Deprem erken uyarı
casusları
Beş yıldır sür-dürülen deprem tahmin
projesine Türkiye’den ilgi gösterilmezken, birçok yabancı ülke ortaklık önerisi
getirmiş. Projenin mimarı Berk Üstündağ’a göre yabancıların ilgisinin altında
yatan sebep, uydu avcılığı. Yani Türkiye’ye ait gizli bilgilerin yurtdı-şına
çıkarılmak istenmesi.
Yard. Doç. Dr. Berk Üstündağ’ın Lütfü
Yarayan ile geliştirdiği deprem tahmin projesi 5 yıldır muhtemel depremlerle
ilgili veri topluyor. Kayaların sıkışması ve gerilmesinden oluşan elektrik
gerilimlerine dayanılarak yapılan ölçümlerle deprem tahmini yüzde 65-70 oranında
tutturuluyor. Gelinen nokta depremin nerede, ne zaman ve kaç büyüklüğünde
olacağını bilecek noktada değil. Hareketler normal seyrinde giderken bölgede
değişen hareketlerin etki süresinin hangi saatler içinde olacağı biliniyor.
Marmara ağırlıklı çalışan ekip, kurdukları 15 ayrı istasyonla ölçüm yapıyor.
Projenin yavaş ilerlemesinin nedeni ise kaynak bulunamamış olması. Depremciler
ve konuyla ilgilenen yetkililer bilgisayar bölümü öğretim üyesi olan Üstündağ’ın
projesine mesafeli yaklaşıyor. Ancak kimse projenin bilimsel olmadığını, yanlış
yapıldığını açıkça ifade etmiyor. Üstündağ bu yaklaşımı; “Yurtdışından gelmeyen
buluşları kabul etmekte zorlanıyorlar. ‘Bu konuda çalışmayın’ diye açıkça ifade
etmeseler de ima ediyorlar. Şu nedenle yanlış deseler anlayacağız; ancak doğru
değil diyorlar, neden olduğunu söylemiyorlar.” diye yorumluyor. Deprem tahmin
projesi için gereken miktar 1 milyon dolar civarında. Bu parayla kurulacak
sistem sadece deprem verisi toplamayacak. Çevresel riskleri de gözetleyecek.
Böylece hava kirliliğinin artmasına paralel değişen hastalıklarla ilgili
tedbirler alınabilecek. Devlet Planlama Teşkilatı, sunulan projeyi “Türkiye’de
bu türden bilimsel çalışmaların yürütülmesi mümkün değildir.” diye reddetmiş.
Ülke içinde itibar görmeyen sisteme yurtdışından yoğun ilgi olmuş. Başta İsrail
olmak üzere, İngiltere, Yunanistan, İtalya, Japonya gibi ülkeler birlikte
çalışma teklifinde bulunmuş. Teklifi yapan şirketlerin bazıları kendi
ülkelerinde savunma sanayiinde de faaliyet gösteriyormuş. Üstündağ’a göre
yabancı ülkelere istedikleri gibi istasyon kurma izni vermek, ülkeyle ilgili
stratejik bilgileri yabancı istihbaratlara kaptırmak anlamına geliyor. Berk
Üstündağ uydu avcılığı dediği olayı şöyle anlatıyor: “Bu istasyonlar veri
iletişim sistemiyle çalışıyor. Sadece depremi değil, yeraltı zenginliklerini,
çevresel faktörleri, doğa olaylarını da inceliyor. Adamlar gelip bize ait
bilgileri çalıyor, biz de ‘paramız yok onlar yerimize araştırma yapıyor’ diye
seviniyoruz. Türkiye’nin arazisine ilişkin bilgilerin alınması bu kadar ucuz
olmamalı.”
Japonya ve ABD’de deprem tahmini için
ciddi kaynak ayrıldığı söylenemez. Nedeni ise bu ülkelerin depremlere karşı
hazırlıklı olması. Türkiye’de de benzer yönde görüşler dile getiriliyor.
Üstündağ’a göre Türkiye’nin böyle bir lüksü de yok: “Deprem riski en yüksek olan
bölgedeyiz. Kaynak bulunsa dahi 15 seneden önce binalarımızı depreme dayanıklı
hale getiremeyiz. Ancak deprem olacağını tahmin ederek can ve mal kaybını
azaltırız. Bizde de deprem, yağmur gibi can kaybına neden olmayan bir doğa olayı
haline gelse yatırım yapmamıza gerek kalmazdı.”
Zaman - Osman İridağ |