reklam

26 Ocak 2005 Çarşamba
Ana Sayfa > Haberler

Rektör 'Mimar' Olunca...

Son zamanlarda rektörlerin kamuoyundaki yerleri, ''yüksek öğrenim yasası'' nda öngörülen yeni düzenlemelere karşı ''direnişleri'' yle öne çıktı.

Hükümetin siyasal amaçlı tasarılarına karşı bilimsel gelişmeyi ''üniversite özerkliği'' yle savunan rektörlerimiz, hukuk tarihimize geçebilecek bir ''parlamento dışı etkinliği'' gerçekleştirdiler.

Ne var ki aynı tartışmalar sırasında, hemen hiç konuşulmayan konu ise ''rektörlerin ne iş yaptıkları'' ydı... Yakın geçmişte, ''rektör'' denilince sadece ''akademik saygınlığın temsilcisi'' akla gelirken, son yıllarda ''inşaat, emlak, boya-badana'' vb. gibi hizmetlerle anılmaya başlamaları acaba ne anlama geliyor?

O kadar ki, kimi yeni üniversitelerimizin rektörleri, aday olurlarken bile verdikleri ''söz'' lere bakıldığında, adeta birer ''belediye başkanı'' , hatta bazıları da ''şantiye şefi'' gibiler. Zamanlarının çoğunu eğitimin ve bilimin gelişmesi yerine, üniversitenin ''imar'' edilmesine ayırıyorlar; günleri hep ihalelerle, satın almalarla, teklif toplamakla geçiyor...

Oysa şu ''YÖK düzeni'' nden önce üniversitelerdeki bu işlerle ''inşaat daireleri'' ilgilenirdi; rektörler ise sadece ''akademik'' yöneticilik yaparlardı. Halk arasında da adları anılırken ülkenin herhangi bir sorunu karşısında ''fikri alınacak'' bilge insanlar olarak saygı görürlerdi...

Şimdi ise rektörleri en fazla arayanlar, örneğin ''akıl danışmak'' ya da ''görüş almak'' isteyen gazeteciler değil, üniversite için gerekli her türlü malın pazarlamacıları ile inşaat, imalat, ticaret firmaları...

Bu ortama inat...
İşte, bir bilim insanı için böylesine ''köreltici'' bir ''çalışma ortamı'' na rağmen, yine de hem üniversitenin tüm gereksinmeleriyle ilgilenen, hem de ''asıl görev'' olarak akademik eğitim düzeyini yükseltici çalışmaları yürüten rektörlerimiz, belki de geceleri en az uyuyan yöneticiler olmaları pahasına ''başarılı'' olmanın da zorlu koşullarını yerine getirmiş oluyorlar...

Bu özverili ve üretken hocalarımız arasında, geçen yıl ''görev süresini doldurarak'' ayrılan Prof. Dr. Gülsün Sağlamer ise 8 yıl üstlendiği İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Rektörlüğü'ndeki çalışmalarını kapsamlı bir kitapta derleyerek örnek ve öncü bir ''hizmeti'' daha akademik ortama armağan etti.

Aynı zamanda ''mimar'' olan Gülsün Sağlamer'in ''İTÜ'de 1996-2004 Dönemi'' başlığıyla hazırladığı kitapta, 2001 yılı için ''Atılım'' , 2005 için de ''Yeni Ufuklar'' tanımlamalarını kullanması da geride kalan tüm çabaların aslında ''geleceğin'' güvenceleri arasında da yer aldığını simgeliyor. Kitabı incelerken, bu güvenceyi sadece yapılan çalışmaların niteliğinde ve sonuçlarında değil, hangi hizmetin ''hangi gerekçeyle'' ve ''ne gibi özelliklerle'' yerine getirildiğine yönelik açıklamalarda da görebiliyorsunuz...

'Cumhuriyet'in eseri
Hazırlanması bir yana, ''taşıması'' bile ciddi emek gerektiren yaklaşık 400 sayfalık kitabın grafiğinden anlatım düzenine kadar her sayfasında ''mimarca'' bir özen var. Ancak bu özenin aslında 8 yıllık rektörlük yaşamında da yine hemen her güne yansıdığı, kitapta sergilenen çalışmalarda açıkça görülmekte...

1773'ten bu yana ülkemizin bilim, teknik ve sanat birikimlerine kesintisiz katkılarda bulunan İTÜ'nün ilk ''kadın'' rektörü de olan ve bu nedenle görev süresindeki başarılarının önemi daha da artan Gülsün Sağlamer, kitabın sunumunda diyor ki; ''Hiçbir ayrımcılıkla karşılaşmadan ulaştığım bu nokta, Aziz Atatürk' ün kurduğu Türkiye Cumhuriyetinin ve sevgili öğretim üyelerinin eseridir..''

Bu anlamlı sözün ''uygulamada'' neyi tanımladığını görmek için kitabı ayrıntılı olarak incelediğinizde ise karşınıza; önce ''eğitimde reform'' la başlanan; aynı süreçte ''altyapı donanımının örgütlenmesi'' ni de içeren; ardından ''araştırma'' alanındaki gelişmeleri ve ''üniversite yönetiminin yeniden yapılanması'' nı hedefleyen; derken sosyal olanakların geliştirilmesiyle birlikte üniversiteye kazandırılan yeni arazilerle, tesislerle ve ''zenginleştirilen fakülteler'' le süren; tüm bunlar için de ''mimari bir duyarlılık'' içinde tasarlanan ve gerçekleştirilen ''İTÜ projeleri'' çıkıyor...

Gülsün Sağlamer, neresinden bakılırsa bakılsın, sadece İTÜ için değil, tüm yükseköğrenim dünyamız için ''rektörlüğün simge isimleri'' arasında yer alacak. Kitabı da aynı simgenin ''belgeseli'' olarak kuşaktan kuşağa yol gösterecek...
Cumhuriyet - Oktay Ekinci

 

Ocak 2005 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
      01 02
03 04 05 06 07 08 09
10 11 12 13 14 15 16
17 18 19 20 21 22 23
24 25 26 27 28 29 30
31            
diğer aylar için tıklayın

  

Platform

Arkitera Platform 2004 - 2005, toplantılarının dördüncüsü
29 Ocak 2005 tarihinde Bursa Tayyare Kültür Merkezi'nde gerçekleşecek.

Yönetici: İhsan Bilgin
Davetli Tartışmacılar: 
Emre Arolat, Neslihan Dostoğlu, Murat Güvenç, Atilla Yücel


Kale Grubu'nun  katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz