Erken gelen mortgage
satışları dondurdu
Ekonominin canlanması için uyanma
öncelikle inşaatta başlamalı. Bu sektörün uyanmasıyla birlikte hareketsiz ve
donuk yaşayan piyasalar doğal olarak canlanır.
Çünkü, işsizlik oranı her geçen gün önü alınamaz
boyutlarda büyüyor. İyi gidişatın tek engeli, istihdam oluşturulamaması.
İşsizlik ise lokomotif sektörlerin canlandırılıp boş
duran atıl insanların tekrar sisteme dahil edilmesiyle ancak çözülebilir.
İstihdam meydana getiren sektörlerin en başında ise
inşaat geliyor. Bu konuda Toplu Konut İdaresi (TOKİ), çeşitli illerde yapacağı
konut projeleriyle sektörü büyütmeye çalışıyor. Ancak yetmiyor.
Tek başına TOKİ, ne Türkiye’nin konut sorununa çözüm
üretebilir ne de inşaat sektörünü canlandırabilir. Bu çalışmalar ancak denizde
bir damla gücünde. İşsizlik, aysberg gibi hükümetin önünde duran büyük bir sorun
olmaya devam ediyor.
17 Ağustos 1999 depreminden sonra ‘kötü’
müteahhitler nedeniyle büyük yara alan sektör, önemli ölçüde kan kaybetti.
Münferit örnekler dışında hâlâ taze kan ekonominin damarlarına girmiş değil.
Edindiğim izlenimlere göre birçok dürüst müteahhit,
dayanamaz halde. Bu gün itibarıyla birçok inşaat şirketi, tıpkı deri sektöründe
olduğu gibi batma eşiğinde kıvranıyor.
Hatta bildiğim bazı büyük firma sahipleri, önceki
yıllardan kalma banka kredilerini ödeyebilmek için bindikleri otomobillere kadar
satıp borçlarını ödemeye çalışıyor. Umutlar, “Piyasa canlanır da iş yaparız”
beklentisine kilitlenmiş durumda.
Öte yandan gazetelerde çıkan ipotekli konut kredisi
mortgage sistemiyle gelecek uzun vadeli krediler de sektöre darbe indirmiş. 2006
yılında gelmesi beklenen mortgage (morgıç) sisteminde piyasalarda oluşan erken
beklenti, satışları dondurmuş. Bu beklenti sonucunda kira öder gibi ev sahibi
olmak isteyen insanlar, alım yapmayı bırakmış.
Bir inşaat firması sahibi, piyasada çıkan haberlerin
sektörü olumsuz etkilediğinden şikayet ediyor. Çıkan bu haberler sebebiyle
birçok firma, elinde bulunan hazır konutlarını satamaz halde bekliyor. Nedeni de
çok uzun süreli ve düşük faizle gelecek mortgage beklentisi.
Türkiye’de konut pazarlayan birçok yabancı firma da
bu haberlerden yara almış. Oysa sistemin gelip yerleşmesi için en az 1,5-2 yıl
süre gerekiyor. Faizlerin tek haneli rakamlara inmesiyle sistem ancak işlerlik
kazanacak
Onun için bankaların uzun vadeli konut kredilerinin
piyasaya girmesi önemli. Vakıfbank, önceki yıllarda attığı adımı yenileyerek 20
yıl vadeli konut kredisi startını verdi bile. Yüzde 2 faizli 240 ay vadeli en
uzun krediyi veren Vakıfbank’ı 10 yıl vadeyle Koçbank, Garanti ve HSBC gibi
bankalar takip ediyor.
Hatırlarsınız önceki yıllarda Vakıfbank, 10 yıl
vadeli kredi vermeye başlamış ardından piyasalardaki belirsizlik sebebiyle uzun
vadeli konut kredisini durdurmuştu. Şimdi enflasyonun tek hanelere inmesi ve bu
yılın sonunda faizlerin yüzde 12 seviyelerine düşme beklentisi, bankaları
cesaretlendirmiş durumda.
Malum, Türkiye’de ekonominin canlanması istihdamın
artması için inşaat piyasasına hareket gelmesi gerekiyor. Diğer bankalar da bu
sisteme dahil olduğu takdirde stoktaki konutların finansmanı için kaynak
bulunurken vatandaşlar da ev sahibi olabilecek.
Ancak çıkan haberlerle durma noktasına gelen
satışların, bu sefer mortgage sisteminin girmesiyle birlikte yerine değerinin
üzerinden gelecek satışlara bırakmasından korkuluyor.
Zaman - Hüseyin Sümer |