Ataşehir'de 'Ata'ya
yakışmak
Vaktiyle İstanbul'un Aksaray Meydanı'nda, şimdi adına ''metro'' (!) denen
trene benzer tramvaya ait ana durakların bulunduğu yerde, tek katlı, salaş ve
kaçak dükkânlardan oluşan bir çarşı vardı.
Meydanın şimdiki düzenlemesi için bu ''gecekondu çarşı'' nın yıkılması
gerekince, esnafın bulduğu çözüm, Vatan Caddesi tarafına bir ''Atatürk büstü''
dikmek oldu... Böylece çarşının o bölümüne yıllarca ''dokunulamadı'' ...
Pertevniyal Lisesi'nde okurken izlediğimiz bu olay, izleyen yıllardaki kimi
''Atatürkçülere'' karşı bakışımız için de hep ''ilk ders'' lerden biri olmuştur.
Hele bazı yeni yerleşmenin ya da tesisin adına hiç gereği yokken ''Atatürk''
deniliyorsa mimarlık sezgilerimle birlikte mutlaka ''gizlenen bir aykırılık''
olduğunu düşünmeden edemiyorum...
'Habitat'a darbe
Nitekim, bu endişemi doğrulayan gelişmelerden biri de meğer Ataşehir'de
yaşanıyormuş. Emlak Bankası 'nın, İstanbul'un Avrupa yakasındaki ''Ataköy'' de
gösterdiği o ''eski özenin'' , Asya yakasındaki ''Ataşehir'' de de sürmesi
beklenirken tam tersine uygulamalar var...
İlk kuruluşundaki bilimselliği ve toplumsal hakları gözeten planlaması
nedeniyle ''Habitat ödülü'' alan yerleşim kararlarını, yeni ''rant
projeleriyle'' değiştiriyorlar. Yine Atatürk'ün kemiklerini de sızlatacak
şekilde, ''halka ve kamuya ayrılmış alanlar üzerinde'' bile yeni yapı ve tesis
alanları yaratarak ''Ataşehirlilerin'' kentsel haklarını yok ediyorlar...
Bu niyetlere karşı ''sağlıklı ve çağdaş yaşam'' mücadelesi veren semt
sakinleri de aralarında örgütlenerek kurdukları dernekler eliyle imar
talancılarına karşı aylardır ''direniş'' halindeler...
Dernek başkanı ve yıllarını çevre, kent, kültürel hakların savunulmasına
adamış dostumuz Alaettin Bahçekapılı diyor ki:
''Ataşehir'deki bazı birimlerin işlevleri değiştirilerek satışı
gerçekleştiriliyor; Toplu Konut İdaresi'nin (TOKİ) iştiraki olan Emlak GYO
AŞ'nin girişimiyle Ataşehir'e yeni bir imar planı hazırlandı; Bayındırlık ve
İskân Bakanlığı'nca da 29 Nisan 2004'te onandı. Plan, hem yapımı tamamlanan Doğu
Ataşehir'in ticaret ve sosyal tesis alanı olarak ayrılan bölümüne hem de
inşaatına hiç başlanmayan Batı Ataşehir'e çok yoğun bir yapılaşma ekliyor.
Kentsel donatılar, toplumsal yaşam alanları ve yeşil alanlar azaltılıyor,
neredeyse iki misli konut yapımı amaçlanıyor ve iki kat nüfus yoğunluğu
yükleniyor...''
Yine Bahçekapılı'nın deyimiyle ''pazarlaması bile önceden yapılan bir
planlama'' ile karşı karşıya Ataşehir... Büyükşehir Belediyesi Planlama ve İmar
Daire Başkanlığı'nın olumsuz görüş bildirmesine rağmen başkanlıkça da onaylanan
rant planına duyarlı Ataşehirliler itiraz etmişler; dernekleri de iptal
istemiyle dava açmış durumda...
'Adını' da korumak için
Ataşehir'in 31 bin kişilik batı bölgesini 68 bin kişiye çıkaran planda, aynı
yere, aynı altyapıya ve aynı yaşam alanlarına 2 katından fazla yoğunluk vermek
hangi şehircilik anlayışının ürünüdür?
Bahçekapılı bunu sorunca, yeniden Atatürk'ü düşündüm... Bu ülkeye,
İstanbul'a, Ankara'ya ve tüm kentlerimize, ''çağdaş şehirciliğin ilk imar
planlarını'' da Cumhuriyetin ilk yıllarındaki o ''devrimci'' ruh içinde
kazandırmayı başarmıştı. Şimdi ''adına'' kurulan yerleşmelerde bile, çoktan
''çağdışı'' kalması gereken bir rant ve yağma planlaması, aynı Cumhuriyeti
yönetenler tarafından gerçekleştiriliyor...
Şimdi hiç değilse Ataşehir'de ya bu tutum durdurulmalı ya da sitenin adı
Atatürk'e saygı içinde değiştirilmeli...
Umarız Ataşehirliler ikinci seçeneği engelleyerek Atatürk'e yakışır bir kent
yaşamını hem kendilerine hem de gelecek kuşaklara armağan ederler...
Cumhuriyet - Oktay Ekinci |