reklam

30 Ekim 2004 Cumartesi
Ana Sayfa > Haberler

Restore edilen şehir Edirne

Pek çok kültür ve medeniyete ev sahipliği yapan Edirne, hálá tarihin izlerini taşıyor sokaklarında. Son yıllarda hızla restore edilen tarihi evler, 2004 Avrupa Konseyi Müze Ödüllü Sağlık Müzesi ve Mimar Sinan’ın muhteşem eseri Selimiye Camii, kentte görülmesi gerekenler listesinin başında geliyor.

Kırkpınar güreşlerinden tava ciğerine ve Kapalıçarşı’ya uzanan renkliliği ile Edirne, bu üç günlük tatili fırsat bilenler için harika bir gezi rotası olabilir. Üstelik son yıllarda açılan kafeleri, eğlence yerleri ile öğrenciler için git gide daha cazip bir kent olma yolunda ilerliyor. İster kendi aracınızla gidin, ister kültür turlarından birine katılın ama hayatınızda en az bir kere Edirne’ye mutlaka gidin. Bir gezi rotası oluşturmak için Edirne Turizm Danışma Müdürlüğü’nün kapısını rahatlıkla çalabilirsiniz.

Bir dönem Osmanlı İmparatorluğu’nun başkentliğini yapan Edirne, güneyinde Çanakkale, Ege Denizi; doğusunda Kırklareli, Tekirdağ; kuzeyinde Bulgaristan ve batısında Yunanistan ile çevrili, tarihimizin önemli dönemlerine tanıklık etmiş bir sınır kenti. İstanbul’a 225 km uzaklıkta bulunan şehir, hálá bütün görkemi ile sizi bekliyor. Dümdüz bir coğrafyanın üzerine kurulan kente girer girmez bir çok cami minaresi görüyorsunuz. Bütün heybeti ile sizi selamlayan Selimiye’ye kayıtsız kalmak çok zor.

Gezinize başlamadan önce bir yemek molası verseniz iyi olur. Edirne’nin ünlü ciğercilerinde verilecek bir mola, ilaç gibi gelebilir.

Geçtiğimiz yıllarda Edirne Valiliği’nin girişimleri ile restore edilen tarihi binaları ziyaret ederek başlıyoruz gezimize. Her biri çeşitli dernek ve kuruluşların ofisi olarak kullanılmaya başlayan bu tarihi yapılar şehrin dokusuna incelikle gizlenmiş. Bütün cadde ve kaldırımlarda tarihi bir kez daha yaşıyorsunuz. Televizyon dizilerine de set olan bu tarihi binaların en görkemlilerinden biri Eski Vali Konağı. Şimdilerde misafirhane olarak kullanılıyor. Restore edilen binalar arasında ünlü heykeltıraş İlhan Koman’ın doğup büyüdüğü ev de var. Edirne Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu olarak hizmet veren evin komşularından biri de Kırkpınar Müzesi. Tarih ile bugünün kesiştiği sokaklarda yürürken dikkati çeken bir başka şey de, her köşe başında sanatla ilgili bir kuruluşun yer alması. Bu bazen bir sanat galerisi oluyor, bazen de bir fotoğrafçılık kursu.

Kapalıçarşı'da Alışveriş
Edirne’nin olmazsa olmazlarından biri de Kapalıçarşı. İçinde irili ufaklı bir çok dükkanı barındıran çarşı, turistlerin ziyaret etmeyi en çok sevdiği yerlerden. Kapalıçarşı sizi Edirne’nin en işlek caddesi Saraçlar’a çıkarıyor. Cadde üzerinde birçok kafe ve restoran kentin modern yüzü olarak karşınıza çıkacak. Barları, cafeleri ve diskoları ile bu cadde öğrenciler tarafından da en çok tercih edilen yerlerden.

Hemen hemen bütün camiler şehir meydanında bulunuyor. Sadece Muradiye Camii Sarayiçi bölgesinde bir tepede. II. Murat tarafından mimar Konyalı Hacı Alaaddin’e yaptırılan Üç Şerefeli Cami, şehre girdiğinizde uzaktan size ilk selam çakan cami aynı zamanda. Yapımında ilk kez kesme taş ve tuğlanın kullanıldığı, Çelebi Mehmet’in yaptırdığı Eski Cami, Mimar Sinan’ın ustalık dönemi eseri, görkemli Selimiye’nin tam karşısında. Osmanlı-Türk sanatının ve dünya mimarlık tarihinin baş yapıtlarından olan Selimiye Camii, mimari yönünün yanı sıra taş, mermer, çini, ahşap, sedef gibi süsleme özellikleri ile de son derece önemli. Mimar Sinan’ın Edirne’de yaptığı bir eseri de şimdi otel olarak hizmet veren Rüstem Paşa Kervansarayı. Restorasyonuyla 1980’de Ağa Han Mimarlık ödülü almış.

Meriç'e Nazır Akşam Yemeği
Bir sonraki ziyaret noktamız, şehir merkezine araç ile on beş dakika mesafedeki Sarayiçi Bölgesi. Tunca ırmağının iki kolu arasında yer alan bölge, piknik yeri olarak değerlendirildiği gibi her yıl geleneksel Kırkpınar Yağlı Güreşlerine de ev sahipliği yapıyor. Yakınlarında, adını burada bulunan bülbüllerin çokluğundan alan Bülbül Adası yer alıyor. Bir başka ziyaret edilecek yer ise zamanında padişahların av yeri olarak kullanılan Tavuk Ormanı.

Söğütlük, il merkezinin güneyinde, Karaağaç yolu üzerinde yer alan yüksek ağaçlarla kaplı bir mesire yeri. Kamping alanları, gazino, restoran, çocuk parkları ve çay bahçeleri var. Meriç Nehri ve köprüsü mola verilecek bir başka nokta. Burada nehir manzaralı akşam yemeğinizi yiyebilirsiniz. Günümüze çok az bir bölümü ayakta kalan Yeni Saray, bölgenin tam ortasında. IV. Mehmet’in dinlenmek ve avlanmak üzere sıklıkla gittiği Yeni Saray, 1877-78 Rus Savaşı’nda Rusların eline geçmesin diye havaya uçurulmuş. Saraydan kalan kalıntıların en önemlilerinden biri Adalet Kasrı. Vaktiniz varsa tarihi Karaağaç Garı’nı, Lozan Anıtı ve Müzesi’ni Şükrü Paşa Anıtı ve Müzesi ile Balkan Savaşı Şehitliği’ni de rotanıza ekleyin.

Türkiye'nin İlk Sağlık Müzesi
Sarayiçi yakınlarında bulunan Sultan II. Bayezid Külliyesi bünyesinde darüşşifa , tıp medresesi, cami ve bir imarethane barındırıyor. Şu anda Trakya Üniversitesi tarafından kullanılan külliyede Avrupa Konseyi tarafından 2004 yılı Avrupa Müze Ödülünü alan Sağlık Müzesi bulunuyor. İlk zamanlarda her türlü hastanın tedavisinde kullanılan bu şifahane, daha sonraki yıllarda akıl ve ruh hastalarının müzik eşliğinde tedavi edildiği bir merkez haline gelmiş. Şifahane içinde oluşturulan Psikiyatri Tarihi Bölümü 2000’de hizmete açılmış. Tıp Medresesi içinde bir çağdaş resim ve heykel müzesi de var.
Hürriyet - Suat Kavukluoğlu

 

Ekim 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03
04 05 06 07 08 09 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Kentin fiziksel çevresi, sorunları ve kentli olmak üzerine görüşlerinizi Kent başlığı  altında tartışıyoruz.

Arkitera.com/forum

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz