reklam

06 Ocak 2005 Perşembe
Ana Sayfa > Haberler

Tepebaşı nasıl kullanılmalı?

Yıllardır metruk duran, Tepebaşı'ndaki eski TÜYAP Kitap Fuarı binasının yeniden işlevlendirilmesi uzmanlar için bir sınava dönüştü

Tepebaşı insiyatifi
İstanbul'un kent merkezinin Avrupa kentlerinde olduğu gibi bir etkinlikler mekânına ihtiyacı var. Paris'teki Pompidou Merkezi ve önündeki platform, Berlin'deki Kultur Forum, kentlileri kültür, tasarım, mimarlık, müzik projeleri, etkinlikleri ile buluşturan odak noktaları. İstanbul'un merkezinde bu açıdan bir eksiklik var: Ne Taksim Meydanı, ne Atatürk Kültür Merkezi bu ihtiyacı karşılıyor. Bu nedenle yalnızca yerel kültür projeleri sahipleri değil uluslararası projeler de İstanbul'da yer bulamıyor. Kamunun elindeki sınırlı sayıdaki sergi, konser, gösteri salonları ya kötü işletiliyor ya da kâr amaçlı kuruluşların elinde sıradan ticari etkinliklere sahne oluyor.

Antrepoların bir bölümünün "İstanbul Modern" başlığı altında bu ihtiyaca cevap verecek bir biçimde düzenlenmesi ve dönüşüme öncülük etmesi bugün bu ihtiyacın daha da güncel hale gelmesine yolaçtı. Şimdi sıra başka mekânlarda. Bu açıdan bakıldığında konumu itibarıyla ilk akla gelebilecek olan yer Beyoğlu Tepebaşı'ndaki sergi sarayı. En az İstanbul Modern büyüklüğündeki mekân, ortak güncel etkinlikler için kent merkezinde yeni bir dinamik yaratabilir. Geçmişte TÜYAP Fuar Merkezi olarak bilinen yer yaklaşık üç yıldır -nedeni bilinmez bir biçimde işlevsiz kalmış durumda. Bu sorunu çözmek için bir yıldır bir çalışma yapan yerel yönetim ve kültürle ilgili kurumların temsilcileri 15 Eylül'de Pera Palas'ta bir toplantıda buluştular. Bu toplantıda görev alan kuruluşlar mekânın yeniden işlevlendirilmesi ve geliştirilmesi için yerel yönetime katkıda bulunabileceklerini, programlarını buraya taşıyabileceklerini belirttiler. Bu bölgede yer alan Avrupa kültür misyonları da bu merkezin oluşumuna katkıda bulunmayı, uluslararası ilişkileri kurmayı taahhüt ettiler. Konuyla ilgili toplantılarda bu kuruluşlar ve mekânın sahibi İstanbul Büyükşehir Belediyesi birlikte bir ortak yönetim oluşturmak için karar aldılar. Bu girişim, şimdiden öngörülebileceği gibi, bu önemli kamusal mekânın ilk önce geçici, daha sonra da uzun süreli kullanımı için ve İstanbul için çok önemli bir deneyim alanı olabilir ve İstanbul yeni bir güncel kültür odağına kavuşabilir.

Önemli bir imkan
Tepebaşı sergi salonlarının ve üstünde onunla bütünleşen platformun karşısında Pera Müzesi kuruluyor. Hemen yanıbaşında güzel salonu, kütüphanesi ve İstanbul'a taşıyabileceği etkinliklerle İtalyan Kültür Merkezi (Casa d'Italia) var. Diğer taraflarda İspanyol Kültür Merkezi (Cervantes Enstitüsü), Fransız Kültür Merkezi, Anadolu Araştırmaları Enstitüsü, Hollanda, İsveç kültür misyonları yer alıyor. Sıralamaya devam edersek, Garanti Platform, Yapı Kredi Kültür Sanat, Borusan Kültür Merkezi bu alanın hemen yanıbaşında yeralıyor. Sinemaları, kafeleri, otelleri saymaya gerek yok. Yerel yönetimle görüşülerek 2005 yılında İstanbul Bienali'nin burada düzenlenmesi kararlaştırıldı. Yerli yabancı birçok kültür kurumu İstanbul'da etkinlikler planlıyor. Belki de ilk defa kuruluşların kendi mekânlarının dışlarında ortak paylaşabilecekleri bir mekân faaliyete geçebilir ve uzun vadede de bu girişim bu mekânın dönüşümü için AB fonlarını, bağımsız kültür sermayesini harekete geçirebilir.

Bölgede yeralan sanat kurumları, yerli yabancı kültür kurumları ortak bir girişim için biraraya gelmiş durumdalar. Bu mekânı canlandırmak için uluslararası kuruluşlar da çok önemli kültür etkinliklerini buraya taşımaya hazırlar. İşte tam bu sırada aniden ve nasıl olduğu, ne olduğu bilinmeden Beyoğlu Tepebaşı Sergi Salonu'nu planlama bürosuna dönüştürmek üzere İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından bir inşaata başlandı. Anlaşılan bir yerlerde eski alışkanlıklar ve refleksler depreşmişti. Bu noktada Tepebaşı projesi kent yönetimi tarafından görevlendirilen şehir plancıları için büyük bir sınava dönüştü. Bakalım yönetim ve uzmanlar ayaklarına gelen bu fırsatı nasıl değerlendirecekler? "Ne güzel bir yerimiz oldu" deyip bu mekâna el mi koyacaklar, yoksa kentin merkezinde gelişme dinamiklerinin önünü mü açacaklar?

Sınav için cevap anahtarı
1. Böyle bir mekânı geçici de olsa bir büro yapmak, en azından İstanbul için hiçbir yaratıcı fikir geliştirememek demek: Planlama bürosu İstanbul'un birçok yerinde olabilir. Bu büro için iş merkezleri gibi çok katlı yapılar da kullanılabilir. Ancak kentin göbeğindeki bir sergi salonunu büroya çevirmek, kentin nasıl gelişeceğini, imkanlarının neler olduğunu hiç düşünmeden hareket etmek demek.
2. Bugün yerel yönetim bu mekânı büro yapmak isteyenler kadar, burayı İstanbul'a kazandırmak isteyenlerin de görüşlerine kulak vermek zorunda: Bu mekân gençlerin, İstanbulluların yeni kültür ve şehircilik projeleri ile tanışabilecekleri, uluslararası projelerle iletişim kurulacak bir merkez olabilir.
3. İstanbul'un yönetiminin ve şehir plancılarının arayıp da bulamayacakları bir fırsat var: Daha şimdiden bölgede yer alan sanat kurumları, yabancı kültür misyonları biraraya gelmiş durumda. Bu mekânı canlandırmak için uluslararası kuruluşlar da çok önemli sanat etkinliklerini, tasarım, mimarlık sergilerini buraya taşımaya hazır.
4. Uzmanların görevlerini yerine getirmek için bu mekânın ne şekilde işlevlendirilebileceğini düşünmeleri ve programlama aşamasını geniş bir ilgi alanına taşımaları gerekli: Bu mekân büyük sergiler için çok uygun. Platform ve iç mekânların birlikte kullanılması ve yönetilmesi gerekli. Çevresinde yer alan oteller, sinemalar, kültür merkezleri, kafeler, restoranlar, kitapçılar bu mekânla birlikte daha da önem kazanacak.
5. Bu mekân dinamik bir etkinlikler merkezi olabilir: Bunun için uzmanların dışlayıcı değil, kapsayıcı bir süreç başlatmaları gerekli. Yerel yönetimin ve görevlendirilen uzmanların en geniş katılımı sağlayarak bu tür kentsel dönüşüm fırsatlarını geliştirme sorumluluğu var.

Belki de İstanbul'un kent yönetimi olağanüstü ve yepyeni bir yöntem kullanarak kenti planlamayı deniyor. Bu planlama yönteminin esası şu: Görevlendireceği şehir plancıları ve mimarlara, İstanbul'un göbeğinde, etkinlikler mekânı olabilecek bir yeri büro olarak tahsis ederek, onların bu işten anlayıp, anlamadıklarını; bu işi yapıp, yapamayacaklarını sınamak istiyor. Neden olmasın? Belki de çok zekice hazırlanmış bir sınavla karşı karşıyayız: Eğer görevlendirilen plancılar ve mimarlar hiç fikir üretmeden, İstanbul'un göbeğindeki bir kamusal alan nasıl planlanır, programlanır diye düşünmeden, ilgili kurumlara ve kişilerle düşünce geliştirmeden bu işe kalkışırlarsa -geçmişte olduğu gibi- planlamanın kuyusunu kazmış olacaklar. Bu mekân şehir plancılarının, mimarların planlamayı, uzmanlık işlevlerini hapsettikleri bir kutu olacak. Yaptıkları planları, projeleri kimse dikkate almayacak. Eğer İstanbul'un göbeğindeki bu mekânın nasıl bir işlev kazanması gerektiğini düşünmekle ve bizim adımıza üstlenmiş oldukları görevlerini yerine getirmekle işe başlarlarsa İstanbul'un planlama faaliyetlerinde yepyeni bir çığır açılacak
Radikal

 

Ocak 2005 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
      01 02
03 04 05 06 07 08 09
10 11 12 13 14 15 16
17 18 19 20 21 22 23
24 25 26 27 28 29 30
31            
diğer aylar için tıklayın

Koruma, restorasyon, sanat tarihi ve arkeoloji sorunlarını, düşüncelerinizi Koruma ve Restorasyon forumuna yazabilirsiniz. 

Arkitera.com/forum

  

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz