İstanbul'un en güzel balkonları
Sheree Barka ve Oya Şengör
"İstanbul'un Balkonları" adıyla bir kitap hazırladı. İki yıl önce
vefat eden deprem profesörü Aykut Barka'nın eşi Sheree Barka, tarihi binaları
korumak için bu kitabı hazırladıklarını söylüyor.
Birkaç hafta önce Çitlenbik Yayınları'ndan bir araştırma kitabı çıktı.
"İstanbul'un Balkonları" adlı kitap, adından da anlaşılacağı
gibi İstanbul'un balkonlarını inceliyor. Kitabı hazırlayan Sheree Barka ile
Oya Şengör'ün soyadları çok tanıdık değil mi? Sheree Barka, hepimizin çok
yakından tanıdığı ve iki yıl önce hayatını kaybeden deprem profesörü
Aykut Barka'nın; Oya Şengör ise yine kamuoyunda çok tanınan deprem profesörlerinden
Celal Şengör'ün eşi. Kitap çok ilginçti ama belki de daha ilginci, deprem
profesörlerinin eşlerinin bir araya gelip bu kitabı hazırlamasıydı. Kitabı
ve yazarlarını sizlere yakından tanıtabilmek için Barka ve Şengör'le görüşmek
istedik. Oya Şengör eşinin işinden dolayı Paris'te yaşadığı için
Sheree Barka ile röportaj yaptık. 1956 yılında İngiltere'de doğan, liseyi
bitirdikten sonra Aykut Barka ile tanışan ve 1985 yılında evlenen Sheree
Barka, 13 yıldır İstanbul'da yaşıyor. İki yıl önce eşini kaybeden
Barka, Richard Dağcan adlı 13 yaşındaki oğlu ve Isabel Selen adlı 12 yaşındaki
kızıyla çok sevdiği İstanbul'da yaşamaya devam ediyor. Tam bir İstanbul aşığı
olan Barka, Türkiye'deki balkonlar üzerine hazırladıkları kitapla, tarihi
ve kültürel varlıkların korunmasına katkıda bulunduklarını söylüyor.
Türkiye sevdanız ne zaman başladı?
İlk kez 1978 yılında tatil için Türkiye'ye geldim. İstanbul ve Fethiye Ölüdeniz'e
gitmiştim. Çok sevdim. O zaman Ölüdeniz'de kumsalda 13 kişi vardı! Çok doğal
ve güzeldi. Aykut ile tanıştıktan sonra 1979'da onunla birlikte tekrar
tatile geldim. 1981'de Aykut ile evlendik ve 1982'de bu kez oturmak içih Türkiye'ye
geldik. İki yıl Ankara'da yaşadık. Aykut'un mesleğinden dolayı arazide yoğun
işleri olduğundan ben tek başıma İngiltere'ye döndüm. Sonra Aykut ile
birlikte Amerika'da beş yıl yaşadık. 13 yıl önce Türkiye'ye dönüp İstanbul'a
yerleştik ve hala burada yaşıyorum.
Oya Şengör ile arkadaşlığınız eşleriniz aracılığıyla oldu sanırım...
Celal Şengör eşimin arkadaşıydı. Celal Bey'i 20 yıldır tanıyorum.
13 yıl önce de Oya Hanım ile tanıştık ve arkadaşlığımız bugüne kadar
sürdü.
Niçin böyle bir kitap hazırladınız?
Eski binalara hiç önem verilmiyor. Belediyeler biraz daha duyarlı belki ama
biz herkesin daha duyarlı davranmasını istiyoruz. Eskiden Yeşilköy'de yaşıyordum,
orada çok güzel köşkler, binalar vardı ama hepsi birer birer yıkıldı ve
yerine kötü binalar yapıldı. Olası İstanbul depremini bahane ettiler. Bina
güvenli değil diyerek tarihi binaları yıkıyorlar... Eski binaları kimse düşünmüyor.
Önce parayı düşünüyorlar. Belki bu normal ama İstanbul çok özel bir şehir.
Türkiye'yi bir taç olarak kabul edersek, İstanbul bu tacın mücevheri.
Sadece belediyeleri değil, herkesi ilgilendiren bir konu. Hepimiz bu binaların
korunması için çaba göstermeliyiz. Altı yıl sokak sokak gezdim.
Kitap için çalışmaya ne zaman başladınız?
Tam 6 yıl boyunca Oya Hanım ile birlikte İstanbul'un en güzel balkonlarını
bulup fotoğraflarını çektik. Sonunda 600 balkon fotoğraflı bir arşivimiz
oldu. Ahşap, demir, beton ve taş balkonlardan en güzel 100 tanesini seçip
kitaplaştırdık.
Nasıl bir çalışma metodu izlediniz, çok zorlandınız mı?
Ben o tarihlerde Yeşilköy'de oturuyordum. 4 yaşında oğlum vardı. Arabam da
yoktu. Bu yüzden ben Tophane, Eminönü, Beyoğlu, Kadıköy, Moda, Sarıyer
gibi arabasız gidebileceğim semtleri gezdim. Oya Hanım da arabayla gidilmesi
gereken diğer semtleri gezdi. Adalar'a da beraber gittik. Sokakları hem enine
hem dikine gezdik. Mümkün olan her sokağa girdik.
Kitabınızda hep tarihi binaların balkonları var. Yeni binaların güzel
balkonları mı yoktu?
Eski binaları ve balkonları korumak için bunu tercih ettik. İnsanlar
eski binalar hakkında biraz daha duyarlı olsunlar, tarihi binalar korumaya alınsın
istedik. Yoksa biz yapmazsak kimse yapmayacak. Bu binalar sadece sahibinin değil,
bir kültürün paçası. Başka yerde böyle balkonlar yok. O yüzden biraz bağırmak
gerekiyor.
Sabah - Şerif Ercan |