İstanbul Modern
Uzun yıllardır İstanbul’a Modern Müze kazandırma fikri nihayet gerçek oldu.
Önceki gün İstanbul Modern Sanat Müzesi’nin açılışına katılan Başbakan Tayyip
Erdoğan, Türkiye’de siyaset kurumu ile kültür ve sanat dünyasının yollarının
tarih boyunca çok sık kesişmediğini, bu kopukluktan daha ziyade siyaset
kurumunun zararlı çıktığını ifade etti. İstanbul’un en uzun sürmüş düşlerinden
biri, İstanbul Modern Sanat Müzesi sonunda gerçeğe dönüştü. Karaköy
Rıhtımı’ndaki 4 numaralı antrepoda 8 bin metrekarelik alan üzerine kurulan
İstanbul Modern Sanat Müzesi, Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından açıldı.
Evsahipliğini Oya Eczacıbaşı’nın yaptığı İstanbul Modern Sanat Müzesi’nin açılış
törenine, Başbakan Erdoğan’ın yanı sıra, eşi Emine Erdoğan, Ürdün Prensi Raab,
Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, Güldal Akşit, Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu,
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, İstanbul
Valisi Muammer Güler, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, CHP Milletvekili
Kemal Derviş, Yaşar Okuyan, Berna Yılmaz ile iş, sanat ve kültür dünyasından
önemli isimler katıldı. Açılış töreninde bir konuşma yapan “İstanbul Modern”in
Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı, müzenin kuruluş aşamalarını anlatarak,
kuruluşun ilk adımının, 1987’de yapılan ve bugünkü adıyla Uluslararası İstanbul
Bienali’nin öncüsü olan 1. Uluslararası Çağdaş Sanat Sergileri sırasında
atıldığını söyledi. Oya Eczacıbaşı, İKSV’nin kurucusu Dr. Nejat Eczacıbaşı’nın
bu serginin kentin sanat hayatına getirdiği canlılıktan esinlenip, bunu sürekli
kılmak amacıyla bir müze kurma girişimine öncülük ettiğini belirterek, geçen
süre içerisinde yapılan çalışmalar sonucu bunun gerçeğe dönüştüğünü bildirdi.
Eksiklikler giderildi
8. Uluslararası İstanbul Bienali’nde ana mekan olarak da kullanılan 4
numaralı antreponun müzeye tahsis edilmesini sağlayan Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’a şükran borçlu olduklarını ifade etti. İKSV Başkanı Şakir Eczacıbaşı da
vakfın 31 yıldır kültürler arasında diyaloğun geliştirilmesine katkıda
bulunduğunu kaydederek, vakfın, Türk sanatının en iyi örneklerini dünyaya
sunduğunu anlattı. Açılışta konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu,
İstanbul’un yüzyıllardır New York, Londra, Paris gibi önemli şehirlerden biri
olduğunu ifade ederek, “İstanbul’un eksiği bir modern sanatlar müzesiydi. O da
oldu” dedi. İstanbul’un klasik yüzünün bilindiğini, çağdaş yüzünün de
gösterilmesi gerektiğini ifade eden Mumcu, Türkiye’nin çağdaş yüzünün sanatçılar
tarafından tasarlandığını, müzelerin de buna katkıda bulunduğunu anlattı. Mumcu,
İstanbul’un müzeler kenti olma sürecinin devam ettiğini, bu müzenin de kente
bambaşka bir güzellik kazandırdığını söyledi. İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı Kadir Topbaş da müzenin, İstanbul’un modern dünyaya modern sanat
eserleriyle varolduğunu haykıracağını belirtti.
Chirac, Schröder Ve Blair’den mesaj
Törende daha sonra Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın mesajı okundu.
Chirac, mesajında, tasarımıyla Pompidou Merkezi’ne benzeyen müze sayesinde
Türkiye ile Fransa arasındaki kültürel işbirliğinin daha da güçlenmesini
dilediğini belirterek, Avrupa perspektifi içinde somut projeler aracılığıyla
Türk-Fransız ortaklığının daha iyi ifade bulacağını kaydetti. Almanya Başbakanı
Gerhard Schröder gönderdiği mesajda; müzenin, Türk sanatının dünyada gördüğü
itibarı daha da artıracağını ifade etti. Schröder, İstanbul Modern’in, ünlü
modern sanat koleksiyonlarını bir araya getiren New York’taki MoMa, Londra’daki
Tate Modern ve Paris’teki Pompidou Merkezi gibi dünya çapındaki benzerlerinin
izinden gittiğini kaydetti. İngiltere Başbakanı Tony Blair de mesajında,
müzenin, İstanbul’un tarihi mirasında önemli bir boşluğu doldurduğunu ve Türkiye
ileride AB üyesi olduğunda dünyanın Türkiye’yi tanımasında önemli bir yerinin
olacağını dile getirdi.
17 yıllık hayal
İstanbul Modern, çocuklara ve gençlere yönelik eğitim programları,
seminerleri, kütüphanesi, yeni medya alanı ve sinema salonuyla çağdaş sanata
yönelik ilgiyi ve bilgiyi artıracak bir merkez. Modern Sanat Müzesi fikri,
bugünkü Bienal’in öncüsü olan 1. Uluslararası Çağdaş Sanat Sergileri’ne, yani ta
1987 yılına kadar uzanıyor. O tarihten bu yana başta Feshane olmak üzere pek çok
mekân üzerinde durulmuş, sonuçta bugünkü yer kiralanıp müze düşü gerçeğe
dönüştürüldü. 8. Uluslararası İstanbul Bienali’nin ana mekanı olarak kullanılan
4 No’lu Antrepo, Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla müzeye tahsis edildi. Nejat
Eczacıbaşı Vakfı İstanbul Modern Sanat Müzesi’nin ilk kolleksiyon sergisi,
“Gözlem, Yorum, Çeşitlilik 1” adını taşıyor. Müzede ayrıca, “Bizden Görünenler”,
“Cumhuriyet Sonrası Türk Fotoğrafından Bir Seçki” başlıklı, 35 çağdaş
fotoğrafçının eserleri yeralıyor. Müze, 1 Ocak 2005 tarihine kadar ücretsiz
gezilebilecek. Sanat, siyaseti beslemeli
Daha sonra kürsüye gelen, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’de siyaset
kurumu ile kültür ve sanat dünyasının yollarının tarih boyunca nedense çok sık
kesişmediğini söyledi. Siyaset kurumunun bir temsilcisi olarak, bu kopukluktan
daha fazla siyaset kurumunun zararlı çıktığı kanaatini taşıdığını ifade eden
Erdoğan, Türkiye’nin yıllar boyunca yaşadığı sıkıntılarda siyaset kurumunun
insan kavramıyla bağını sıkı tutamaması, toplumsal hassasiyetler ile ilişkisini
sürekli kılamamasının etkili olduğunu kaydetti.
“Yenilerini ilave edeceğiz”
Siyaseti besleyen kaynaklar arasında kültür-sanatın yeterli olmadığını
kaydeden Başbakan Erdoğan, “Dünyanın gelişmiş ülkelerinde gördüğümüz sanat
etkinlikleri, medeniyetlere beşiklik etmiş bu kentte yok. Bu özeleştiriyi
siyaset kurumu adına ve en önemlisi siyasetin geleceği adına yapmayı gerekli
görüyorum. Bu müzeler serisine arka arkaya yenilerini ilave edeceğiz. Her
neticeyi alışımız, kültür ve sanat noktasında İstanbul’u dünyada şu anda
bulunduğu konumdan farklı bir konuma getirecektir. İstanbul Modern, takdir
edersiniz ki hepimiz için aslında gecikmiş bir randevudur. Türkiye’nin
geleceğinde anıtlaşacak bir eser olacağına inandığım bu güzel eser, inanıyorum
ki bu muhteşem şehrin yakasında yeri önceden ayırtılmış bir mücevher olarak
yerini alacaktır.” Geleceğin Türkiye’si
Müzeyle, geleceğin Türkiye’sini omuzlayacak olan yeni kuşaklar için renkleri
görünür hale getireceklerini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: “Dünyayı daha
yaşanabilir bir gezegen haline getirecek adımlardan bize düşeni atıyoruz.
Türkiye’nin geleceğinde kültür ve sanat gayretinin nimetleriyle zenginleşmeyen
tek bir fert kalmasın istiyoruz. Siyasette, ekonomide, eğitimde ve sosyal
niteliği olan her alanda kültür ve sanatın ağırlığını hissetmek, daha medeni,
daha insani, daha anlamlı bir dünyada yaşamak istiyoruz. Savaşla gölgelenen,
acıyla örselenen, vahşetle kirlenen bir dünyadan bilgelikle, erdemle, estetikle
bezenen bir medeniyet zamanına geçmek istiyoruz. Bugün burada karanlıkları sona
erdirecek pırıltının nerede olduğunu arayan insanlar olarak toplandık. Dünyaya
hükmetmek için değil, o pırıltıyı arayan insanlar olmak istiyoruz. Ve biliyoruz
ki o pırıltı, dünyaya hükmetmek isteyenlerin de son ümididir.” Konuşmaların
ardından Başbakan Erdoğan, müzenin kurulmasında emeği geçenlere birer plaket
takdim etti. Türkiye Gazetesi Genel Yayın Müdürü Fuat Bol da plaketini Başbakan
Erdoğan’ın elinden aldı. Bu arada, İstanbul Modern’in ana sponsorlarından olan
Hedef Alliance’ın sahibi Ethem Sancak ile Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu
Başkanı Bülent Eczacıbaşı Başbakan Erdoğan’a plaket sundu.
Türkiye |