reklam

19 Ekim 2004 Salı
Ana Sayfa > Haberler

Sedat Çetintaş'a Kavuşmak...

Derler ki Osmanlı 'nın ünlü bilgelerinden Koca Ragıp Paşa , en zor sorularını bilen bir öğrencisini ''övmek'' için söylemiş; ''Olmayasın beş beldeden birinden; Darende'den, Divriği'den, Arapgir'den, Eğin'den, Gürün'den...'' ;

Bu beldelere yine Osmanlı döneminde ''Belde-i hamse-i mutahara'' denirmiş. Yani ''en temiz seçilmiş beş belde'' ...

Bugün de aynı yerlerde şöyle bir dolaşsanız, ''Yukarı Fırat Vadisi'' nden beslenen, gizli kalmış bir ''uygarlık dünyası'' karşısında saygıyla durur, hatta ''tutulur'' kalırsınız...

Buralarda yetişen insanlardaki, doğanın onca aşılmaz engellerine ve yaşamın onca zorluklarına rağmen öylesi bir ''ustalığı ve zarafeti'' , evlerine, kentlerine, eşyalarına, yemeklerine, her şeylerine nasıl da armağan ettiklerine şaşırır, anıları önünde saygıyla susarsınız...

Tıpkı, 1889'da Arapgir'de doğan mimar Sedat Çetintaş 'ın, Cumhuriyetin o ilk yıllarındaki onca güçlüklere ve ''yalnızlığına'' rağmen tarihi ve anıtsal yapılarımızı akıl duracak bir özen ve ayrıntılı çalışmalarla nasıl da ''rölöve'' ettiğine şaşırdığımız gibi...

Arkeolojinin simge eserlerinden, Selçuklu 'nun ve özellikle de ''Klasik Osmanlı Dönemi'' nin mimarlık şaheserlerine kadar, Cumhuriyet devrimiyle birlikte devraldığımız en görkemli kültür hazinelerimizi hem belgeleyen hem de ''korunmaları'' için yaşamını adayan mimarımıza kim bilir neler borçluyuz...

İTÜ'nün vefası
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve onun çalışkan eski rektörü Prof. Dr. Gülsüm Sağlamer , işte bu ''ulusal borcu'' ödeyebilmek için çok anlamlı ve en az o kadar da değerli bir hizmete önderlik ettiler.

Sanat tarihi dünyamızın aynı çalışkanlık içindeki alçakgönüllü emektarlarından Prof. Dr. Ayla Ödekan 'ın Sedat Çetintaş'la ilgili tüm bilgi ve belgeleri derlemesini hem özendirdiler, hem destek verdiler.

Böylesine kapsamlı ve özenli bir belgeseli ''İTÜ Yayınları'' nın üstlenmesini sağlayan Prof. Dr. Yıldız Sey ile tarihsel arşivlerini açan Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Şener de aynı desteğe gönüllerini kattılar. Böylece, tıpkı yine ''beş beldenin'' karşısında duyulan hayranlığa benzer bir duyguyla alıp inceleyebileceğiniz; ''Yazıları ve Rölöveleri ile Sedat Çetintaş'' kitabı, efsanevi bir mimara ortak vefa borcumuzun eseri olarak yaratılmış oldu...

Bir 'aşkın' belgeseli
Özel ve özgün bir cilt içinde, 108 rölöve paftasıyla birlikte mimarlık ve sanat dünyamıza armağan edilen kitapta, Cumhuriyetin o kuruluş yılarındaki ''kente ve mimarlığa'' olan saygı da belgelenmiş oluyor...

Örneğin, Sedat Çetintaş, 1923'te ne İstanbul'da, ne de Ankara'da... ''Bursa'' da Belediye Fen İşleri Dairesi'nin mimarı... Bu kentteki tarihi yapılara ait rölövelerini 11 yıl sonra yeniden Bursa'da sergilediğinde, Türk mimarisiyle ilgili bir de konferans veriyor...

Mimari çalışmalarını takdir eden ve yazılarına sayfalarını açan Cumhuriyet Gazetesi Sahibi Yunus Nadi , 1932'de Atatürk 'le tanışmasını sağlıyor. Çizimlerine hayran kalan Atamız, 1933'teki Chicago sergisi için çok sevdiği Şehzade Camisi 'nin rölövelerini de yapmasını istiyor. Bunun üzerine caminin yanıbaşında 2 odalı bir ev kiralayan Sedat Çetintaş, gece gündüz tam 6 ay çalışarak ABD'deki Türkiye sergisine Şehzade'nin çizimlerini hazırlıyor...

Ayla Ödekan, bilgisayar bir yana, uzaktan ölçüm aletlerinin bile bulunmadığı ve tüm ölçüleri ''elle'' ve ''cetvelle'' alınarak çizilen, ama her biri bugünün en ileri tekniğiyle bile kotarılamayacak kadar ayrıntılı ve hassas olan rölöveler için diyor ki; ''Bu ancak bir aşkla olabilirdi'' ...

Sedat Çetintaş da aynı aşkıyla sevdalandığı tarihsel mimarimizin ve kendi mimarlarımızın değerini bilemeyen ''Batıcı'' lar için 1941'de bakın neler yazıyor; ''Avrupalı mimarlar çağrılarak modern mimari ile övünmek, kendi halisüddem (saf ve soylu) atlarımızı unutup da başkasının uyuz eşeği ile yarışa çıkmamıza benziyor...''

Bunları da okuyunca düşündüm...

Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu 'nun, işte bu yurtseverliğin ve ''kimlikli yaşama sevdası'' nın mimarlığımızdaki kahramanıyla bizleri ve gelecek kuşakları yeniden tanıştırdıkları için Ayla Ödekan ile yardımcılarına ''tüm ulusumuz adına'' ödül vermesi, ne kadar da anlamlı olur...
Cumhuriyet - Oktay Ekinci

 

Ekim 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03
04 05 06 07 08 09 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Yurtiçi ve yurtdışındaki mimarlık okulları ile ilgili görüşlerinizi Okullar forumunda paylaşabilirsiniz.

Arkitera.com/forum

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz