Ağa Han Mimarlık
Ödülleri Semineri 29 Kasım Pazartesi Günü Yapıldı

Fotoğraf: Arkitera
Dokuzuncu Ağa Han Mimarlık Ödülleri
programı Pazartesi günü yapılan seminer ile tamamlandı. Her üç senede bir
verilen ve dünyanın sayılı mimarlık ödülleri arasında gösterilen Ağa Han
Mimarlık Ödülleri, her dönemde seçici kurul ve jüri üyelerinin panelist olarak
katıldıkları bir seminer ile sona eriyor. Dün gerçekleştirilen seminerde bu
dönemki ödüllerin hangi kriterler gözönünde tutularak verildiği jüri üyelerince
ödül kazanan projelerin kısa filmleri ardından açıklandı. Bu dönemki jüride
mimarların yanısıra felsefeci ve sanatçılar da bulunmaktaydı.
Gerek jüri üyelerinin gerekse jüri
seçici kurul üyelerinin üzerinde durdukları temel konu; çeşitliliğin ve
çoğulculuğun teşvik edilmesiydi. Her ne kadar projelerin hepsi belirli
perspektiflerden aynı temaları içerse de ödül kazanan projeler farklı başlıklar
altında tartışıldı. İskenderiye Kütüphanesi ve Kudüs Eski Kenti Yenileştirme
Projesi “Çoğulcu bir perspektifte tarih ve tarihselci hafıza”; Gando İlkokulu ve
Kumtorbası Barınakları “Gelişen kamusal alanla özel teşebbüsün birleşimi”; B2
Evi “Bireyselliğin karmaşık toplumlarda dışavurumu” ve Al-Abbas Camisi
restorasyonu ve Petronas Kuleleri ise “Güç ve otoritenin teknolojik, kültürel ve
ekonomik yansımaları” başlıkları altında tartışıldı.
İzleyenlerin de yorumları ve soruları
ile katılabildikleri seminerde, bir katılımcının de ifade ettiği gibi, Ağa Han
Mimarlık Ödülleri’nin seçim kriterleri 27 yıl süren dokuz dönem içinde tarihsel
kimliğin ifadesinden (identity) bağlamsalcılığa (contextualism) ve bundan da
çoğulculuğa (pluralistic) doğru seyretti. Jüri üyelerinden Reinhard Schulze ise
bundan sonraki kriterlerin toplumların dayanışması (Solidarity of Societies)
üzerine gelişeceğini savundu. Seminer Süha Özkan’ın teşekkür ve Ağa Han’ın
kapanış konuşmaları ile sona erdi.
Arkitera - Ömer Kanıpak |