reklam

02 Kasım 2004 Salı
Ana Sayfa > Haberler

Kayaköy'de 'beton' işgali

Son iki yıl içinde Kayaköy'de tam 280 kaçak bina yapıldı. Kayaköy Muhtarı Erdoğan Kaya, ''Bugün köye rant girdi. Bu çok tehlikeli. İnşaatları ticari amaçlı yapıyorlar. Adam iki dönüm yere dört tane bina dikmiş. Besbelli bu işin ticaretinin peşinde'' diyor.

Yine Kayaköy'deyim... Fethiye ya da Rumca adıyla Makri'nin Kayaköyü'nde... 1922 mübadelesinde Rum nüfusun terk ettiği yamaç evleri bana hüzünle bakıyor... Yoksa doğanın hışmından, son gördüğüme göre daha mı fazla nasiplenmişler?

Sırtımı yamaç evlere dönüyor, aşağı, ovaya bakıyorum. İlerilerde birtakım inşaat çalışmaları... Harıl harıl yapılar dikiliyor... Küçükleri hadi neyse... Ama bir de koca koca inşaatlar hızla bitirilmeye çalışılıyor. Yangından mal kaçırır gibi... Utanmasalar gökdelenler bile dikecekler bu canım tarihi Kayaköy'e... Yanımda Kayaköy Muhtarı Erdoğan Kaya ile Türkiye Mimarlar Odası Fethiye Şubesi Yönetim Kurulu üyesi mimar Sema Kumyol Ridpath var... Son iki yıl içinde Kayaköy'de tam 280 kaçak yapı yapıldığını anlatıyorlar. Düzgün bir şeyler olsalar, hadi neyse... Koca koca beton blokları dikivermişler... Hem de bazıları eski bir kilisenin ya da tarihi bir kalıntının üzerine...

Kayaköy'ün altı yıldır muhtarı olan Erdoğan Kaya çok öfkeli. Diyor ki:

''Siyasiler soysuz... Hep rant peşindeler... 'Bir daha tekrar oraya nasıl giderim' den başka kaygıları yok. İşimiz çok zor.''

'Yasal eksiklik var'
Peki, bu Kayaköy'ün hali ne olacak? Ova tarafında kaçak yapılaşma, rant paylaşımı almış başını gidiyor...

Muhtar yanıtlıyor: ''Bütün bu kokuşmuşluk, yasaların eskiliğinden kaynaklanıyor. Bak, yıl 2004... Beni muhtar seçmişler. Bütün sorumluluk bende, ama hiçbir yetkim yok. Adam gözümün içine baka baka şakır şakır kaçak inşaat yapıyor. Gidip elinden kazma küreğini alamıyorum.

Ancak şikâyet edeceksin. O zaman da gelecekler de, zabıt tutacaklar da, para cezası yazacaklar... Ceza önemli değil, sorunu çözmek önemli...

Sen imar planını bitir, yapılaşma şartlarını ortaya koy. Bu plana aykırı bir iş görürsen de yık kafasına yapıyı... Doğru dürüst, adam gibi yapılar yapılsaydı bu köy böyle bozulmazdı.''

Sonra da eski, terk edilmiş Kayaköy'deki harap yapılara getiriyor sözü. ''Burada iki kilise, 30 tane de şapel var. Öncelikle bunların restore edilmesi lazım. Bu kiliseler açılsa dini turizm de başlar. Böylece köy de, köylü de kalkınır. Bugün köye rant girdi. Bu çok tehlikeli. İnşaatları ticari amaçlı yapıyorlar. Adam iki dönüm yere dört tane bina dikmiş. Besbelli bu işin ticaretinin peşinde. Başka türlü ne yapacak ki? Ben bu köye geldiğimde en güzel tarlanın dönümü 2.5 milyar liraydı. Şimdi 102.5 milyar lira oldu. Bu, benim çalışmam, benim kadromla oldu. Biz her şeyi ekip olarak yapıyoruz. Buraya kafayı koydum. Ardımdan bir eser bırakmak istiyorum.''

Peki rantçılarla nasıl mücadele edebilecek?

''Bir kere köy muhtarlarına kesinlikle yetki verilmesi lazım. Yetkinin olmadığı yerde hiçbir şey olmaz.''

Bu sefer söz mimar Sema Kumyol Ridpath'ın... ''Bir taraftan burada büyük projeler üretiliyor. Kayaköy'le ilgili bir yığın belge, yazı var. Uluslararası konumu olan bir köyde bir taraftan bu çalışmalar sürüyor, bir taraftan da buranın gerçeği yaşanıyor. Bu gerçek de şu: Her geçen gün kaçak yapılaşmayla Kayaköy'ün tarihi ve doğal çevresi yok ediliyor.''

İyi de bunun nasıl önüne geçilebilir? Mimarlar Odası buna karşı ne yapıyor? Sema Hanım diyor ki:

''Bizim Mimarlar Odası olarak yapabileceğimiz pek fazla bir şey de yok. Kolluk gücü bizde değil. Biz sadece kaçak yapılaşmaya karşı gürültü yapabiliriz. Adam kilisenin üzerine, sit alanına inşaatlar yapmış. Bunları herkes, Çevre Koruma Kurulu, Muğla Valiliği, muhtarlık biliyor. Herkesin haberi var. Bir de üstelik bu iş herkesin gözünün önünde yapılıyor.

Yani devlet, bunun yıkılmasını sağlayacak olan organ zaten bu işi biliyor. Benim bundan haberim yok, diyemez.''

Peki, burada ne yapılmak isteniyor?

''Kayaköy'le ilgili bazı oyunların oynandığı gibi bir his var içimde. Bu benim tamamıyla kişisel düşüncem. Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi Kayaköy de bir rant kapısı. Tabii ki plan olmayışı bu rantçıların işine yarıyor.''

Plansızlık bunların nasıl işine yarıyor? ''Plan olmayınca bu rantçılar da inşaatlarını istedikleri biçimde yapıyorlar.''

Evlerin sahibi Hazine
Niçin yamaçta kaderlerine terk edilen evler yıkılmaya bırakılıyor da restore edilmiyor? Neden bunun yerine ovada kaçak yapılaşmaya böylesine hız veriliyor? Rantsa, burada da rant var... ''Burası bir sit alanı. Sahibi yok. Sahibi devlet. Yani Hazine...''

İyi de Hazine neden bu kadar ilgisiz? Neden bir şey yapmıyor?

''Benim bunun yanıtını vermem çok zor. Neden buraya bir şey yapılmadığını kendilerine sormak lazım.''

Bir de bu terk edilmiş taş evlerin taşlarının sökülüp yeni inşaatlarda kullanıldığı açık açık söyleniyor...

''O doğru. Bir de açık mekânlar bütün iklim koşullarına maruz. Her geçen gün yapılardan taşlar da düşüyor. Restorasyonda bu yapıları bu şekliyle koruma yöntemleri de var. Birtakım kimyasal malzemeyle teknik olarak bunu yapmak mümkün. Burada bir restorasyon projesi hayata geçecekse bu yapıların olduğu gibi korunması gerek.''

Buranın sahibi var, ama sahip çıkmıyor. O zaman ne olacak?

''Şu anda bir yığın söylenti var. Burada orijinalliği bozmadan çok doğru bir restorasyon yapılmalıdır. Bununla ilgili bir sivil inisiyatif var. Burasının turizm tesisi gibi nitelendirilip beş yıldızlı otel ya da tatil köyü havasında yapılmaması gerektiği konusunda Mimarlar Odası'nın girişimi oldu. Bu sürüyor. Şu aşamada birçok arayış var. Uluslararası alanda fon arayışına gidildi. Bunun amacı da bir sokağın tamamıyla restore edilmesiydi. Interreg 3 Projesi kapsamında Yunanistan'dan fon bulundu. Ama bu tür fonların hayata geçmesi devletten destek görmesine bağlı. Ama ne yazık ki böyle bir destek gelmedi. Aslında bana göre bu en doğrusuydu.''

Rant mafyası işbaşında
Her yerde olduğu gibi galiba Kayaköy'ü de rant mafyasının eline teslim etmiş durumdayız... Eğer sorumlu ve yetkili birileri buraya sahip çıkarlarsa da bu son yazdıklarımın hepsini geri almaya hazırım.

Ama iş bununla bitmiyor ki... Fethiye'nin tamamı da rantçıların ağına düşmüş... Bir süre önce kimi İngilizler Fethiye'ye gelip giderken buradan ev almak istemişler... Veee, birden konut fiyatları İngiliz Sterlini cinsinden roket gibi fırlamış... Bazı açıkgöz emlakçiler de yıkık dökük, gecekondu mahallesinin burnunun dibindeki evleri 50 bin sterlinden başlamak üzere pazarlamaya girişmişler. Tapuya gitmeden yıkık dökük evleri alanlar acı gerçekle karşılaştıklarında ayılıyor ve alışverişten geri dönmek istiyorlar, ama bu sefer de bir türlü yakalarını kurtaramıyorlarmış.

Konuştuğum Fethiyeliler, çok sayıda İngilizin buraya yerleşmesinin hem konut, hem kira fiyatlarını zıplattığından yakınırken ''Onların alım güçleri olabilir. Ama bizim yok. Konut ve kira piyasasını altüst ettiler'' diyorlar.

Düzgün iş yapan emlakçiler ise ''Artık deniz bitti. Herkes dönen dolapların farkına vardı. İşler durdu'' diye yakınıyorlar.
Cumhuriyet - Leyla Tavşanoğlu

 

Kasım 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06 07
08 09 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30
diğer aylar için tıklayın

Kentin fiziksel çevresi, sorunları ve kentli olmak üzerine görüşlerinizi Kent başlığı  altında tartışıyoruz.

Arkitera.com/forum

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz