Bu müteahhitler açıklansın
İzmir'de ders zili bu yıl geçmişe oranla çok daha sorunlu çaldı.
Sorunun temelinde fiziki koşulların yetersizliği var. Derslik sayısı
yetersiz olduğu gibi bir de buna okulların depreme dayanıksız olduğu gerçeği
eklendi. Artan deprem duyarlılığı, her yıl binlerce çocuğun eğitim gördüğü
binaların durumunun ilk kez ciddi bir şekilde incelenmesini sağladı. Sonuç,
içler acısı. İzmir'de onlarca okul depreme dayanıksız çıktı. Bu okulların
ortak özelliği de yeni yapılmış olmaları. Yani yılların yolaçtığı
bir yıpranma söz konusu değil. Okullar sağlam yapılmamış. Evet, evet yanlış
anlamadınız. Geleceğimizi emanet ettiğimiz okullar, aslında çocuklarımız
için birer tuzakmış. Bunu anlamamız için de Marmara Depremi gibi çok acı
deneyimler yaşamamız gerekiyormuş...
Şimdi gelelim işin perde arkasına. İzmir'de halen güçlendirme çalışmaları
süren 14 okul var. Vali Yusuf Ziya Göksu, bu okullardaki çalışmaları sürekli
inceliyor. Bir anlamda medyanın duyarlılığını da bu alana çekerek kamuoyu
oluşturmak istiyor. Çünkü, en azından bundan sonra yapılacak okul inşaatları
için toplumsal bir bilinç oluşturmayı hedefliyor. İyi güzel de peki geçmişteki
hatalar ne olacak. Vali Bey kendi açıklıyor: 'Müteahhitler 14 okulun
malzemesinden çalmışlar' diye. Demek ki bu okulları yapanlar hırsız. Peki
bu kişiler hala inşaat yapmıyor mu? Yoksa tecrit edilip sektörün dışına
mı itildiler? İkinci şıkkın gerçekleşme ihtimali yok. Öyleyse, belki de
kendi çocuklarının veya torunlarının eğitim göreceği okulların
malzemelerinden çalan müteahhitler hala aramızda. Belki de oturduğumuz
evleri de bu kişiler yaptı. Şimdi başımızı yastığa koyup gözlerimizi
huzurla kapatabilecek miyiz? Hayır. Peki bu kişilerin kim olduğunu biliyor
muyuz? Buna da hayır. Bu noktada Vali Bey'e büyük sorumluluk düşüyor.
Madem 'Bunlar hırsız' diyebiliyorsunuz, öyleyse kim olduklarını da açıklamalısınız.
İzmir halkı da bu kişileri tanımalı, en azından gelecek için önlem almalı.
Bu yeterli olur mu? Bence kesinlikle olmaz. Okul inşaatlarından çalan hırsız
müteahhitlerin açıklanmasının şart olduğu gibi bu 'ölümüne soygun'a göz
yuman kamu yetkililerinin de deşifre edilmesi gerekiyor. Deşifre de yetmez. Bu
konuda yasal süreç süratle başlamalı. Hem müteahhitler hem de bana göre işbirlikçileri
durumundaki kamu görevlileri yargılanmalı. Bu ülkede her şey yapanın yanına
kar kalıyor. Bu kez öyle olmasın. Çocuklarımızın hayatlarıyla oynayan bu
kişiler, yargıya hesap versin. Biz de hukuk devletinde yaşadığımızı
anlayalım...
Akşam - A. Nedim Atilla
|