İstanbul’da neler
olacak
Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Kadir
Topbaş’tan dinlediklerimiz ile yaptığımız görüşmede kafasındaki İstanbul’la
ilgili projeleri anlatırken ‘İstanbul’u, 1957 yılında çıkarılan kat mülkiyeti
yasası bozmaya başladı’ diyor.
Kendisini dinliyoruz:
Topbaş’ın, geçmiş bazı projelere itirazı var. Örneğin, Balmumcu altgeçidi ve
otoparkının ne fayda sağladığını anlayamadığını, bununla trafik sıkıntısının
çözülmediğini belirterek; Sirkeci-Kabataş tramvay hattının Kabataş’ta yığıntı
yapacağının anlaşılması üzerine bu hattı Beşiktaş’a kadar uzatıp hem dönüş hem
de otobüs bağlantısı sağlanacağını anlattı.
‘Bir şeyi yaparken üç hamle sonrasını
görmek zorundasınız’ derken eleştiri okları geçen dönemin başkanı A. Müfit
Gürtuna’ya dönüktü. Gürtuna’nın 300 trilyonluk Florya’daki akvaryum projesini
iptal ettiklerini, belki buraya daha küçük bir projeyi
gerçekleştirebileceklerini anlattı.
Meydanlar yeniden tanzim edilecek
Topbaş, İstanbul’daki meydanlar için şöyle konuşuyor:
‘Beşiktaş trafiği yeraltında yeni bir
konsepte kavuşturulacak. Taksim’de trafiğini yeraltına alırken, otoparktan başka
bir de işmerkezi yapacağız. Aksaray’da üstgeçidi kaldırarak buraya yeni bir
‘meydan’ anlayışını egemen kılacağız. Beyazıt Meydanı, kaç kez değişti, ancak
meydan anlayışına hiç oturmadı, biz yeniden bir düzenlemeye gideceğiz. Kadıköy
Salıpazarı’nda trafiği yeraltına alabiliriz. Haydarpaşa ve Harem’i turizm
bölgesine dönüştürüyoruz. (Burada yap-işlet-devret modelleri düşünülüyor.)
Haliç’teki üç tersane Büyükşehir’e veriliyor. Sütlüce Kongre Merkezi yıl sonu
tamamlanacak. Haller kent dışına taşınacak. Tarlabaşı’ndaki TÜYAP/TRT binasının
yeri 17 dönümdür; konser salonu ve fuar alanına dönüştürmek istiyoruz
burasını... Küçükçekmece kumsalı turizm bölgesi olacak; Kartal Çimento fabrikası
yeri de... Olimpiyat Stadı çevresini gerçek bir Olimpiyat Köyü haline
getireceğiz, buz patenti yapacağız; bölgeye şimdiden 7 yaşında 42 bin 340 ağaç
dikildi. Tıp fakültelerinden birini de bu bölgeye taşıyacağız. Kent ormanlarını
halka açıyoruz. Taksilerin, banka kredisi ile yenilenmesi amacıyla üretici
firmalarla görüşmeler yapılıyor.
Ulaşım tek elde toplanacak
Ulaşım tek otoritede toplanacak. Şehir Hatları, İDO’ya devrediliyor. 4 feribot
ile 5 deniz otobüsü almak üzere ihaleye çıktık. Deniz taksiciliği üzerinde de
çalışmamız var. Raylı sistem 40 km’den 90 km’ye çıkarılacak. Toplam maliyeti 550
milyon dolara çıkacak 22 kilometrelik Kadıköy-Kartal hattının temelini bu ay
atmayı hedefliyoruz. (Bu hattın Tuzla’ya kadar uzatılması projede var.)
Beylikdüzü’ne raylı sistem üzerinde
çalışıyoruz; çünkü buradan merkeze doğru bir baskı oluşuyor; bu hattı belki
Silivri’ye kadar uzatabiliriz. Metroyu 4. Levent’ten Maslak’a kadar uzatıyoruz.
Taksim’den Yenikapı’ya gidecek metro, Haliç üzerinden farklı bir ‘simge’ ile
geçecek. Üsküdar ile Yedikule arasındaki tüpgeçit 2009’da bitecek; saatte 150
bin yolcu taşıyacak. Üsküdar’dan Ümraniye’ye uzanan bir raylı sistem
düşünüyoruz. Alçak tabanlı, klimalı 500 otobüs alıyoruz.
İstanbul'da yaşamanın bedeli
Deprem öncesi ve sonrası için ciddi adımlar atıyoruz. İlk olarak depremden
etkilenecek binaları kaldıracağız. Zeytinburnu’da bu konuda bir pilot bölge
çalışması yapmaya başladık. İstanbul’un çarpık yapılaşma ve gecekondudan
kurtulması gerekiyor. Uzun vadeli konut edindirme sistemini (Mortgage)
önemsiyoruz. Kira öder gibi konut edinme imkánları verildiği takdirde inanıyorum
ki, hiç kimse üstüne para verseniz gidip çarpık yapılaşma yapmayacaktır.
İstanbul’da yaşamanın da bir bedeli olmalı.
Ciddi kaynak lazım
İstanbul’un bayramda ‘mezbaha’ haline gelmesi, denizin bile kan gölüne dönmesi,
dinin siyasete alet edilmesine ilişkin görüntüler... Bunun dışında semazen
heykeli (sonradan ışık topu) tartışmaları, İstanbulluları gittikçe
endişelendiren örgütsel kapkaç ve soygun cinayetleri, Topbaş’ın açıkladığı
İstanbul’a yakışıyor mu?
O kadar çok proje güzel de, insanlar
‘can güvenliği’ de bekliyor.
Peki bu yatırımlar nasıl
gerçekleştirilecek?
‘Sayın Topbaş, bu anlattıklarınız için 10, belki de 20-30 milyar dolara
ihtiyaç var’ diyoruz. Topbaş, ‘Evet, ciddi anlamda kaynağa ihtiyaç var’ diyerek
zorluklarını itiraf ediyor.
Gürtuna döneminden kalan 700 trilyon
borç ödediklerini, borç ödemekte şimdilik sıkıntıları olmadığını, bu arada 9 ay
içinde 1 katrilyonluk yatırım yaptıklarını bildiriyor.
Başbakan Erdoğan’ın Dolmabahçe’de
kendisine bir çalışma ofisi yaptırması, İstanbul’daki projelerini izlemek için
işi sıkı tuttuğunu gösteriyor.
Hürriyet - Yalçın Bayer |