reklam

24 Ocak 2005 Pazartesi
Ana Sayfa > Haberler

Koruma bilinci araştırması

Muğla kentsel sit alanındaki eski evlerin geleneksel bacaları, kentin yıllardır resmi simgesi... Köyceğiz'deki antik Pisilis kenti üzerine kurulan tatil köyü, yöre halkının tepkilerine neden olmuştu...

Kültür ve çevre değerlerinin korunmasıyla ilgili genel söylemlerimiz, bu konudaki bilgi ve bilinç düzeyimizi de sergiliyor. Örneğin, en yaygın olan ''Çivi çakmak bile yasak'' sözü, aslında aynı çivilerin ''özenle'' çakılması gereken tarihsel yapıları ''yıkarak'' yerlerine ''apartman'' dikilmesini isteyenlerin ürünü. Buna, onarım için gerekli olan ''denetimi'' sağlamak üzere, ''Koruma Kurulu onayı'' alınması koşulu da eklenince, ''kaçak yapıya ve kuralsızlığa'' alıştırılmış bir toplumun söylemi de başka türlü olamıyor... Benzer şekilde ''sit'' kavramı da adeta ''cezalandırma'' ya da ''işkence'' ile eş anlamlı kullanılmakta... Özellikle seçim dönemlerinde, siyasal görüşü ne olursa olsun, adaylar arasındaki ortak söylem; ''sit ıstırabına son'' değil midir? Gerçi son yıllarda, özellikle Tarihi Kentler Birliği 'ne üye belediyelerin başkan adaylarında bu sözler artık yerini ''tarihi ve doğal mirasımızı koruyacağız'' a bırakıyor. ''İmar talanı'' önererek değil, ''kent kimliği'' ni gözeterek aday olanlar artıyor. Bunlar arasında 1970'lerden bu yana hep yine ''sit alanlarımızı yaşatacağız'' diyenlerin yerel seçimleri ''kesintisiz'' kazandıkları belki de tek kent olan Muğla'da ise artık tersi bir düşünce hemen hiçbir parti sözcüsünün aklına bile gelmiyor. Çünkü Muğla, betonlaşan sahillerindeki bunalımı da yakından gözleyerek, çağdaş, huzurlu ve kimlikli bir yaşam için tarihsel dokuların ve doğanın değerini çok iyi biliyor. Bunun geleceğe taşınması için de sit alanlarının ve yasal koruma kararlarının ''mağduriyet'' değil ''kazanım'' olduğunu söyleyen insan sayısının en yüksek oranlara ulaştığı il Muğla...

Yaşamla bütünleşen sitler
İşte bu gerçeği ''bilimsel'' olarak da saptamak; toplumdaki koruma bilincinin düzeyi ile bunu olumlu ya da olumsuz yönde etkileyen faktörlerin payını belirlemek; böylece halkın kültür ve doğa mirasına karşı duyarlılık koşullarını ortaya çıkartarak, bunun önündeki engellerin aşılmasına kapsamlı bir veri tabanı oluşturmak üzere örnek ve öncü bir çalışma da yine Muğla'da yapıldı... Muğla Üniversitesi 'nin (MÜ) Karya Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından, Muğla Valiliği 'nin desteğiyle ve Muğla Koruma Kurulu'yla işbirliği içinde gerçekleştirilen; merkezin kurucusu Prof. Dr. Adnan Diler 'in yönetimindeki ''Kültürel ve Doğal Kaynak Yönetimi Ön Araştırması'' nın ilk sonuçları kitap haline de getirilerek kültür ve bilim dünyamıza kazandırıldı. Muğla Valisi Hüseyin Aksoy , önsözünde kısaca şunları anımsatıyor; ''4 bine yakın tescilli evin bulunduğu, 13 kentsel sit, 43 doğal sit ve 97 arkeolojik sit alanıyla Muğla, ayrıca Özel Çevre Koruma Bölgeleri ve çok geniş orman alanlarıyla da koruma hukukunun en yaygın uygulandığı ilimiz...'' Bu listedeki sit alanları, ilin toplam yüzölçümünün ' yüzde 14 'ünü kapsıyor. Dağlar, vadiler, deltalar, ormanlar, kumullar vb. yerlerin dışında, yerleşime uygun alanların ilin yüzde 30'u kadar olduğu göz önüne alındığında, Muğla'daki yaşam alanlarının yaklaşık ''yarısında'' sit kararlarının bulunduğu anlaşılıyor...

1529 kişiyle görüşme
İşte böylesi bir ortamda toplumun kültür ve doğa mirasına olan yaklaşımını ''belgelemek'' üzere 2001 yılında kolları sıvayan Prof. Dr. Adnan Diler ve arkadaşları, MÜ Rektörlüğü ile valilik arasında imzalanan bir protokolle çalışmalarını sürdürdüler. Farklı bölgelerden, değişik yaşlarda, mesleklerde ve eğitim düzeylerine sahip 1529 kişi ile karşılıklı görüşme ve anketler yöntemiyle ''eğilimler'' ve ''etkilenme nedenleri'' belirlendi. Bu veriler, diğer yasal, kültürel ve siyasal etmenlerle de birlikte değerlendirilerek, 100 kadar tabloyu ve grafik düzenlemeleri içeren çalışma ortaya çıkartıldı... Araştırmanın en önemli amacını; ''toplumla korumacılık arasında dayanışma ve barışı sağlamanın bilimsel altyapısını oluşturmak'' şeklinde tanımlayan Prof. Dr. Adnan Diler, kitabın sunumunda kısaca diyor ki; ''Tarihsel ve doğal değerler için düzenlenen tüm etkinliklerde hep uzmanlar olarak konuştuk. Oysa sit alanlarında yaşayan ve uygulamalardan doğrudan etkilenen insanlarımız buna ortak olursa başarı elde edilebilir. Bu çalışma, sorunların ve çevrenin asıl ortak sahipleriyle üretildi...''

Bilgilenme isteği
Peki, Muğla'daki sit alanlarında evleri, tarlaları, köyleri, kentleri olan ve ''geleceklerini'' de bunlarla bütünleştiren insanlar, koruma ve sit kavramları karşısında ne düşünüyorlar; tutumlarını neye ve hangi bilgilenmelere göre belirliyorlar? Bu sorunun yanıtı için kuşkusuz kitabı edinmek ve araştırmanın tüm ayrıntılarını incelemek gerekiyor.

Yine de bir ön fikir için ve kitabın edinilmesini de ''özendirmek'' amacıyla bazı sonuçlardan örnekler verelim: Söz gelimi; ''sit alanlarında çok katlı bina yapılıp yapılamayacağı'' sorusunda ''yapılmalı'' diyenler sadece yüzde 16... Yapılmasını yanlış bulan yüzde 84 içindeki okur-yazar olmayanlar arasında yine aynı yanıtı verenler ise yüzde 61... Yine sit alanlarının yasa değişikliğiyle imara açılmasına ''evet'' diyenler azınlıkta; yüzde 46... Bunlar arasında bile ''doğaya zarar vermemek koşuluyla, kısıtlı ve koşullu imar hakkını'' savunanlar ise çoğunlukta; yüzde 63...

Genel koruma bilincindeki bu olumlu tabloya rağmen, tescilli binalarda yaşayanların yüzde 40'ı ile yaşamayanların yüzde 30'u, bunun ''çile çekmek'' anlamına da geldiğini söylüyorlar...

Genel ''bilgi düzeyi'' nin bir göstergesi ise ''doğal sit ile arkeolojik sit arasında fark olup olmadığı'' sorusuna verilen yüzde 22 oranındaki ''aynı değil'' yanıtı... Araştırmanın en önemli sonuçlarından biri de kültürel ve doğal miras ile koruma konusunda bir ''eğitim çalışmasına'' katılmak isteyenlerin yüzde 90'ını aşan oran oluşturmaları. Ne dersiniz; böylesi önemli ve özgün bir çalışmayı, sadece Kültür ve Turizm Bakanlığı 'nın değil, Milli Eğitim Bakanlığı 'nın yanı sıra tüm tarihi kent belediyelerinin, Çevre ve Orman ile Bayındırlık bakanlıklarının da ''rehber'' olarak değerlendirmesi gerekmiyor mu?
Cumhuriyet - Oktay Ekinci

 

Ocak 2005 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
      01 02
03 04 05 06 07 08 09
10 11 12 13 14 15 16
17 18 19 20 21 22 23
24 25 26 27 28 29 30
31            
diğer aylar için tıklayın

Platform

Arkitera Platform 2004 - 2005, toplantılarının dördüncüsü
29 Ocak 2005 tarihinde Bursa Tayyare Kültür Merkezi'nde gerçekleşecek.

Yönetici: İhsan Bilgin
Davetli Tartışmacılar: 
Emre Arolat, Neslihan Dostoğlu, Murat Güvenç, Atilla Yücel


Kale Grubu'nun  katkılarıyla

  

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz