Modern hayatın incisi
Perlit
Altından
bor ve perlite kadar birçok madende önemli rezerve sahip olan ülkemiz,
yeraltındaki zenginlikleri yavaş yavaş fark ediyor. Dünyada perlitin en fazla
üretilen ve tüketilen ülkesi olan ABD, perliti ilk keşfeden ülke unvanına da
sahip bulunuyor. Perlitin önemini keşfeden Amerikalalılar, bu nanide ürünü çok
üretiyor, çok tüketiyor. “Grinin tonlarından siyaha kadar” renk yelpazesi
bulunan bu parlak madene, “inci taşı” anlamına gelen “Perlit” adını da yine
Amerikalılar vermiş.
30 - 40 kat büyüyor
Isıtılınca mısır patlağı (pop corn) gibi olan ve hacminin 30-40 katına kadar
genleşen bu gözenekli maddenin analizlerini yaparak nerede kullanabileceklerini
araştıran ABD’liler, bu minerel için bir enstitü kurarak, adını da Perlit
Enstitüsü (The Perlite Institute) koymuşlar. Mimaride, peyzajda, metal
sanayiinde, tarım, gıda ve ilaç sektöründe kullanılan perlitin üstün özellikleri
saymakla bitmiyor. 1940’da üretimine başlanılan perlit, inşaat sektörü için
ideal bir madde olduğunu hemen kanıtladıktan sonra üretiminin artırılması dikkat
çekiyor. Bu değerli maden, aynı yıllarda Avrupa’da da kullanılmaya başlanıyor.
Ülkemizde perlitin kullanımının, 1979’larda başlıyor. Türkiye, dünya perlit
rezervinin dörtte 3’ünü bünyesinde barındırıyor. Bugün ülkemizde üretilen
perlitin yüzde 80’i inşaat seköründe ısı ve ses yalıtım malzemesi olarak
kullanılıyor. Üretimin yüzde 15’ini İngiltere, Fransa, Belçika, Lüksemburg,
Danimarka, Hindistan, Makedonya, Venezüella, S. Arabistan, Brezilya ve G.
Kore’ye ihraç ediyoruz. Yüzde 5’ini de iç piyasada, peyzaj mimarisinde ve
tarımda kullanıyoruz.
Biz de enstitü kuralım
Dünya ihracatının yüzde 32’sini ABD, yüzde 22’sini Yunanistan, yüzde 15’ini
de Türkiye gerçekleştiriyor. ABD ve Yunanistan’ın 1940’larda, bizim ise 1979’da
üretime başladığımız göz önüne alındığında bu konuda karamsarlığa gerek olmadığı
anlaşılıyor. İç piyasada tüketimi arttırmanın ve dünya genelinde yeni pazarlara
açılmanın yolları bulunabilirse, topraktan çıkarılması, işlenmesi çok kolay bir
maden olan 8 milyar tonluk perlit rezervimizin, ülke ekonomisine büyük katkı
sağlayacağı da ortaya çıkıyor. Uzmanlar, bor için kurulan enstitünün (BOREN) bir
benzerinin de perlit için kurulması gerektiğine dikkat çekiyorlar.
Sanayicinin gözdesi
Maksimum +1050 dereceye kadar olan sıcaklıkta kazan, tavlama-dövme, ısıl işlem
ve ergitme ocaklarında kullanılan tuğlaların üretiminde perlit kullanılıyor.
Döküm sanayiinde de yüzde 20-30 oranında perlit kullanılıyor. Yüksek ısılı
fırınlarda ısı kaybını önlemek için de perlit kullanılırken, düşük sıcaklıklarda
(-270 derece) sıvılaştırılmış bütün gazların tanklarda korunması, perlit ile
sağlanıyor.
Estetiğin sembolü
Perlitli refrakter blok ve tuğlalar hafif olduğu gibi yüksek oranda yalıtım
sağlıyor. Radyoaktif olmaması, depreme dayanıklı olması,
ısıyı koruma oranının yüksekliği, ses geçirmemesi, darbe ve gürültüyü absorbe
etmesi, yangına direnci, asit ve bazlara karşı dayanıklılığı, bakteri
barındırmaması gibi müthiş avantajları, perliti inşaat sektöründe ‘ideal’ konuma
getiriyor.
Spordan sağlığa
Çevremizde gördüğümüz özel olarak düzenlenmiş yeşil alanların, bahçelerin,
parkların, havuzların yapısında perlit bulunuyor. Bayındırlık ve İskan
Bakanlığı’nın hazırladığı Peyzaj Mimarlığı Teknik Şartnamesi’nde futbol
sahaları, çim tenis kortları, golf sahaları ve benzeri çim yapım tekniği
gerektiren alanlarda toprak düzenleyici olarak perlit kullanılması isteniyor.
Gıda ve içme suyu sektöründe hijyenik filtrasyon perlitle yapılıyor. Isı ve su
tutucu özelliğiyle organik tarım, fidecilik, çiçekçilik ve seracılıkta
kullanılıyor.
Türkiye - Sefa Koyuncu |