'İstanbul Modern' ve
Brüksel'de 'Türkiye'
''İstanbul Modern'' Sanat Müzesi'nin açılışının ardından Brüksel'e
uçtum. Brüksel'de Avrupa Parlamentosu'ndaki ''kültür, kimlik ve din''
ekseninde ''Türkiye'nin AB üyeliği süreci'' konulu toplantıya katıldığım
için ''İstanbul Modern'' e ilişkin izlenimlerimi yazma fırsatına yeni kavuştum.
''Brüksel Güzel Sanatlar Merkezi'' nde (BOZAR) ''Anneler, Tanrıçalar ve
Sultanlar'' başlıklı ''Tarihöncesinden Osmanlı İmparatorluğu'nun sonuna
kadarki dönemde Türkiye'de kadın'' sergisini dolaşırken ''İstanbul
Modern'' in ne kadar önemli bir proje olduğuna daha fazla inandım. BOZAR'daki
resim, heykel, giysiler ve elyazmalarından oluşan sergi, Türkiye'den ve Batı'nın
birçok önemli müzesinden toplanmıştı. Anadolu topraklarında kadının 10
bin yıllık serüvenini belge ve kanıtlarla izlemek heyecan vericiydi.
Bir cumartesi sabahı serginin binlerce kişi tarafından izlendiğini görmek
bir başka keyifti.
Batı'da hangi kente gitseniz o kentte mutlaka bir şehir sanat galerisi
bulursunuz. Son derece bakımlı galerilerde kıymetli tablolar, heykellerle karşılaşır
ve yeni hazırlanmış bir sergiyi gezebilirsiniz. Bir şehrin en önemli
zenginliklerinden birisi, o şehrin sanat galerileridir. İstanbul gibi bir dünya
kentinde ise ne yazık ki adına yakışır bir sanat galerisi bulabilmeniz mümkün
değildir. Evet, çeşitli galerilerde resim sergileri açılıyor, bunlar önemli
bir kültür hizmeti de görüyor, ancak bunların hiçbirisi İstanbul'un haşmetine,
tarihine, önemine yetecek ağırlıkta değillerdir. Örneğin Paris'te bir
Louvre ya da Müze D'Orsay çapında bir sanat galerimiz olduğu söylenebilir
mi? Londra'ya her gittiğimde İngilizlerin övünerek sözünü ettikleri
Londra Modern Tate Galerisi'ni gezme ihtiyacını hissederim.
Hollanda'nın her yanı galeriler ve büyük müzelerle doludur. Bu müzelerde
çok kıymetli sergileri izleyebilirsiniz. İşte bu duygular içindeyken Oya
Eczacıbaşı' nın bir davetiyle karşılaştım. Oya Eczacıbaşı, İstanbul'da
yeni bir sanat müzesinin açılışına çağırıyordu. Heyecanla gittim ve gördüklerim
heyecanımı daha da arttırdı.
Karaköy'de Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nin yanında bulunan ve
İstanbul gümrükleri tarafından kullanılan 4 numaralı antrepo bir müzeye dönüştürülmüştü.
Boğaziçi'nin en eski yerleşimlerinden Galata'nın 19. yüzyıldan sonra inşa
edilen ve üç büyük göçe tanık olan rıhtımında, Denizcilik İşletmeleri'ne
ait olan 8 bin metrekarelik antrepo binası, kısa süre içinde Tabanlıoğlu
Mimarlık tarafından tüm işlevleriyle modern bir müzeye dönüştürülmüştü.
Oya Eczacıbaşı, bu müzeyi hazırlamak amacıyla giriştikleri uzun serüveni
anlattıktan sonra şunları söyledi: ''Artık 21. yüzyılda müzeler, hem
sanatla, sanatçıyla buluşma hem de tartışma ve iletişim platformu oldu. Günümüzde
çok amaçlı kültür merkezine dönüşen müzeler, insanların zamanlarını
değerlendirdiği, vazgeçilmez mekânlardan biri. Toplumdaki değişime ve
taleplere karşılık veremeyen merkezlerin gelecekte sürekliliği sağlamalarının
mümkün olmadığını düşünüyoruz. Bu yüzden iletişime son derece önem
veriyor ve mevcut izleyici kitlesiyle yetinmeyip sanatla yeni izleyiciyi buluşturmak
ve müze gezme alışkanlığı yaratmak için potansiyel izleyiciler üzerine
araştırmalar yapmayı amaçlıyoruz. İstanbul Modern, koleksiyon sergileri, süreli
sergiler, eğitim programları, fotoğraf sergileri, film gösterimleri,
paneller, söyleşiler, çeşitli sanatları içeren etkinlikler, Modern Sanat Kütüphanesi'nin
yanı sıra ileri teknoloji ve kablosuz ağ donanımlı yeni medya alanı, müze
mağazası ve dinlenme olanaklarıyla ulaşımı kolay, kitlesel izleyiciyi çekecek,
çok yönlü, değişken ve aktif bir 'yaşayan müze' olacak.''
Oya Eczacıbaşı'yla birlikte müzenin gerçekleşmesinde büyük emeği geçen
Başkan Yardımcısı Ethem Sancak, Egemen Bağış, Enis Batur, Nuri Çolakoğlu,
Meral Tamer, Güneri Cıvaoğlu, Doğan Hızlan, Osman Ulagay, Ferhat Boratav,
Nilgün Cerrahoğlu, Zeynep Oral ile birlikte müzenin balkonuna çıktık. Boğaz'da
mehtap ve karşı tarafta Topkapı'nın ışıkları muhteşem bir görüntü
oluşturmuştu. İstanbul şehri, ''İstanbul Modern'' le sanat alanında büyük
bir hamleye hazırlanıyordu. Emeği geçen herkese teşekkürlerle... Şimdi İstanbul'a
gelen konuklarımıza gösterebileceğimiz çok önemli bir mekâna sahibiz. Ne
mutlu bize...
Cumhuriyet - Oral Çalışlar |