İstanbul'da 4 farklı ses
yankılanıyor
İstanbul'un
her semtinin farklı bir imgesi vardır. Moda deyince akla gelen ilk şey evleri,
okulları veya kiliseleriyle azınlıklar olurken, Gaziosmanpaşa ilk kurulduğu
günden bu yana gecekonduları çağrıştırıyor. "Akdeniz Sesleri" adlı proje de
birbirinden farklı özelliklere sahip Akdeniz semtlerini inceliyor. Avrupa
Komisyonu'nun 14 ülkeye ait semtlerin ele alındığı araştırmasında İstanbul'- dan
4 semt var; Moda, Arnavutköy, Gaziosmanpaşa ve Fatih. Türkiye ayağını Tarih
Vakfı'nın üstlendiği araştırma bir yıl sonra bitecek. Araştırma çerçevesinde bu
dört semtte uzun süre yaşamış, semtteki farklı renkleri yansıtabilecek kişilerle
görüşmeler yapılıyor. Tarih Vakfı'nda bu araştırma projesinde çalışan Hakan
Koçak bu projenin Moda ayağı büyük ölçüde tamamlanmış durumda olduğunu dile
getiriyor. 20. yüzyılın başlarında Levantenler'in, büyük tüccarların, Rum
cemaatinin yerleştiği bir semt olan Moda'da 1950'lere gelindiğinde bu nüfus
kalmıyor. Moda'- yı terk etmiş gayrimüslim topluluklarla temas etmiş kişilerin
anlattıklarına göre, Moda'da sokak ağırlıklı yaşanan bir sosyal hayat vardı.
Örneğin semt sakinleri akşamları işlerinden dönünce mayolarını giyip Moda
Plajı'nda denize giriyor, sonra açık hava sinemalarına gidebiliyordu. Şimdi
sadece sembolik bir yapı olan Moda İskelesi, o zamanlar çok aktifti. Eskiden
askerlerin talim yaptığı bir alan olan Gaziosmanpaşa ise 1960'larda çok tipik
bir işçi semti haline geliyor. İlk grevler burada yapılmış. Sonra 70- 80'lere
gelindiğinde ise orada da hızlı bir apartmanlaşma başlıyor. Gecekondulara
tapular veriliyor. Bir diğer semt olan Arnavutköy'- ün hikayesi de bir yanıyla
Moda'ya benziyor. 6-7 Eylül olaylarındaki siyasi olaylar yüzünden göç etmek
durumunda kalan azınlıkların etkisi burada yoğun bir şekilde hissediliyor. O
dönemlerde sahipsiz kalan evlerine birileri gelip yerleşiyor. Böylece bölgenin
kültürel yaşamı da değişiyor. Hikayenin bir başka yönü de Arnavutköy'de giderek
rantın çok artması. Artık pek çok sanatçı ve kültür alanında çalışanlar
yerleşmiş durumda. Fatih'e geçildiğinde araştırmacılar Fatih'in ikili bir yapısı
olduğunu gözlemlediklerini dile getiriyor. Çoğunlukla "muhafazakar bir semt"
diye nitelendirilen Fatih'in en önemli özelliği bir özelliği bir geçiş bölgesi
olması. Doğu'dan göç edenler ilk başta Fatih'e yerleşip, sonraları kentin farklı
bölgelerine gidiyorlar.
Sabah - Ece Koçal |