reklam

06 Ocak 2005 Perşembe
Ana Sayfa > Haberler

Denizlerin tarihsel tanıkları

Geçmişin 'uygarlık tanıkları' denince akla ister istemez hep 'mimarlık ürünleri' geliyor. Antik kentlerden tarihsel dokulara kadar, binyılların yapı sanatı ve yerleşme örneklerinden elde kalanlar, 'yaratıcı aklın ve hünerli ellerin' çağlar içindeki serüvenini belgeliyor...

Yapıların yanı sıra özellikle ev eşyaları, takılar, araç-gereçler, giysiler ve artık 'sanayi mirası' olarak korunmaya alınan eski makineler de bu büyük serüvenin belgeleri...

Tarihin aynı derinliklerinde gelişen 'denizcilik' yaşamının tanıklarıysa en ilkel sallardan başlayıp yelkenlilere, kalyonlara ve buharlı gemilere dek ulaşan su taşıtları... Önceleri taşımada kullanıldılar; yüzyıllar ilerledikçe denizaşırı fetihlerin, dünyayı değiştiren keşiflerin, koloni kentler kurulmasının, korsanlıkların ve nice büyük savaşların kahramanları oldular.

Bunlar arasında yine çağlar boyu deniz altında kalan 'batıklar' , o dönemlerin ticaret ve siyasal yaşamına ışık tutan hazineler olarak su altı arkeolojisinin gözbebekleri...

Kıyı kentlerinin denizle ilişkilerini zenginleştiren 'kayıklar' da aynı kentlerin geçmişteki kültürel yaşamlarının artık kartpostallarda kalan simgeleri...

Tarihi 'algılanır' kılmak
İşte bu mirasın özgün örneklerini yeniden canlandırmak, böylece bugünkü ve gelecek kuşaklara tarihsel bilinçlerini geliştirmeleri için 'geçmişi algılama' olanağını da armağan etmek amacıyla bir grup 'Anadolu sevdalısı' heyecan verici bir çaba içinde...

Adlarını '360 Derece Tarih Araştırma Grubu' (360- TAG) olarak belirleyen ve arkeologların yanı sıra gemicilerden müzisyenlere, balıkçılardan siyasetbilimcilere kadar değişik meslek ve uzmanlıklardan üyelerin oluşturduğu grup, ilk projeleri arasında İzmir Tarih ve Sanat Müzesi'ne 'Trireme Teknesi' ni kazandırdı...

Ardından 'Uluburun-II Batığı' nı yeniden yaratmaya başladıktan sonra şimdi de yine İzmir'de Kordonboyu'na 'İzmir Kayıklarını' armağan ediyor.

Önce bu nazlı ve zarif kayıkların öyküsünü dinleyelim. 360-TAG adına projeyi yöneten arkeolog Osman Erkurt anlatıyor: ''Tüm projelerimizde amaç, tarihin masalsı algılanışına da alternatifler sunmak. Canlandırmalar için edindiğimiz bilgi ve deneyimleri akademik çevrelerle de paylaşıyor ve kamuoyuna sunuyoruz. Bu anlamda İzmir Kayıkları projesi, denizcilik geleneğinin yok olmaya yüz tutmuş tekne tipleriyle çağdaş toplumu yeniden tanıştıracak. İlk İzmir kayığı da Ocak (2005) başında suya iniyor.''

Proje kapsamında, başı kıçı bir, dar ve uzun, yelken ve kürek seyri yapabilen eski tekneler, tarihi İzmir fotoğraflarından yararlanılarak inşa ediliyor. Bu yolla sivil kaptan yetiştiren okulların öğrencileriyle İzmir halkının deniz sevgilerini arttırmaya da katkıda bulunulacak.

'Kordelyo'dan Pasaport'a İzmir Kayıkları Projesi' nin kapsamı içinde bir belgesel film de var. Osman Erkurt diyor ki: ''Bu film, İzmir Kayıkları'nın yeniden yapım süreciyle bugünü geçmişten modellenmiş haliyle dünü ve konunun evrensel boyutuyla tüm zamanları içeren deniz insanlarını ve deniz şehri İzmir'i anlatacak.''

Uluburun-II Batığı
Grubun diğer bir anlamlı projesi de 'Uluburun-II' ... Bilinen en eski deniz batığı; aynı zamanda bilinen en eski ticaret gemisi örneklerinden.... Rotasından ötürü 'açık deniz' teknelerinin de öncüsü...

1984 yılında başlayan ve 22 bin 400'den fazla dalış gerçekleştirilen antik teknenin 3300 yıl önce izlediği bu rota bakın nasıl: Kaş - Anamur - Girne (Kıbrıs) - Mersin - Ras El Basit (Suriye) - Lazkiye (Suriye) - Trablus (Lübnan) - Beyrut (Lübnan) - Hayfa (İsrail) - Tel Aviv (İsrail) - Aşkelon (İsrail) - Port Said (Mısır) - İskenderiye (Mısır) - İrapetra (Girit) - İraklion (Girit) - Rodos - Bodrum...

Böylesi bir coğrafyayı kucaklayan batıktan çıkan buluntular 'Mikenliler, Nübyeliler, Kenanlılar, Kıbrıslılar, Mısırlılar, Kassitler' ve 'Asurlular' ın ticaret ve yaşam kültürleri hakkında bilgiler veriyor. Bu özelliğiyle ve çoğu bakırla kalaydan oluşan yüküyle Tunç Çağı'nı da simgeliyor.

Kraliçe Nefertiti 'nin kraliyet mühründen dev anforalara, Kıbrıs çömleklerinden Miken kaplarına, fildişinden kehribara ve en değerli mücevherlerden dönemin savaş aletlerine kadar tam 20.000 parça, geminin batmasıyla birlikte 3 bin 300 yıllık bir uykuya dalmıştı. Gemi ve taşıdığı sırlar bu uykudan 1982 yılındaki ilk dalışlarla uyandı.

Şimdi de 360-TAG soruyor: ''Günümüzden üç bin-dört bin sene önce denizciler nasıl seyir yapıyorlardı?''

Yanıtınıysa şöyle veriyor: ''Önce sakin sularda seyrettiler. Yüzen herhangi bir şeyle, kütüklerle belki derilerle. Önce kürek, ardından yelken. Yelkenin keşfiyle denizciler ilk kez kendi güçlerinden, kölelerinden ve hayvanlarından başka bir güç kullanmış oldular; rüzgârı. Bu keşif yüzyılları, binyılları aştı, en kolay ve ucuz ulaşım şeklini oluşturdu. İnsanları, kültürleri, yükleri, aşkları taşıdı uzaklara...'' İşte, eski denizcilerin hikâyesi böyle başladı; Mısır'dan Mezopotamya'ya ve Anadolu'ya kadar...

Uluburun-II buluntuları, 20 yıl boyunca arkeoloji ve bilim dünyasını heyecanlandırdı. Gemiyle ilgili şaşırtıcı bilgiler sadece taşıdığı yüküyle sınırlı değildi. Taşıdığı stratejik ve farklı kültürlere ait yüklerle İÖ 1300'lerde Akdeniz'de düzenli ticaret yapıldığının ipuçlarını veriyordu. Tunç Çağı gemileri, Akdeniz'de dairesel rotalar izliyordu. Bu rotaysa yaklaşık 1.700 mil uzunluğundaydı...

Şubatta yeniden denizde...
Urla'da geçen nisan (2004) ayında tıpkı yapımına başlanan Uluburun-II teknesi, döneminin tekniklerine sadık kalınarak inşa ediliyor. Bu tekniğin en özgün yanı olan ''ahşapların çivi kullanılmadan birbirlerine bağlanması'' , tekneyi inceleyecek herkeste binyılların ustalığına hayranlık uyandıracak.

Yine aynı döneme uygun olarak sadece 'yelken' le sefere çıkacak olan 15 m. boyundaki antik tekneye 40 yaşındaki bir 'Tırhandil' yardımcı olmak üzere eşlik edecek.

12 Şubat 2005'te İstanbul'daki bir denizcilik fuarına 'denizden gidecek' şekilde yapımı süren Uluburun, izleyen mayıs ayındaki Marmaris Deniz Festivali'ne de katıldıktan sonra bilinen antik rotası olan 'Doğu Akdeniz seyahatine' başlayacak... Hemen tüm eski limanların geçmişini oranın insanlarına anımsattıktan sonra da tarihsel seferini tamamlayarak Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi 'nin rıhtımına bağlanacak...

360-TAG'ın bu anlamlı, özverili ve heyecan verici projeleri, Anadolu uygarlıklarına ve özellikle ''denizlerin büyülü tarihine'' yakınlık duyanlardan ilgi ve destek bekliyor.
Cumhuriyet - Oktay Ekinci

 

Ocak 2005 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
      01 02
03 04 05 06 07 08 09
10 11 12 13 14 15 16
17 18 19 20 21 22 23
24 25 26 27 28 29 30
31            
diğer aylar için tıklayın

Kelime manası ipotek anlamına gelen "mortgage", bir çeşit gayrimenkul finansman sistemini ifade ediyor. Mortgage Sistemi hakkında detaylı bilgi edinmek için tıklayın.

Arkitera.com/gündem

  

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz