Ayasofya'dan dersler
ABD'nin Princeton Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ahmet S. Çakmak,
Ayasofya'nın Richter ölçeğine göre 7.5 büyüklüğündeki bir depremden
dahi zarar görmeyeceğini söyledi.
Deprem mühendisliği uzmanı Çakmak, Türk-Amerikan Mimarlar, Mühendisler
ve Bilim Adamları Derneği'nin düzenlediği 'Depremler ve Türkiye'deki Tarihi
Yerlerin Korunması' başlıklı konferansa katıldı. Çakmak, milattan sonra
532-537 tarihleri arasında inşa edilen Ayasofya'nın, dönemi için büyük
bir mimarlık, mühendislik ve tasarım devrimi anlamına geldiğini söyledi.
Ayasofya'nın inşasında 'denize atsan yüzer' denilen hafif tuğlalar ve özel
bir harcın kullanıldığını anlatan Çakmak, yapının her biri 31 metre
genişliğinde olan kemerleri sayesinde de son derece sağlam olduğunu vurguladı.
Ayasofya'yı inşa eden Bizanslı mimarların İstanbul'un deprem gerçeğini de
yakından bildiklerini ifade eden Çakmak, 7.5 büyüklüğündeki bir depremin
dahi bu yapıya zarar veremeyeceğini savundu. Çakmak, "Bana 10 milyon
dolar verseler bunu Ayasofya'nın depreme karşı güçlendirilmesine değil,
mozaiklere zarar veren neme karşı kullanırdım" dedi.
Tarihi verilerin İzmit civarında büyük bir depremden sonra İstanbul yakınlarında
da büyük bir deprem meydana geldiğini gösterdiğini ve bunun her 100-150 yılda
bir tekrarlandığını kaydeden Prof. Çakmak, bütün dikkatler Ayasofya'ya yönelmiş
olsa da Süleymaniye Camii'nin depreme karşı çok daha dayanıksız olduğuna
dikkat çekti.
Radikal
|