Çevre yine ikinci planda
Dünya yeni yıla, eski çevre sorunlarıyla girdi.
Gelişmiş ülkeler, 2004 yılında da endüstriyel alanlarını genişletmek adına
uluslararası çevre mevzuatını hiçe saydılar.
2004 yılına damga vuran en önemli çevre konusu, ABD
ve işbirlikçilerinin Irak'ta sürdürdüğü opesyon sonucu, yüzyıllarca
giderilemeyecek çevre felaketlerinin ortaya çıkması oldu.
Dünya yeni yıla, eski çevre sorunlarıyla girdi.
Gelişmiş ülkeler, 2004 yılında da endüstriyel alanlarını genişletmek adına
uluslararası çevre mevzuatlarını hiçe saydılar. Çokuluslu şirketlerin kâr
paylarını arttırması için yasalar çiğnenmeye devam edildi. Yoksul ve azgelişmiş
ülkelerdeki kaynakların yağmalanması savaş boyutuna uzandı. Sınır komşumuz
Irak'ın petrol kaynaklarının ele geçirilmesi için başlayan operasyonda yüz
binlerce insan yaşamını yitirirken yüzyılların onaramayacağı çevre felaketlerine
zemin hazırlandı.
Çevre felaketi
Dünyada tek yanlılığın arttığı, uluslararası uzlaşmanın öneminin azaldığı
bir ortamda, küresel çözüm isteyen çevre sorunları da görmezden geliniyor. 2004
yılına damga vuran en önemli çevre konusu, ABD ve işbirlikçilerinin Irak'ta
sürdürdüğü operasyon sonucu, yüzyıllarca giderilemeyecek çevre felaketlerinin
ortaya çıkması oldu. Bombalamalar ve yıkımlar sonucu bölgeden çevreye
milyonlarca varil petrol sızdı. Yeraltı ve yerüstü sularına zehirli elementler
karıştı. Kuruyan topraklar, asırlarca kullanılamaz duruma geldi.
İklim değişikliğine neden olan sera gazlarının
atmosfere bırakılmaması için hazırlanan ''Kyoto Protokolü'' nün yaşama
geçirilmesi mücadelesi de geride kalan yılın önemli olayları arasında yer aldı.
Protokole çekince koyan ülkeler arasında yer alan Rusya'nın, anlaşmayı
imzalaması her ne kadar olumlu bir gelişme olarak nitelense de ABD'nin protokolü
reddetmesi eleştirileri yoğunlaştırdı. İklim değişiminin önlenmesi ya da en
azından sonuçlarının hafifletilmesi için çok önemli bir adım olan Kyoto
Protokolü'nü imzalamayacağını açıklayan ABD Başkanı George Bush 'un yeniden
başkan seçilmesi, çevre adına yaşanan felaketlerden birisi olarak
nitelendirildi. Dünya genelinde, sera gazı salınımının belirli oranlarda
azaltılmasını öngören protokolü kabul etmeyen ABD, gezegendeki salınımın dörtte
birini tek başına gerçekleştiriyordu.
İklim değişikliğinin, dünyanın yaşadığı en büyük
sıkıntı olduğu tüm kesimler tarafından dile getiriliyor. Uzmanlar, bugün önlem
alınması durumunda olumlu etkinin ancak 50 yıl içinde görüleceğini
vurguluyorlar. Ancak hâlâ somut adım atılabilmiş değil.
BM'nin yaptırdığı çalışmalar, gezegenin sıcaklığında
3 santigrat derecelik bir artışın, 3 milyar insanın susuzluk tehlikesiyle karşı
karşıya kalmasıyla sonuçlanabileceğini gösteriyor. Bu hızla gidilirse 2080
yılında bu durumla karşı karşıya kalacağımız söyleniyor. Kısaca, alarm zilleri
çalıyor.
Cumhuriyet - Ozan Yayman |