reklam

07 Şubat 2005 Pazartesi
Ana Sayfa > Haberler

Deli İbrahim heykeli dikilsin!

İstanbul Belediyesi, bir ara Sivriada'ya (biz eskiden Hayırsızada derdik) dev bir 'semazen' heykeli dikmek istedi. Yüz on metre olacaktı! Tepkiler üzerine vazgeçti.

Semazen, sema yapan, yani kendi çevresinde dönen Mevlevi... Dönüşü olsun kılığı kıyafeti olsun, 'hani Matrix'teki Keanu Reeves gibi' diyeyim de, Amerikan çocukları anlasınlar. Bir ince kara gözlüğü eksik. Mevlana döneminde güneş gözlüğü henüz icat edilmemişti.

Aslında bu heykel dikilseydi ve model olarak da Gora filminde Cem Yılmaz'ın aynı kılığa soktuğu ince bıyıklı Arif Işık'ın çizgilerini taşısaydı çok şenlikli olurdu ama kısmet değilmiş...

Fakat bu heykel dikme fikrini sevmişler, bu kez de bir Fatih Sultan Mehmet heykeli dikmeyi düşünüyorlarmış... Bu kez yedi metre... Haydarpaşa mendireği birinci tercihmiş, böylece limana gelen gemileri, Fatih, tıpkı 'New York'un özgürlük anıtı gibi' karşılayacakmış.

29 Mayıs 2005'e yetiştirilecekmiş, dört aydan az bir süre var, nasıl olacaksa...

Yani 'bu şehri bu adam aldı' denilmek isteniyor denizden gelen yabancılara falan. Aynı 'mesaj' her yılın 29 Mayıs günü Topkapı surlarında da veriliyor, Ulubatlı Hasan surlara çıkıyor falan.

Yani, 'bu şehir aslında bizim değildi' deniliyor bir yandan! 'Biz kurmadık, zorla ele geçirdik' deniliyor ama kimse bunun farkında değil!

Ne yani, 'Yunan ordusu bizimkinden daha güçlü olduğu gün gelip geri alabilir' şeklinde bir bilinçaltı endişe de mi var?

İstanbul Belediyesi bildiğimiz kadarıyla 'İslamcı' olarak tanınan vatandaşların elinde.

Dinimizde heykel yasaktır. Fransız ve İtalyan şarabı ithal eden yönetim şimdi de heykel dikerse, oy yitirmez mi?

Yoksa bu bir çeşit 'modernleşme' mi? Yalaka basının 'bunlar çok değiştiler' yalakalığını mı haklı çıkarmak istiyorlar?

Ya da, 'madem heykelden kaçınılamıyor bari 'İslami tadı' olsun' diye mi düşünüyorlar? Atatürk'e karşı İkinci Mehmet.

Fakat İstanbul'da bir Fatih heykeli var. Adı üstünde, Fatih ilçesinde, şaha kaldırdığı atı her an tökezleyecek izlenimi veren, Profesör Hüseyin Gezer'in muhteşem başyapıtı... Atın çükü de vardı ama kopardılar galiba.

'İslami olsun için'... Milli ve manevi değerlerimiz, geleneksel örf ve adetlerimiz, falan filan.

Ben olsam İstanbul'a kocaman bir Deli İbrahim heykeli dikerim. O da bir Osmanlı büyüğüdür.

Deli İbrahim heykeli, İstanbul'un bugün içine düştüğü çılgın gece hayatını, seks sıtmasını, içki cümbüşünü, başıboşluğu, çapaçulluğu, vur patlasın çal oynasın havasını pek güzel simgeler. İçinde yaşayan yüzbinlerce manyağı da temsil eder.

'Ne doğuluyuz ne batılı, ne halt olduğumuz belli değil' denilmek isteniyorsa Abdülaziz heykeli de uyar.

Yok eğer şehrin 'asayiş durumu' anlatılmak isteniyorsa, o zaman Tuzsuz Deli Bekir, Yeniçeri Kaytaz, Cingöz Recai, Sülün Osman falan heykelleri daha uygun düşecektir.
Akşam - Engin Ardıç

 

Şubat 2005 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06
07 08 09 10 11 12 13
14 15 16 17 18 19 20
21 22 23 24 25 26 27
28            
diğer aylar için tıklayın

Kentin fiziksel çevresi, sorunları ve kentli olmak üzerine görüşlerinizi Kent başlığı  altında tartışıyoruz.

Arkitera.com/forum

  

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz