dönem faydası
AKP'nin doğal tabanı sayılan Anadolu kaplanlarına dokunacaktı. Çevre
sorunlarının artacak olması göze alınabilirdi, nasıl olsa yeni bir çevre
yasası yoldaydı.
Yoksa AKP, zinayı suç saydıramadığı için manevi olarak tatmin edemediği
tabanını, böylelikle hiç değilse maddi olarak rahatlatma yoluna mı
gidiyordu?
Bunu önümüzdeki süreçte çevre şikâyetlerinin nerelerde yoğunlaştığına
bakarak da anlayabileceğiz.
Radikal - Murat Yetkin
|