Tarihi Kentler Kayseri'deydi
''Şimdi ise artık belediyelerin elinden kurtulabilen kültür mirasının
kalanlarını korumaya çalışıyoruz... Geçmişin hatalarını gidermek kolay
olmuyor, ama bize heyecan veriyor...''
Bu sözler Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki' ye ait.
Yaz başında Bursa'da yapılan Tarihi Kentler Birliği (TKB) seçimlerinden önce
birlik başkanlığına aday olduğunda, yönettiği kentteki ''tarihsel mirasa
duyarsızlık'' örneklerini gösterenler, ''acaba'' diyerek kuşkularını
belli etmişlerdi...
Ardından ''tek aday'' olarak bu göreve geldiğinde de aynı kuşkulara karşı
Prof.Dr. Metin Sözen şunları söylemişti; ''İnsan, sorumluluk üstlenince
başka olur. Kayseri'nin de aslında buna ihtiyacı var ve kültüre karşı
koruma yükümlülüğünü böyle bir sorumlulukla üstlenen başkanın,
kentine yönelik de doğru davranışlarını hep birlikte göreceğiz...''
Nitekim Mehmet Özhaseki'nin TKB güz dönemi meclis toplantısını ''ev
sahibi'' olarak açarken yaptığı konuşma, Metin Sözen'i haklı çıkartmakla
kalmıyor, bir belediye başkanının, yine belediyeler eliyle gerçekleşen kültürel
kıyımlar için ne denli içten bir ''özeleştiri'' yapabildiğinin de kanıtı
oluyordu.
Başkana bu içtenliği ve bu yeni tavrı kazandıran da kuşkusuz yine
TKB'nin 4 yıldır sürdürdüğü ''kültürel miras için ulusal buluşma''
anlayışıydı...
Başkanlardaki 'değişim'...
Başkanlığı ile birlikte ''yönetim merkezi'' de Bursa'dan Kayseri'ye geçen
TKB'nin yine belediyeler üzerindeki olumlu etkilerini ÇEKÜL Başkanvekili
Mithat Kırayoğlu şöyle özetledi: ''Daha önceleri, kültürel mirasın önemini
ve yapılması gerekenleri belediye başkanlarına anlatmak için çok zaman ve
çaba harcardık; ama artık bir belediyenin tarihsel dokusunu sahiplenmesi için
yıllar süren ikna ve ısrar görüşmelerine gerek kalmıyor...''
İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürü Kayhan Kavas ise açılış
oturumundaki konuşmasında; ''En çalışkan belediyeler birliği bu birliğimiz
oldu...'' dedikten sonra, nedenini şöyle vurguladı: ''Çünkü, ülkenin tüm
bölgelerindeki ortak mirasımız için güç birliği içindeler, biz de buna
bakanlık olarak heyecanla destek veriyoruz...''
Aynı oturumda söz alan eski Kastamonu Valisi ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı Müsteşarı Enis Yeter de TKB'nin 2000 yılındaki kuruluşunu hazırlayan
ve ev sahipliğini yaptığı ''Kastamonu toplantılarını'' anımsattıktan
sonra şu müjdeyi verdi: ''Tarihsel yapılarımızın değerini tüm kurumlar
bilmeli... Biz de şimdi Çalışma Bakanlığı'nın elindeki eski binaları da
korumaya alıyor, yeni işlevlerle yaşatmaya başlıyoruz...'' Vakıflar Genel
Müdürü Yusuf Beyazıt' ın kendilerine bağlı vakıf yapılarını restore
ederek kullanmak isteyenlere gösterdikleri destek ve kolaylıkları anlatması
ise alkışlarla karşılandı...
TKB'in Kayseri buluşmasını, bu kentin ve tüm ülkenin kimlik değerlerini
sahiplenme açısından ''yeni bir dönemin başlangıcı'' olarak niteleyen
Vali Nihat Canbolat, Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu' ya daha fazla zaman
bırakmak için sözünü uzatmadı. Bakan'ın konuşması ise daha önceki
benzer toplantılarda da gözlendiği şekilde heyecanlı ve kararlıydı. ''Kültürün
turizme değil, turizmin kültüre bağlı olarak gelişmesi için bu birlikteliği
yeğlediklerini'' anımsatan Erkan Mumcu, şunların altını çiziyordu: ''Böyle
bir amaç için de önkoşul kültürel mirası korumak. Ancak korumak için
para da gerekiyor ve yeni yasamızla Toplu Konut İdaresi kaynakları bile her yıl
yüzde 10 oranında tarihsel bina ve dokuların kurtarılmasına ayrılacak...''
İpek Yolu 'yeniden'...
İşte bu sözlerin ardından, birlik meclisi toplantısı için düzenlenen
''panel'' de de Kültür Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün yıllardır
gündeminde bulunan ''İpek Yolu Kültür Yolu'' hedefleri ele alındı. Tarihin
bu ünlü ticaret ve uygarlık yolunun Anadolu'da iz bıraktığı yörelerdeki
kültürel miras acaba nasıl yeniden bu ülkeye kazandırılabilirdi?
UNESCO Milli Komisyonu Başkanı Prof.Dr. Arsın Aydınuraz tarafından yönetilen
panelde bu soruya yanıt aranırken VASCO Turizm firması adına konuşan Dr.
Yusuf Örnek' in sözleri ''somut önerilerle'' bezeliydi. Tarihi çevreye
uygunsuz yeni otel kütleleri yerine, var olan mimari dokuyu turizm ve kültür
amaçlı değerlendirmenin daha kalıcı olacağına dikkat çeken Örnek, Ürgüp'teki
''Kayabaşı Mahallesi'ni kurtarma projeleri'' ni buna örnek gösterdi.
Benzer görüşleri dile getiren Kültür ve Turizm Bakanlığı Tahsisler
Daire Başkanı Şenol Aydemir de İpek Yolu güzergâhındaki yatırımlarda
tarihsel çevrenin canlandırılmasına öncelik vereceklerini belirtirken TÜRSAB
Başkanı Başaran Ulusoy' un sözleri bu anlayışın en ''militan'' söylemini
oluşturdu: ''Tarihi yok eden turizm bakışının terk edilmesi zorunludur. Ya
da bunu zorla terk ettireceğiz...''
Nitekim Vakıflar Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Tanyolaç'ın verdiği
bilgiye göre, ''Kafkaslardan Anadolu'ya Kars ve Van'dan girerek iki kol halinde
kuzeyde Karadeniz kıyılarına, güneyde de Ege'ye dek uzanan'' tarihsel İpek
Yolu'nun mola noktalarındaki tüm kervansaraylar ve hanlar yakında kurtarılarak
aynı güzergâhın konaklama ve kültür merkezleri haline gelecekler. Bunlarla
birlikte yine İpek Yollarının geçtiği tarihsel kentlerimizde de aynı geçmişi
çağrıştıran koruma ve restorasyon projeleri yaygınlaştırılacak...
Panelin sonunda bütün bu ''sözlerin'' genel bir değerlendirmesini yapan
Prof.Dr. Metin Sözen, geçmişi geleceğe taşımada ''herkesin'' üzerine düşeni
görmeye başlamasının en umut verici gelişme olduğunu söylüyor ve şunları
ekliyordu: ''Ama bir an önce bunu uygulamaya dönüştürmeli, az konuşulan,
çok üretilen bir koruma sürecini yine hep birlikte yaşatmalıyız...''
TKB Kayseri buluşması, birlik meclisi ile devam etti. TKB'ye üye olmak
isteyen belediyelerle ilgili kararlar alınırken aynı buluşmaların daha sık
yapılması da ortak dilek olarak kayıtlara geçirildi...
Cumhuriyet - Oktay Ekinci
|