Mimarlık Öğrencilerinden UIA’ya
Hazırlık
3-7
Temmuz 2005 tarihleri arasında Uluslararası Mimarlar Birliği’nin (UIA)
İstanbul’da düzenleyeceği 22. Dünya Mimarlık Kongresi öncesinde Türkiye’nin bir
çok mimarlık fakültesinden gelen öğrenciler hazırlık çalışmaları için toplandı.
Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampüsü’nde yapılan atölye çalışmalarının
teması Aşırı- Extreme üzerineydi.
Mimar Sinan Üniversitesi’nden Yeditepe
Üniversitesi’ne kadar bir çok üniversiteden katılımın olduğu atölye çalışmasında
öğrenciler aşırı-extreme konusuna çeşitli yerlerden yaklaşarak aşırı ön
başlığına sahip yedi çalışma grubu oluşturdular. Aşırı Su, Aşırı Zaman, Aşırı
Düğüm, Aşırı Şeffaf, Aşırı Kolay, Kaos ve Engel başlıkları altında öğrenciler
hem bireysel hem de grup çalışmalarını sürdürdüler.
Temalar ve Çalışmalar
Daha çok kelimelerin simgesel anlamlarına değinildiği, temaların zihinde
çağrıştırdığı simgelerin kağıda döküldüğü çalışmalarda öğrenciler, bir yandan da
mimarlık ile bu simgeleri eşleştirmeye çalıştılar. Ancak bu tip çalışmalar, daha
uzun ve sürekli zaman aralıkları ile yapıldığında verimli bir çalışma ortamı
yakalandığı, başarılı ürünler ancak bu şekilde ortaya çıktığı için kısa süreli
atölye çalışmalarının başarısı öğrencilerin o anki yaratıcılıklarına ve
konsantre olabilme güçlerine bağlı oluyor. Nihai üründe sadece simgesel
göndermeleri olduğu için mimarlık gibi kökleri derine uzanan bir konuya bu
simgeleri bağlamakta güçlük çekilebiliyor.
Workshop çalışması sürecinde ortaya çıkan
fikirlerden bazılar şöyleydi:
Aşırı
düğüm grubunda öğrenciler düğümden ne anladıklar, düğümün içinde düğüm olabilir
mi, düğüm bir noktadan mı başlar gibi sorularla çalışmalarına başladılar.
Mimarın düğümün neresinde olduğu ve düğümün hengi noktasında durduğu tartışıldı.
Aşırı şeffaf grubu konuya mekan üzerinde yaklaşarak mekanın içerisinde
şeffaflığın ne olduğu, şeffaflığın sadece şeffaf malzeme ile verilip
verilemeyeceği, yüzen bir mekanın şeffaf olup olmadığı üzerine tartıştı.
Workshopun sonundaki sununlarında ise şeffalık ve duvarlar üzerine eğildiler ve
simgesel bir anlatımla insanların şeffaf ve açık olmak adına duvarları yıktığını
fakat yerine başka duvarlar ördüklerini anlattılar.
Aşırı
kolay grubunda “kolay” kelimesinden ne anlaşıldığı, kolayın en güzel anlatım
yolları olarak basit geometrik şekiller ve basit çizim teknikleri olarak
belirlenirken düşünmemenin de en kolay şey olduğu, düşünmemenin bile
düşünülmediğine değinildi. Aşırı tarih temasında zamanın anlamlandırılması ve
zaman diyagramlarında mimarlık ürünlerinin yoğunluğu işlenirken, aşırı su grubu
temaya uygun ortamda mimarlık üretimine eğildi. Aşırı kaos da ise kentleşme
içerisindeki kaos işlendi. Ancak kaos kelimesi kentleşmenin kendiliğinden olan,
kendi dinamiği ile oluşmuş kaosu ile değil kentleşmedeki engellenemeyen
yapılaşmanın kaosuyla eş anlamda kullanıldı.
Atölye
Çalışmaları Üzerine Genel Bir Değerlendirme
Daha fazla katılım ve ciddi bir yaklaşımla çok daha başarılı sonuçlar elde
edileceğine inandığımız bu tip atölye çalışmalarında “orada bulunmanın” değil de
“orada çalışmanın ve üretmenin” önemli olduğunu öğrencilerin kavraması
gerekiyor. Bir başka önemli nokta ise atölye çalışmalarının
değerlendirilememesi: Çeşitli üniversitelerden bir araya gelerek birarada
çalışma fırsatını iyi değerlendirmek okul dışında da eğitimin devam ettiğini
kavramak anlamına gelir ki o zaman gerçekten atölye çalışması amacına
ulaşabilir.
Arkitera - Gülin Şenol |