Bodrum yağmalanıyor
mu! Yağma yok!
‘Radikal’ gazetesinde bir haber:
Bodrum’da 1200 dönüm hazine arazisi 49 yıllığına kiralanacakmış.
Gazetede, kiralanmak istenen hazine
arazisinin ‘birinci derecede doğal ve arkeolojik sit alanı’ olduğu da
belirtiliyor.
Bu arazi, Bodrum-Bitez sınırında,
Eskiçeşme mevkiinde, birbiriyle bitişik üç parça bir arazi. Yılda aşağı yukarı
300 bin turistin uğradığı iki koyu çevreliyor; sizin anlayacağınız, Bodrum’da
‘denize sıfır’ 1200 dönümlük iki koy. Bodrum’u bilenler bilecektir bu iki koy,
‘Akvaryum’ ve ‘Adaboğazı’ koyları! Günübirlik tekne turlarının ve ‘Mavi
Yolculuk’ların ‘olmazsa olmaz’ uğrak yerleri!
Kiralama haberi, Bodrum Mal
Müdürlüğü’nün resmi bir yazıyla Bodrum Ticaret Odası’na başvurarak, bu iki koyun
değerinin ne olduğuna dair bilgi istemesi sonucunda meydana çıkmış. Bodrum
Ticaret Odası Başkanı Ata Aya, Mal Müdürlüğü’ne ‘Dünyanın parasını verseler
Bodrumlu burayı kiralatmaz, diye yanıt verdik’ diyor. Belediye Başkanı Mazlum
Ağan da, bu konuyla ilgili olarak bir toplantı düzenlemiş; toplantıyla Belediye
Meclisi üyeleri, siyasi parti temsilcileri, Bodrum Çevre Gönüllüleri Derneği ve
40 sivil toplum örgütü temsilcisi katılmış. Başkan Ağan, kiralama gerçekleşirse,
durumun ne olacağını açıklıyor; -şöyle: ‘Burası, bilindiği gibi, birinci derece
doğal ve arkeolojik sit alanı. Ancak, buranın kiralama kararını alanlar, burayı
bir gecede ikinci veya üçüncü derece sit alanına çevirip yapılaşmaya
açacaklar...’
Yasalara göre, birinci derece doğal sit
alanlarında yapılaşma yasak. Ancak, buraları kiralayanlar, bilimsel (!) bir
raporla mahkemeye başvurarak, sit alanının derecesini düşürebiliyor. Bilimsel
rapor, evet, İzzet Molla’nın dediği gibi: ‘Meşhurdur ki fısk ile olmaz cihan
harab/Eyler anı müdahene-i aliman harab’! Bunun örnekleri var: Bodrum ve
Gökova’da doğal sit alanı olan 22 büyük koy’dan 13’ü son yedi yıl içerisinde
yapılaşmaya açıldı. Kısaca, Bodrum bitmiyor, bitiriliyor!
Bodrum Deniz Ticaret Odası Başkanvekili
Arif Yılmaz, durumun vahametini gözler önüne seriyor; -şöyle: ‘Turizmde bindiği
dalı kesmek budur. Ege ve Akdeniz’de her yıl 400 bin yat geziyor: Ama,
yapılaşmaya açarak, bakir koyların sayısını azaltıyoruz.. Beş yıl önce
Bodrum-Kaş arasındaki koylarda, bir günde 3 bin 500 yat konaklardı. Koylar,
oteller ve tatil köyleriyle dolunca, bu rakam 2 binlere kadar düştü.’
Bu gerçekten benzersiz, dünya cenneti
iki koy, Akvaryum ve Adaboğazı koyları, gerçekten kiralanacak mı? Maliye
Bakanlığı, Hazine arazilerini kiralarken, bu arazilerin ‘sit alanları’ olup
olmadıklarını tahkik etmiyor mu? Maliye Bakanı, birkaç aklıevvel bürokratın,
özellikle de bakana hulus çakmak için, Hazine’ye yeni gelir kaynakları
sağladıkları gerekçesiyle, masasının üzerine koydukları her evrakı imzalıyor mu?
Bodrum’da çok ciddi bir çevre koruma
duyarlılığı oluştuğunu, özellikle Bodrum insanındaki bu duyarlılığın, sivil
toplum örgütleriyle bir çevre koruma bilincine dönüştüğünü biliyoruz.
Dolayısıyla, insanı ve sivil toplumcularıyla, Bodrum koylarına sahip
çıkacaklarına hiç kuşku yok.
Dolayısıyla, Bodrum yağmalanıyor mu?
Yağma yok! Nitekim, ‘Radikal de belirtiyor, Belediye Başkanlığı’nda yapılan
toplantıdan sonra, 14 kişilik ‘Adaboğazı’nı ve Akvaryum Koyu’nu Koruma Komitesi’
belirlenmiş; Yarımada Belediye Başkanları, siyasi parti temsilcileri, sivil
toplum örgütlerinin katılımıyla, kiralamanın iptali için en az 30 bin imzalı
dilekçenin, otobüslerle Ankara’ya gidilerek Maliye Bakanlığı’na verilmesi
benimsen[miş]’. Eski Yeşiller Partisi Başkanı Bilge Contepe de, gerekirse,
AİHM’ye gideceklerini belirtmiş. Ben de, kimsenin kuşkusu olmasın, şahsen bu
meselenin takipçisi olacağım.
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın bu
iz’ansız ve cahilce (evet, cahilce!) tasarrufa izin vermeyeceğini temenni
ediyorum (ve onun anlayacağı dille ifade ediyorum:) Aksi halde, yemin ediyorum,
o Dünya Cenneti’nin kadrini bilmeyip hor kullanılmasına sebep olduğu için, yarın
Ruz-u Mahşer’de, iki elim yakasında olacaktır...
Zaman - Hilmi Yavuz |