reklam

14 Şubat 2005 Pazartesi
Ana Sayfa > Haberler

Deprem erken uyarı casusları

Beş yıldır sür-dürülen deprem tahmin projesine Türkiye’den ilgi gösterilmezken, birçok yabancı ülke ortaklık önerisi getirmiş. Projenin mimarı Berk Üstündağ’a göre yabancıların ilgisinin altında yatan sebep, uydu avcılığı. Yani Türkiye’ye ait gizli bilgilerin yurtdı-şına çıkarılmak istenmesi.

Yard. Doç. Dr. Berk Üstündağ’ın Lütfü Yarayan ile geliştirdiği deprem tahmin projesi 5 yıldır muhtemel depremlerle ilgili veri topluyor. Kayaların sıkışması ve gerilmesinden oluşan elektrik gerilimlerine dayanılarak yapılan ölçümlerle deprem tahmini yüzde 65-70 oranında tutturuluyor. Gelinen nokta depremin nerede, ne zaman ve kaç büyüklüğünde olacağını bilecek noktada değil. Hareketler normal seyrinde giderken bölgede değişen hareketlerin etki süresinin hangi saatler içinde olacağı biliniyor. Marmara ağırlıklı çalışan ekip, kurdukları 15 ayrı istasyonla ölçüm yapıyor. Projenin yavaş ilerlemesinin nedeni ise kaynak bulunamamış olması. Depremciler ve konuyla ilgilenen yetkililer bilgisayar bölümü öğretim üyesi olan Üstündağ’ın projesine mesafeli yaklaşıyor. Ancak kimse projenin bilimsel olmadığını, yanlış yapıldığını açıkça ifade etmiyor. Üstündağ bu yaklaşımı; “Yurtdışından gelmeyen buluşları kabul etmekte zorlanıyorlar. ‘Bu konuda çalışmayın’ diye açıkça ifade etmeseler de ima ediyorlar. Şu nedenle yanlış deseler anlayacağız; ancak doğru değil diyorlar, neden olduğunu söylemiyorlar.” diye yorumluyor. Deprem tahmin projesi için gereken miktar 1 milyon dolar civarında. Bu parayla kurulacak sistem sadece deprem verisi toplamayacak. Çevresel riskleri de gözetleyecek. Böylece hava kirliliğinin artmasına paralel değişen hastalıklarla ilgili tedbirler alınabilecek. Devlet Planlama Teşkilatı, sunulan projeyi “Türkiye’de bu türden bilimsel çalışmaların yürütülmesi mümkün değildir.” diye reddetmiş. Ülke içinde itibar görmeyen sisteme yurtdışından yoğun ilgi olmuş. Başta İsrail olmak üzere, İngiltere, Yunanistan, İtalya, Japonya gibi ülkeler birlikte çalışma teklifinde bulunmuş. Teklifi yapan şirketlerin bazıları kendi ülkelerinde savunma sanayiinde de faaliyet gösteriyormuş. Üstündağ’a göre yabancı ülkelere istedikleri gibi istasyon kurma izni vermek, ülkeyle ilgili stratejik bilgileri yabancı istihbaratlara kaptırmak anlamına geliyor. Berk Üstündağ uydu avcılığı dediği olayı şöyle anlatıyor: “Bu istasyonlar veri iletişim sistemiyle çalışıyor. Sadece depremi değil, yeraltı zenginliklerini, çevresel faktörleri, doğa olaylarını da inceliyor. Adamlar gelip bize ait bilgileri çalıyor, biz de ‘paramız yok onlar yerimize araştırma yapıyor’ diye seviniyoruz. Türkiye’nin arazisine ilişkin bilgilerin alınması bu kadar ucuz olmamalı.”

Japonya ve ABD’de deprem tahmini için ciddi kaynak ayrıldığı söylenemez. Nedeni ise bu ülkelerin depremlere karşı hazırlıklı olması. Türkiye’de de benzer yönde görüşler dile getiriliyor. Üstündağ’a göre Türkiye’nin böyle bir lüksü de yok: “Deprem riski en yüksek olan bölgedeyiz. Kaynak bulunsa dahi 15 seneden önce binalarımızı depreme dayanıklı hale getiremeyiz. Ancak deprem olacağını tahmin ederek can ve mal kaybını azaltırız. Bizde de deprem, yağmur gibi can kaybına neden olmayan bir doğa olayı haline gelse yatırım yapmamıza gerek kalmazdı.”
Zaman - Osman İridağ

 

Şubat 2005 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06
07 08 09 10 11 12 13
14 15 16 17 18 19 20
21 22 23 24 25 26 27
28            
diğer aylar için tıklayın

Kentin fiziksel çevresi, sorunları ve kentli olmak üzerine görüşlerinizi Kent başlığı  altında tartışıyoruz.

Arkitera.com/forum

  

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz