Herzog & de Meuron’un
Dans Merkezi
“Bina da içindeki öğrenciler kadar
genç, çevik ve hareketli.”
Julian Barnes (Jüri Üyesi)
Londra’nın güneydoğusundaki Laban Dans
Merkezi, Deptfort Irmağı’nın kıyısında metruk endüstriyel atölyelerin bulunduğu
bir alanda yer alıyor. Laban, aynı zamanda dünyanın en büyük çağdaş sanat okulu
ve Avrupa’nın da önde gelen ve en büyük çağdaş dans eğitim merkezi.
Eğimli cepheler, mekanların manzara
ihtiyacına gore şeffaf ya da yarı şeffaf cam panellerle kaplı. Cam panellerin
önüne yerleştirilen ve renklerine sanatçı Michael Craig-Martin ile birlikte
karar verilen kireç rengi, bordo ve turkuvaz polikarbonat paneller ise binaya
uçuk renkli büyülü bir hava katıyor. Dış mekanda yeni tamamlanan peyzaj
düzenlemesini ve anfitiyatroyu da Vogt Mimarlık tasarlamış.
İç mekan ise kentsel bir
sokak dokusu gibi tasarlanmış, bir dizi koridor, iç avlular ve buluşma
mekanları, binanın kalbi konumundaki ana tiyatro salonunun çevresini
sarmalıyor. Renkler, hem iç hem dış mekanda ritm duygusunu ve
oryantasyonu sağlama amaçlı seçilmiş. İç mekandaki renkler de her bölüme
farklı bir kimlik kazandıracak şekilde kullanılmış.
Aktiviteler, tüm yapı içerisinde
iletişimi sağlayabilmek için birbiri ile iç içe biçimde, iki ana katta
kurgulanmış. İki siyah beton döner merdiven yapının iki başında yer alarak
buluşma mekanlarını tarifliyor.
Farklı kotlardaki üç iç avlu, iç mekana
günışığı ve tüm yapı içerisinde görsel bağlantı sağlıyor ve mekansal
oryantasyona yardımcı oluyor.
Stüdyoların çoğu koridora bakan camlı
bir iç duvar ve cepheden içeri giren gün ışığı ile aydınlatılacak şekilde üst
katta bulunuyor. Her stüdyonun büyüklüğü, biçimi ve rengi farklı.
Yapının kalbi olan ana tiyatro salonu
ise giriş katında “sokak dokusu” içinde bir oryantasyon noktası işlevi görüyor.
Şeffaf duvarlarla ayrılan kütüphane ve kafeterya da görsel olarak sözkonusu
“sokak dokusu”nun birer parçaları. Performanslar sırasında rampa şeklindeki
“sokak”, 300 kişilik ana tiyatro salonunun lobisine dönüşüyor. Ana tiyatro
salonunun duvarının “sokak dokusu”na bakan tarafını boydan boya kaplayan duvar
resmi de Craig-Martin tarafından tasarlanmış.
Girişe yakın yerleştirilmiş döner
merdiven, siyah, geniş ve yapıyı kesitte boydan boya geçen rampa ile alt kattaki
tiyatro salonunun girişine doğru inen dar rampayı ikiye bölüyor. Beton merdiven
ve trabzanı, siyah kömür etkisi verecek şekilde boyanmak üzere çıplak
bırakılmış. Kıvrılan ahşap küpeşteler ise yapının her yerinde kullanılmış.
Laban’ın mimari kimliğinde dansçıların
dans eden gölgeleri önemli bir yer tutuyor. Gün içerisinde, Laban’ın günlük
aktiviteleri, antrenmanlar, provalar, araştırma ve atölye çalışmaları, dış
cepheden yarı-görünür bir tablo çiziyor. Gece ise bina, çevreye ve Deptfort
Irmağı’na doğru yayılan ışığıyla renkli bir fenere dönüşüyor.
Mimarlar, çevredeki mevcut dokuya
saygılı davranma konusunda oldukça hassas hareket etmiş. Çevredeki yapıların en
önemlilerinden, Thomas Archer tarafından tasarlanan St. Paul Kilisesi, ülkenin
ayakta kalabilmiş en iyi Barok tarzındaki kilise örneklerinden. Kilise, Laban
için önemli referans noktalarından biri olmuş. Merkezin, ırmağın doğal bitki
örtüsü ve yaşam karakterine uygun olmasına da özel önem gösterilmiş. Örneğin
binanın çatısı, “kahverengi çatı” denilen ve İngiltere’de nadir görülen Black
Redstart adlı bir kuş cinsinin doğal habitatı olan bir alanı da içinde
barındırıyor.
Dans Merkezi ismini, Avrupa’nın modern
dans alanının öncülerinden olan Rudolf Laban’dan (1879-1958) almış.
Avusturya-Macaristan doğumlu Rudolf Laban dansçı, kareograf, dans ve hareket
teorisyeni idi ve dansçıların eğitimlerinin reformunda önemli bir rol
üstlenmişti. Rudolf Laban’ın dans alanında yaptığı pek çok yenilikten biri de
geliştirdiği Labanotation adı verilen hareketleri kaydeden bir sistemdir.
Herzog&de Meuron, 2003 yılında Laban
Dans Merkezi ile Stirling Ödülü’nün sahibi oldu.
Arcspace - Çeviren: Pınar Gökbayrak |