Avrupa
Sineması
Avrupa Sineması. Diyarbakır Sanat Merkezi'nin yeni sinema salonunun adı.
Gelecek hafta gösterimlere başlıyor. Avrupa sinema örgütü Eurimages'ın
desteğiyle Diyarbakır'ın meraklı sanat izleyicilerine ucuza iyi filmler
sunacak. Akmerkez'in Diyarbakır versiyonu Diyar Galeria da yeni bir sanat mekânına
kavuşacak.
Arkitera bir toplantı dizisi düzenledi. 'Platform' başlığıyla. Kentleşme
ile mimarlık ilişkisi irdeleniyor. Dizinin ilk toplantısı Diyarbakır'da yapıldı.
Son 50 yılın kentine daha yakından bakılmaya çalışıldı. Mimarlar, şehirciler,
sivil toplum gönüllüleri. Suriçi bunca büyülü ve çaresiz bir kentin surdışının
bunca talancı ve arsız olduğu apaçık gözler önüne serildi. Cumhuriyet
son yarım yüzyılda kente göç, işsizlik dışında bir de doymak bilmez
emlak arsızlığını hediye etmiş. Toplantıda en uyanık kentlilerin bile
kenti konuşmaya henüz hazır olmadıkları anlaşıldı. (Diğer kentlerin,
hatta İstanbul'un ne halde olacağı 'Platform' turnesi tamamlandığında görülecek.)
Dağkapı Meydanı şunca yıldır kim bilir kaçıncı kez deşiliyordu.
Cumhuriyet'in Sümerbank Halı Fabrikası'ndan metruk Sümerpark ürkünç bir
hayalete dönüşmüş. Havuzlu, bahçeli, kartonpiyerli dubleks
villa-apartmanlar gitgide
artan fiyatlara alıcı buluyor. Her köşebaşında bir sur parçasının üstüne
dikilmiş karpuzdan oluşan kurumsal kitsch kent heykelleri.
Diyarbakır Türkiye'nin Avrupa güzergâhının uç noktası. İsteyelim ya
da istemeyelim. Avrupa'dan gelen tüm resmi konuklar İstanbul- Ankara-Diyarbakır
yapmadan geri dönmüyorlar. Bir vakitler sivil toplumcular, toplumsal yardımcılar,
sanatçılar gelirdi. Şimdi Diyarbakır resmi ziyaret programının ayrılmaz
parçası. Öyle ki vali ve belediye başkanı dışişleri görevlisi olarak da
çalışıyor. Görev tanımlarında olmayan 'resmi temsil' işini de yapıyorlar.
Belli ki, bu daha böyle devam edecek. Tarih verilse de, verilmese de.
O arada İstanbul Bienali'nin bir İstanbul'u oldu. Nihayet. Yeni konsept açıklandı.
Tarihi yarımadanın 'egzotik' mekânları Bienal'den kurtuluyor. Bienal de
onlardan. Yeni mekânlar Tünel- Tepebaşı arasında. Bienal tarihinde dönüm
noktası. Küratörler C. Esche ile V. Kortun erkenden işe koyuldu.
En rahatlatıcı açıklamalardan biri sanatçıların işlerini yapmadan
kentte yeterince zaman geçirecekleri. Umulur ki, kentteki deneyimlerinin izleri
sanata çıkar.
Bir de Esche amaçlarının kent pazarlamanın ötesine geçebilmek olduğunu
satır arasında belirtti. Asıl umut verici vurgu bu. Sanatın ve yanılsamanın
basit promosyon perakende kıskacından kurtulması büyük önem taşıyor. Bu
ikiliden
bağımsız yapılan sanatın kentin kimliğine katkısı kuşkusuz çok daha büyük
olacak.
İstanbul'da Mimarlık Festivali yeni bitti. Mimarlık Kongresi ise gelecek yıl
yapılacak. Bienalden hemen önce.
İstanbul ve Diyarbakır 'Avrupa Sineması'nın iki değişmez sahnesi
olacak. Bu iyi mi kötü mü, zaman gösterir.
Yine de 'Avrupa Sineması' deyince gözümün önüne Darphane'de roman
havalarıyla gerdan kıran Avrupalı Yeşiller geliyor. "Keşke F. Akın o
sahneleri de belgeseline almış olsa" demeden edemiyorum.
Radikal - Serhan Ada |