İstanbul'un ışıkları
Geçenlerde Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan uçakla İstanbul'a gelirken kente havadan bakmış ve şehrin pek çok
anayolunda ışıkların yanmadığını, 'dünya metropolü' olduğu iddia edilen
İstanbul'un basbayağı karanlık olduğunu bir kez daha fark etmiş.
Benzer bir durumu ben fark ettiğimde
yazı yazıyorum, Başbakan Erdoğan ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi
Güler'e durumu sormuş ve ışıkların yanması için talimat vermiş.
Hatırlayanlar olacaktır, geçen hafta
İstanbul'un anayollarında ışıkların yanmadığını yazmıştım. Anlaşılan bu yazı da
hem Başbakan'ın hem Enerji Bakanlığı'nın dikkatini çekmiş.
Dün sabah bu nedenle Boğaziçi Elektrik
Dağıtım A.Ş. Genel Müdürü Yunus Bekircan aradı ve bilgi verdi. Genel Müdür
Bekircan, geçen hafta pazartesi ve salı günü E-5 karayolunda Zincirlikuyu'dan
Haliç Köprüsü'ne kadar olan bölümde ışıkların yanmamasının nedeninin,
Karayolları Genel Müdürlüğü'ne ait bir trafonun içine su girmesi ve arıza
yapması olduğunu söyledi.
Anlaşılan Başbakan karanlığı pazartesi
akşamı fark etmişti, ben de salı sabahı erken saatlerde farkına vardım. Başbakan
hemen talimat vermiş, bunun üzerine BEDAŞ, Karayolları'na yardımcı olmuş ve iki
günün sonunda arıza giderilmiş.
Bu sayede ben de öğrendim, İstanbul'un
köprüleri ve iki otoyolunun aydınlatması Karayolları Genel Müdürlüğü'ne, diğer
bütün şehir içi yolların, ara sokakların aydınlatması ise Enerji Bakanlığı'na
aitmiş. BEDAŞ Genel Müdürü, aslında otoyolların aydınlatmasını da
üstlenebileceklerini söylüyor ve bir dizi teknik sorundan söz ediyor. Mesela,
BEDAŞ'ın kullandığı standart malzemeyle Karayolları'nın kullandığı malzemeler
birbirini tutmuyor, bırakın malzemeyi kullandıkları voltaj bile aynı değil. O
yüzden, bu aşamada BEDAŞ, Karayolları'na ancak yardım edebiliyor ama onların
onarımlarını yapamıyor.
BEDAŞ'ın bir başka şikâyeti,
belediyelerin zaman zaman bazı sokaklarda aydınlatmayı üstlenmeye kalkışması ve
yine standart dışı, hatta hayli pahalı malzemeler kullanması. Sonra bu ışıklar
bozulduğunda ya da bakımı yapılmadığında belediyelerin konuyla ilgilenmediğini,
vatandaşın şikâyetlerini kendilerine ilettiğini söylüyor genel müdür.
Esasen bir başka sorun, vatandaşın
sokağındaki ışık yanmadığında kime şikâyette bulunacağını bilmemesi. Ben de dün
sabah öğrendim, sokağınızdaki ya da yollardaki ışıklar yanmıyorsa BEDAŞ'ın arıza
ihbar telefonlarını aramak gerekiyor.
Aslında ışıkların yanması görece basit
bir sorun. Bütün sorunların anası, İstanbul'daki yetki karmaşası. Her alanda
birden fazla kuruluşun o alana müdahil olduğunu görüyoruz. Bana kalırsa şehir
içi elektrik şebekesi ve sokak aydınlatması ya tamamen belediyenin
sorumluluğunda olmalı ya da belediye bu işe hiç karışmamalı.
İstanbul'un, yolların aydınlatması gibi
'küçük' onlarca sorunu var. Belki farkına varmıyoruz ama bu sorunların toplamı
hepimizin yaşam kalitemizi olumsuz etkiliyor, sorunlar birikerek bize hayatı
çekilmez hale getirebiliyor.
Radikal - İsmet Berkan |